• son yıllarda özellikle alzheimer hastalığı üzerine çok değerli araştırmaları ve bilimsel yayınlarıyla tanınmaya başlayan bilim insanı. doktora yıllarından itibaren üzerinde çalışmaya başladığı ve insanlarla oldukça benzer genetik yapıya sahip zebra balığının rejeneratif kapasitesinin alzheimer hastalığının tedavisinden kullanılıp kullanılmayacağını dert edinmiştir. araştırmaları sonucunda zebra balıklarının beyninde yaratılan alzheimer modellemelerinde balığının, alzheimer olduktan sonra sinir hücrelerinin ölmesine rağmen, insanların aksine sinir hücrelerini üreten kök hücrelerini aktifleştirebildiğini ve daha fazla sinir hücresi yaptığını ortaya çıkarmışlardır. araştırmaları giderek hastalığın tedavisi açısından giderek daha ümit verici sonuçlara ulaşmaya başlamıştır. (çalışmalarının geldiği aşamaya ilişkin hürriyette çıkan haber)

    bilim insanı kimliği ve çalışmaları bir yana çağhan, tarihten siyasete, edebiyattan sanata kadar pek çok alanda meraklı ve üretken birisidir. zonguldak ve kocaeli'de geçen ortaöğretim , odtü'de geçen üniversite ve almanya'da geçen lisansüstü eğitimi boyunca sosyal ve siyasal alanda oldukça faal olmuştur. bu yıllar boyunca pek çok farklı dergide, ekonomiden siyaset bilimine kadar farklı konularda yazıları yayınlanmıştır.

    halihazırda almanya'da sürdürdüğü bilimsel çalışmalarının yanında abd merkezli olarak faaliyetlerini yürüten research institute on turkey ekibinin de aktif bir emekçisidir. enstitü olarak türkiye'nin hem yakın tarihi hem de güncel sorunları üzerine oldukça faydalı araştırmalar yürütmekteler.

    tüm bu çalışma ve çabalarının ötesinde kendisi çok iyi bir insandır. takip edin, arkadaş olun.
  • bu sabah birgün gazetesindeki alzheimer tedavisi imkânsız değil yazısını okudum, hoca şahane işler yapıyor yapmaya da devam edecektir muhtemelen.

    yazının sonuna özgür bilim diye bir başlık eklemiş, evrensel bilim etiği kısımlarına pek katılamadım ama yazının geneli çok yerinde olmuş, böyle bir çalışmanın altında böyle bir bölüm ekleme fikri için bile kendisini tebrik ederim.

    --- spoiler ---
    özgür bilim
    son ama oldukça önemli olan ve bu yazının odağını aşan bir noktanın altını çizmeden geçmemek gerekiyor. her özgün ve faydalı çalışma gibi bizim çalışmamız da akademik özgürlüğün olduğu bir ortamda farklı kültür ve deneyimden gelen bilim insanlarının hiyerarşiyi minimize eden kolektif çalışmasıyla, başka laboratuvarlarla ortak çalışmaların yaşama geçmesiyle ve dayanışmanın gücüyle başarıya ulaştı. bilim, itaatsiz ve dogmalardan uzak bir özgür yaratım ortamına sahip olabildiği oranda yenilikleri ortaya çıkarabilir ve kamunun yararına hizmet eder. bilim insanı ise eğer bilimsellik çabasındaysa yaşamını dogmaların ve politik gücün dışında muhalif bir sorgulayıcı kimliğe büründürmekle yükümlüdür. sorgulamadan olanı kabul eden bilim ne kadar içi boşaltılmış bir bilim ise, dogmalara ve beyin göçüne karşı durmayan, özgür zihinler yetiştirme amacı gütmeyen ve toplumsal koşullara ses çıkarmayan bilim insanları da evrensel bilim etiğinden o kadar uzaklaşmış durumdadır. alzheimer’ın tedavisi ile belki bilim insanları hafızaları yeniden yaratabilecekler, ancak toplumların hafızasının hiç silinmemesi için tüm toplum kesimlerinin ortak çabası gereklidir. dünyada, günümüzde bu çaba, belki de hiç olmadığı kadar elzemdir.
    --- spoiler ---

    sabah sabah böyle çalışmaları okumak böyle insanların da olduğunu hatırlamak pek bi hoşuma gitti.
    kızıllab takipteyim.
  • birgün gazetesinde yazmaya başlayan bilim insanı. ilk yazısı için buyrunuz. tahtayı en kalın yerinden delmek: bilimin sancılı mücadelesi

    alzheimer alanında yürüttüğü çalışmaların bir kısmını açık radyo’da konuk olduğu podcastlerden dinleyebilirsiniz.
  • epilepsi üzerine yaptıkları çalışma dünyanın en prestijli bilimsel dergilerinden nature communications tarafından yayınlanan bilim insanı.

    norveç bilim ve teknoloji üniversitesi ile alman nörodejeneratif hastalıklar merkezi'nin önderliğinde prof. dr. emre yakşi, dr. nathalie jurisch-yakşi ve doç. dr. çağhan kızıl tarafından yürütülen ortak çalışma, epilepsi krizlerinin beynin savunma sisteminin çökmesi ile başladığını ortaya koydu.

    kaynak
  • devrimci bilim insanı.
  • sosyal medyada türkler arasında en doğru bilgileri veren ve yeni çıkmış makaleleri yorumlayıp, özetini veren moleküler biyolog. viroloji asıl alanı olmamasına rağmen en bilgilendirici yazıları derliyor.

    ancak son zamanlarda "kızıl" yorumlar ve her cümlesine ünlem koymasıyla biraz gözümden düşmedi değil. ilk başta hükümeti eleştiren ve yerinde twitleri varken şu anda aşırıya kaçıyor bence. eleştirileri haksız değil ama hepimiz biliyoruz ki hükümet de her şeyin farkında. farkında olmasına rağmen işine gelmediği için gerekli önlemleri almıyorlar, ve almayacaklar!

    daha fazla uzatmak "dinozor solcu refleksi" maalesef. gerçi sosyal medya üzerinden baskı yapılabilinir ama görüldüğü üzere bi halta yaramıyor şu süreçte.

    bir de şu koskoca ülkede bir tane bile viroloji enstitüsü yok mu, bir tane şu korona virüsler üzerine çalışan akademisyen yok mu?
  • bu adamın cümleleri beni aşırı geriyor çünkü çok haklı.
  • babası zonguldaklı bir maden işçisi olup vefat etmiş olan, odtü mezunu, 15-16 yıldır almanya'da yaşamını sürdüren genetik bilimci prof. an itibariyle fox çalar saat'te. ''alınmayan her önlem bu hastalığı artıracak'' diyerek cuma günü yaşanan izdihama da bir gönderme yaptı haliyle. önemli.
  • dresden üniversitesi'nde doçent doktor.

    yaşadığımız coronavirüs günlerinde bazı akşamlar yavuz oğhan'ın yayınlarına bağlanıp almanya'daki gelişmeler hakkında bilgi vermektedir. son derece anlaşılır, yararlı ve bilgilendirici bir üslubu vardır.

    kendisine teşekkür ediyor, muvaffakiyetler diliyoruz...
  • enfeksiyon uzmanı olmamasına rağmen gün boyunca, twitter'dan sadece türkiye ile ilgili felaket senaryosu yazıyor. uzmanı olmayan konuşmasın diyoruz, kendisi uzmanı değil sürekli konuşuyor. diğer uzmanı olmadan konuşanları, insanların hayatları ile oynadıklarını iddia ederek itibarsızlaştırdık fakat bu durumda irdelenmesi gereken başka bir senaryo insanların psikolojisiyle oynamanın da toplumsal bir suç olduğudur bence.

    türkiye ile ilgili ısrarla sokağa çıkma yasağı istiyor, bu yasak olmazsa, inanılmaz felaketlerin olacağını söylüyor, bugün itibari ile 133,154 vaka olan almanya mayıs itibariyle okulları açılacağını açıkladı ancak bundan hiç bahsetmemesi dikkatimi çekti.

    kendisi kibar, alanında başarılı bir bilim adamı belli ki ancak alman bilim adamı prof.dr. stefan hockertz'in bahsettiği lab'ına sponsor bulamama korkusuyla durumu abartanlardan mı bilemedim.

    edit: sokağa çıkma yasağı, sokağa çıkma kısıtlaması, karantina farklı şeyler, kendisi bu entry'den sonra ilk kez iyi bir şey yazmış ardından da almanya'dan bahsetmiş. atıfta bulunduğu robert koch enstitüsü'nün de ,bir çok alman doktor tarafından sürekli eleştirildiğini söyleyelim.

    kendisi bugün süreç iyi yönetiliyor gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını söylüyor. kendisi de sağlık sistemi çökmüş gibi bir algı yaratıyor. eleştirenlere de söylediklerininiz bilimselliği yok diye karşı çıkıyor, kendisinin ilk vakanın açıklandığı gün çıktığına dair bilimselliği nereden elde etmiş onu sormak isterim ? çünkü bütün istatistikleri verinin ilk açıklandığı güne göre yapıyor, bundan önce de vaka çıkmaması imkansız diyorlardı. sanki hiç önlem alınmıyor gibi bir ortam yaratıyor .

    herkesin sokaklarda hayatına devam ettiğini söylüyor, üstelik bunu türkiyede yaşamadan belirtiyor ,

    https://www.apple.com/covid19/mobility ye baktığımızda

    mart başından beri apple telefonlar üzerindeki datadan çıkan sonuç . kesin net bilgi vermese bile, istatistiki olarak bir fikir verebilmesi açısından. paylaşıyorum.

    almanya
    driving -45%
    walking : - 39 %

    türkiye
    driving -58%
    walking -66%
hesabın var mı? giriş yap