• filmi beğendim ve beğendiğim kısım birebir aynısının yapılmaması.

    beni en derinden etkileyen kısımda aşağıda spoiler olarak yazayım.

    --- spoiler ---

    askerden kaçan tanığın vurulduğu kısım. komutan askeri vuruyor ve askerine kaçmaya kalkıştı diyor. asker sorgulamadan emredersiniz komutanım çekiyor.

    bu şekilde kaç faili meçhul insan kaldı o dönemlerden. babam annem falan gittik babamın sadece o kısımda gözleri doldu.

    ayrıca sağcı ve solcunun kaçış planında beraber çalışmasıda babamın hoşuna gitmiş :)

    hepimiz aslında iyi insandık ama anlaşamıyorduk dedi.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    babaanne öldüğünde ova’ya kim bakacak diye düşünürken öğretmen ile hapishane müdürünü evlendirenler online mı :)

    --- spoiler ---
  • miracle in cell no.7 isimli 2013 yapımı güney kore filminin türkiye uyarlaması.
  • mehmet ada öztekin'in yönetmenliğini üstlendiği türkiye toplumunun fotoğrafı sayılabilecek nitelikte ağır göndermeler içeren çok güzel bir film.

    beni ağlattı. hatta salondaki çoğu kişiyi ağlattı. oyunculuk gayet iyi. hatta türkiye sinemasının bence en iyi oyunculuklarına sahip bir film.

    izlemenizi şiddetle öneririm.

    --- spoiler ---

    "ölen kızın babası yarbay. allah yani."

    yukarıdaki filmden bir cümle. 80'lerin de özeti ayrıca.

    --- spoiler ---
  • film halihazırda sayfalarca değerlendirildi. biz acizane filmin alt metinlerine odaklanalim.

    buyrun : spoiler içerir

    *

    öncelikle en sıradan izleyicinin bile kolaylıkla anlayacağı filmin ana meselesi sıkı yönetim ve askerî düzenin kötü ve sakıncalı olduğu. darbe sonrası sıkıyönetimde lokal dahi olsa askerin (otoritenin) aldığı kararı sorgulama, temyiz etme, yeniden değerlendirme imkansız. en kötü haliyle bile sivil idare çok daha iyidir diyor film.

    yukarıdaki ana meseleyi anlatırken, mahkum yani suçlu dahi olsa, her bir sivilin herhangi bir askerden daha insaflı olduğunu görüyoruz. görevi cezaevi müdürlüğü gibi sert ve acımasız bir iş olmasına rağmen, sivil müdür babacan bir karakter. yine sivil öğretmen de kimsesizin annesi olmaya hazır. güzel ve hayatının baharında öğretmen bir an bile tereddüt etmiyor.

    askerlere gelirsek, yüzbaşı dahil olmak üzere bu sınırın altı makul ya da makuliyete açık. bu sınırın rastgele seçildiğini düşünmüyorum. çünkü yüzbaşının üstü üstsubay diye geçer. bunlar yönetim sınıfının başlangıcıdir. yani yüzbaşı da olsa subay, üstsubaydan farklı. yani askerin yönetici sınıfında problem var diyor film.

    asker kaçağı gence gelelim. vicdanlı bir genç. vicdanı sebebiyle askerliği yapamıyor, firar ediyor. askerliğin vicdansız bir iş olduğunu düşündüren bir detay. hatta bu genç yanacağını bile bile gelip hakikatin tarafında şehadet ediyor. ancak kalleşçe basının arkasından tek kurşun ile infaz ediliyor. ilginçtir izleyici bu gence hiç üzülmüyor. bu gencin ölümü sadece ana karakterin umudunun sönüşü anlamına geliyor. oysa bu genç hiçbir menfaati olmamasına rağmen hakikat için öldürüldü.

    gelelim 7. koğuş ahalisine. hafız türk sinemasının üç kağıtçı dindar klişesine bir isyan. yeri geldiğinde küfür de eder ama vicdanlı bir yol gösterici.

    son dönemlerde ülkede karadenizlilere karşı ciddi bir soğukluk yükseliyor. ülkenin ve kurumların yönetimini tamamen ele geçirmiş bencil ve hemşehrici bir azınlık olarak görülmeye baslandilar. film buna karşı çıkıyor ve malum karakteri ortaya koyuyor. defalarca adam öldürmüş ancak mert ve gariban babası bir koğuş ağası.

    karadenizli övulunce denge mekanizması devreye giriyor ve * doğulu, masumlar için canıni veren ağa tiplemesi ortaya çıkıyor. bu da türkiye bütünlüğüne bölgesel bir vurgu. siviller arasında ciddi sorun yok mesajını esgeçemeyiz. ayrıca bu karakterin adının yusuf olmasına dikkat. dini bir alt metin. medrese-i yusufiyede yükselen ve tertemiz bir ruh olarak rabbin karşısına çıkan bir günahkar. onun tek amacı kızına kavuşmak değil bana göre, cenneti arzuluyor dinin emrettiği gibi. ancak çok dindar değil kuran ayeti ile gelen cevaba bana ezberden konuşma diyor. yani akıl ve şartların gerektirdiği şekilde cevap istiyor.

    ancak film bütünüyle dindar bir film değil. sadece dine saygılı. zira babaanne kuşlar cennete gitmiyor, yaz ve kış göçüyorlar bu gerçekle ilgili diyor. yani gerçek dünyevi aslında. ama saf temiz insanlar bunu maneviyata yorar* yine yukarıdaki mesele, yusuf'un ezberden ayet ile cevap istememesi meselesi burada da önemli.

    idam günü sağcı ve solcuların müdür talebiyle operasyona yardımcı olması ise atlanmamasi gereken çok çok önemli bir detay. film diyor ki bu ülkenin sağcı ve solcuları evet yıllarca kavga etti ancak asıl suçlu askerdi. eğer ortak bir payda olsaydı sağcısı solcusu pekala birlesirdi, hakikatin yükselmesi için birlikte savaşırlardi.

    bakın filmin sonunda masum ve mağdurların tekne ile yurtdışına kaçmasına dikkat edelim. orada ne deniyor onlara, bizi asker bu hale getirdi deyin. burada açıkça şu mesaj var, bu ülkenin birçok evladı askeri düzenin zulmünden avrupa'ya kaçtı, onlar masumdu. burada yüzbaşı yine de asker yaptı demesin deyince, babacan müdür ters ve sert tepki veriyor. bunu artık çekinmeden söyleyeceğiz diye anlıyorum.

    sonsöz uyarlama dediğin böyle olur. lokal konu ve meseleler her yabancı esere yedirilebilir. yeter ki sanatçı olsun işin başında.
  • suçsuz olduğum açıklanana kadar 3 gün tek başıma nezarette kaldım. o 3 gün hayatım sikildi benim. o sebeple böyle yapımlar canımı acıtıyor benim. orijinali güzeldi bu da güzel olur kesin.

    ben 3 günde kafayı yedim 30 yıl suçsuz yatanlar var. allah sabır versin. varsa...
  • ülkedeki film türlerini özetliyorum:
    dram: ağla babam ağla
    korku: cin, dua, efsane
    komedi: küfür

    işini layıkıyla yapan bir avuç insana lafım yok.
  • bu filmin çağan ırmak’a ait olmadığına çağan ırmak kendisi bile inanmıyordur.
  • filmin ismi spoiler
  • bence oscari askorozlu nun en kucuk ogluna versinler. o nasil bi "ederük baba" deyişti öyle
hesabın var mı? giriş yap