• bankalara getirmiş olduğu yükümlülükler bir yana, hamiline çeklere ilişkin olarak hayli enteresan bir düzenleme içeren kanun. yürürlüğe girdiği tarihten sonra keşide edilmiş olan çekler arasında hamiline olarak keşide edilen ve fakat hamiline çek hesabına dayanmayan bir çek varsa, yani bankanın hamiline ifadesini matbu olarak çekin üzerine işlediği çeklerden olmamasına rağmen lehdar belirtmemek suretiyle hamiline hale getirilmiş bir çek sözkonusuysa; 7. maddenin 9. fıkrası uyarınca "hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişi, bu aykırılığı içeren her bir çekle ilgili olarak, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
    işlerin çığrından çıkmasının telafisinin böyle tabiri caizse işkembeden suç ihdas etmek suretiyle gerçekleşeceğini düşünmek ne kadar sağlıklıdır ve bundan da önemlisi acaba yürürlüğe gireli bir yılı aşmış olan bu kanunda bu bir yıllık uygulama içerisinde kanunu bilmeyen kaç vatandaş, bu hükme tabi bir yargılamaya muhatap olmuştur doğrusu merak içerisindeyim. dahası böyle bir hükmün ticari hayata ne yönde bir katkısı olmuştur bu bir senelik süre zarfında onu da bana öğretecek birileri çıkarsa çok memnun olurum.
  • yeni değişiklikleri kabul edilen kanundur.

    haber

    --- spoiler ---

    madde 63 – 5941 sayılı kanunun 5 inci maddesinin madde başlığı “ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde, birinci, sekizinci ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci ve dokuzuncu fıkraları
    aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “sorumluluk ile idarî yaptırım sorumluluğu” ibaresi “ve cezai sorumluluk” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
    “(1) üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak,binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamaz. mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı icra ve iflas kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve icra ve iflas kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.”
    “(2) birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir. çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. birinci fıkra uyarınca hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenler, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamazlar. ancak, hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam eder.”
    “(8) çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, adalet bakanlığı ulusal yargı ağı bilişim sistemi (uyap) aracılığıyla mersis ile risk merkezine elektronik ortamda bildirilir. hakkında çek hesabı açma yasağı kararı verilen kişiler, risk merkezi tarafından bankalara bildirilir. bu bildirimler ile bankalara yapılacak duyurulara ilişkin esas ve usuller, adalet bakanlığının uygun görüşü alınarak risk merkezi tarafından belirlenir.”
    “(9) karşılıksız kalan bir çekle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine karar verilmesi hâlinde, aynı kararda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına karar verilir. çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin kararların kesinleşmesi üzerine, bu kararlar, mersis ile risk merkezine sekizinci fıkradaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.”
    “(10) birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmaz.”
    “(11) birinci fıkra uyarınca verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında kanunun 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilir.”
    --- spoiler ---
  • memleketteki kanun ve nizamlara güvenerek çek alan, namusu ile ticaret yapmaya çalışan tüm alacaklılara ceza, tüm üçkağıtçılara da ödül niteliğindeki kanun.

    iddia ediyorum, türkiye ortamında bu tür kanunlar çıkarılmaya devam edildiği müddetçe namuslu kalmak imkansızdır.

    yine iddia ediyorum, vicdan dediğimiz olguyu bir kenara bırakabilen herkes türkiye'de rahatça zengin olabilir.
  • bu kanun ile birlikte, 3167 sayılı kanunun, 4814 sayılı kanunla değişik 16. maddesine göre; karşılıksız çek keşide etmek suçundan mükerrirlere verilen 1-5 yıl arası hapis cezası da yürürlükten kalkmıştır.
  • derdest olan "karşılıksız çek keşide etme" davalarının alayının anasını sikmiştir. şöyleki önceki kanunlar cirantalara'da şikayet hakkı tanır iken, 5941 sayılı kanun şikayet hakkını sadece "hamil" ' e vermektedir, yani şikayet hakkı en son bankaya ibraz eden hamile aittir. bu durumda önceden açılmış olan ve halen derdest olan davalar birer birer red yemekte ve sanıklara beraat çıkmaktadır. bu kadar büyük bir boşluk nasıl kapatılır merakla bekliyoruz.
  • hapis cezası ülkemiz koşullarında gayet yerinde bir kanundur. yukarıdaki entry olaya daha çok çekini ödeyemeyip mağdur olan kişi tarafından yaklaşmış. peki kötü niyetli şekilde piyasayı dolandıran kişileri hiç düşündünüz mü? yanlarına kar mı kalsın? bazıları da hesapsız kitapsız basiretsiz bir şekilde çek kesiyor güya iş yapıyor. sonra alacağını alamayınca kendiyle beraber alacaklıları gümlüyor.

    türkiye vadeli bir ekonomiye sahip, sermaye birikimi olmadığı için mecburen çek kullanılıyor. kasanda piyasaya ciroladığın veya kestiğin çek kadar paran yoksa(en azından belli bir yüzdesi risk miktarı olarak) kusura bakma senin başkasını mağdur etme hakkın yok, herkes sermayesine göre iş yapsın diğerleri elensin. buna ben de dahilim.

    imza: ciddi miktarda çeki ödenmeyen ama başkasını mağdur etmeyen bir mağdur.
  • karşılıksız çeke hapis cezasının kaldırılmasıyla insanlar battıktan sonra tekrar düzdnlemeye giden yasa.
    davul zurnayla kalktı, davul zurnayla getireceğiz deniyor
  • 25/03/2020 tarihli bugün yürürlüğe giren 7226 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun ile birlikte geçici bir madde eklenen kanundur.

    şöyle ki 24/03/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı söz konusu yasa kapsamında mahkum olanların cezalarının infazı söz konusu 25/03/2020 tarihli 7226 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunda yer alan geçici madde ile durdurulmuştur.bu nedenle söz konusu suçtan hükümlü her mahkum talep olmaksızın derhal tahliye edilecektir.

    tahliye tarihinden diğer bir ifadeyle infazın durdurulduğu tarih itibariyle asgari üç aylık süre sonunda ödenmeyen çek bedelinin onda birini alacaklıya ödemesi gerekmektedir. şayet infazın durdurulmasına karar verilen tarihten diğer bir ifadeyle tahliye edildiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede çek bedeline ait borcun onda birini ödemez ise; üç ayın sonunda cezanın infazına kaldığı yerden devam olunacaktır.

    hükümlünün kalan çek bedeline ait borcun onda birini ödemesi cezanın tüm sonuçları ile birlikte kaldırılması için yeterli değildir. onda biri ödendikten sonra kalan kısmını ise; üç aylık sürenin bitiminden itibaren ( yukarıdaki paragrafta zikredilen infazın durdurulacağı 3 aylık süreden bahsediyorum ) ikişer ay arayla on beş eşit taksit ile ödemesi durumunda mahkemece ceza mahkumiyeti tüm sonuçları ile ortadan kaldırılacaktır. diyelim hükümlü ilk defa bir taksiti süresinde ödeyemedi o zaman; söz konusu taksit on beş aylık taksit süresinin sonuna ek bir taksit olarak eklenir. söz konusu taksit ekleme hususu bir defaya mahsustur. hükümlü taksitlerden birini daha ödemezse alacaklının başvurusu üzerine mahkemece karar verilerek hükmün infazına devam olunur.

    not: infazın durdurulması ile birlikte salıverilen mahkumun yurtdışına kaçmasını önlemek adına verildiğini düşündüğüm ceza muhakemesi kanununda yer alan adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yolu açılmış, söz konusu kararlara karşı 2004 sayılı icra iflas kanunu 353. maddesinde yer alan itiraz usulü uygulanacaktır.
  • bugün (15.08.2023) itibariyle toplam 20.000'e yakın insanın 5 yıl süreyle cezaevine dönmesine vesile olan kanun. cezaevine giren bu kitlenin içinde konkordato ilan edip keyfi olarak borcunu ödemeyen firmalardan alacaklarını alamayan, ülkedeki her türlü ekonomik krizlerden etkilenen dolayısıyla çeklerini ödeyemeyen iş adamları, esnaflar bulunmakta. elbette her konuda olduğu gibi art niyetli insanlarda mevcut.

    ancak konu şu ki; bu verilen ceza, şartlı indirime, denetimli serbestliğe tabi değil. 15 temmuz 2023 tarihinde yapılan infaz düzenlemesi ile sahte çek basan, kalpazanlık yapan ve dolandırıcı vasfındaki mahkumlar denetimli serbestliğe tabi tutularak serbest bırakıldı. ancak 5941 sayılı kanun bu infaz düzenlemesi kapsamına alınmadı. devletimiz şimdilik 20.000 arkadan gelecek toplam 100.000 kişilik çek borçlusuna bugün itibariyle açık ceza evine dönme emri verdi.

    işin ilginç tarafı, bu insanlar şu anda borçlu oldukları kişilere ödeme yapmadıkları için değil, ilgili kanun sebebiyle devletimizin en az borçlu olunan çek tutarı kadar kestiği adli para cezası dolayısıyla mahkum edildiler. dolayısıyla, ne borçlu borcunu ödeyebilecek ne de alacaklı alacağını tahsil edemeyecek.

    bu yasanın bir an önce değişmesi ve iki tarafından mağdur edilmemesi için yeni bir düzenleme şart hale gelmiştir. aksi takdirde mahkum olan insanlar anayasa ve aihm'ye aykırı bir şekilde ekonomik sorumluluklarından dolayı hapis yatmaya devam edeceklerken borçlarını ödeyemeyecek,alacaklılarda alacağını alamayacağından tahsilat kabiliyeti ortadan kalkacaktır.

    umarım devletimiz bu kanunla ilgili mağduriyetleri göz önüne alır ve bu insanları serbest bırakır. ki çalışarak borçlarını öder, hayatları boyunca karakol görmemiş insanlar ailelerinin ve işlerinin başına dönüp düzenlerini tekrar kurabilirler.
  • maliye bakanlığı’nın kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine (!) alma çabasının sonucu olduğu söylenen kanun.
hesabın var mı? giriş yap