• kill bill 2'de bill, superman hakkında diyor ya "clark kent tiplemesi aslında superman'in insanlığa dair eleştirisidir" diye. bugün lgbt yürüyüşünde insanların renkli ve cıvıl cıvıl halleri aslında onların her gün ve her zaman, en azından istedikleri zaman olabilmek istedikleri halleri. ama işlerinden olma, mahalle baskısı, hatta hayatlarını kaybetme korkusuyla pek çoğu yılın kalan 364 günü clark kent olarak gezmek zorunda kalıyorlar.

    o yüzden lgbt onur yürüyüşlerindeki coşku ve sevinç patlaması biraz da ondan. zira "o gün bügün".
  • gezi parkındaki tutumları, insanlıkları, sevimlilikleri nedeniyle büyük saygı duyduğum insanlar için katılacağım yürüyüş. kendilerini daha iyi anlamanın yolu gezi parkıymış meğer. bu ülkede ötekileştirilmek nedir en iyi onlar biliyor. cesaretleri ve iradeleri takdiri hak ediyor.
    "yasak ne ayol!" diyorlar, daha ne söylenebilir?
  • onurlu bir yürüyüştür.

    insanların lbgt olması doğuştan gelir.

    sonradan olmaz.
    hastalık değildir, seçim de değildir.

    dünyada yapılan hiçbir araştırma
    lgbt olan ebeveynlerin evlerinde büyüyen çocukların
    sırf bu neden ile iyi yetiştirilemeyeceğini kanıtlamamıştır.

    çocuk hakları konusunda duyarlı
    sorumluluk sahibi
    fiziksel ve ruh sağlığı yerinde olan
    her yetşikin insan
    bir çocuğu hakkı ile büyütebilir, ona rehber olabilir.

    şimdi dağılın arkadaşlar
    muhalefetinizi başka konu ve yerlerde yapın;
    çünkü
    bu lgbt konusu ile elinizde genel geçer hiçbir mantıklı veri yok.

    ya da gidin kendi heteroseksüel evlerinizdeki gitmeyen şeylere bir odaklanın;
    oralarda bir özgürleşme
    ve kendi onurunuz için çalışma yapın.

    lgbt onur yürüyüşünü destekliyorum.
    bir kadın bedeninde bir insan olarak sırf kadın bedeninden olmaktan dolayı
    uğradığım tüm ruhsal ve fiziksel tacizleri de kınıyorum.
    kardeşlerimin insan hakları çerçevesinde bir dünyada bir gün yaşıyor olacağına inancım da tamdır.

    insan hakları evrensel beyannamesi :

    madde 1- bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit
    doğarlar. akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik
    anlayışıyla davranmalıdırlar.

    madde 2- herkes, ırk, renk,....... " cinsiyet " ......, dil, din, siyasal veya başka bir
    görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir
    ayrım gözetmeksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün
    özgürlüklerden yararlanabilir. ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet
    altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı
    ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya
    203 insan hakları evrensel beyannamesiülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir
    ayrım gözetilmeyecektir.

    madde 3 -yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır

    ............

    görece olarak bir takım şeylere dayandırılarak lgbt tabu yapılmasının nedeni
    tamamı ile insan üretimini arttırmaktır.
    çünkü bir zamanlar
    insan lazımdı ne için ?
    köle olsun diye
    asker olsun diye

    şimdi yeterlidir.
    ortamda o kadar çok anasız babasız çocuk var ki
    ya da
    çocuklarına bakamayacak halde olan çok ana baba var.

    o neden ile

    olaylara artık

    ayrımsız

    insan olarak bakmanın zamanı geldi de, geçti bile.....

    uyanın
    bir uyanın !

    ahlak ve terbiye yoksunlarına da
    kendinize gelin
    bu konu üzerinde küfür edebiyatı yapmanın da hiç zamanı değil.

    hayat sadece cinsellikten oluşmaz arkadaşlar
    işte
    cinsellik ile de ilgili tüm tabular yıkılmalıdır.

    insan için doğal ve aşk ile olduğunda mutluluk veren bir eylemi
    tabulaştırmak en büyük günahtır.

    yemek yemek tabu olsa idi
    refah eşitsiziliğini boş geçtim
    tüm dünya normal kilosunun 88 katı insan ile dolardı.
    o neden ile uyanın diyorum.

    yasak olan, tabu olan dikkat çeker ve insanın beynini meşgul eder.
    dünyanın bazı yerlerinde kadınlar kültürel olarak üstsüz kiyafetler içindedir.
    buna alışık olan ve doğal sayan toplum bireyleri de
    kadının bu doğal görünümünü bir meta olarak algılamaz. ( bu sadece bir örnektir )

    insan gibi insan olun.
  • direnişin en ön saflarında yer almış, birlikte gaz yediğimiz bu güzel insanlara destek amacıyla herkesin 30 haziran pazar günü saat 17'de istiklal'de olması gerektiğini düşünüyorum.
  • 'o' bicim direnen insanlarin istanbul'da olmasi nedeniyle katilamadigim rengarenk yuruyusudur.

    yuruyuste acilan bir kac pankart;
    -freddie mercury nin askerleriyiz
    -fiskiyenin onundeki belediyeyi kim soydu ayol
    -tomalara göğüs geren! işte benim zeki müren
    -zeki muren'e sordum, diren dedi
    -ben dogdugumdan beri direniyorum
    -(lgbt ailelerinden) 3 cocuk yap dedin, yaptik, begenmiyorsun
    -beyaz atlı prens; inş cnm ya!

    sahanesiniz olm siz yaa! simdi cidden istanbulda olmak vardi anasini satayim!
  • heyecanla beklediğim yürüyüştür. yaşasın insanlık !!
  • gayler çok yakışıklı, kıskanıyoruz.

    imza: heteroseksüel kadın
  • her yıl olduğu gibi bu yıl da gökkuşağı bayrağımı kapıp arkadaşlarıma destek vermeye koşacağım. çünkü aşk rengarenk olmaktır...
  • dürüst olacağım.

    bundan önceki tüm onur yürüyüşlerinin amacından hep saptığını düşünmüş ve bir eşcinsel olarak uzak durmuştum. kendimce haklı sebeplerim de vardı esasen.

    ortamda dönen muhabbetler, tabii olmayanları tenzih ederek söylemek gerekirse, ortama erkek bulmak için gelen eşcinseller. hani kıyıda köşede buluşma ayarlayan, birbirini süzen erkekler görebilirdiniz. ki eminim, yine olacaktır. manen oluşan bir gösterinin bu denli yıpratılması ve amacından saptırılmasını hiçbir zaman hoş karşılamadım.

    gelin açık olalım. bundan önceki katıldığım birkaç onur yürüyüşünde, görmek istediğim manzaralar, insanların hetero-eşcinsel ile birlikte daha iyi bir ortam için yürümesiydi. evet bu oluyor da ama hala istenilen yoğunlukta değil. bilgilendirme konuşmaları oluyor, hopp ortamdaki insan sayısı yarının altına düşüyor. bilinçlendirme röportajları yapılıyor, ortamdaki en marjinal eşcinsel bile kaçacak delik arıyor. aman kimse görmesin.

    ee nerede ruh? nerede "kabulleniş"? onur yürüyüşüne katılmak için, katılırken de sadece kendini değil, her insanı düşünmek için biraz onurlu olman gerekiyor.

    gelelim bu yıl ki yürüyüşe;

    biraz daha umutluyum esasen ve sanırım katılacağım da. kıyıdan tek başıma yürürüm, desteğimi veririm. konuşmaları dinlerim. belki küçük röportajları, yazısal yardımlara katılırım. bazı zamanlarda bilinçlendirme adına oraya gelmiş ailerle muhabbet ederim. olay benim için budur. umutlu olmamın sebebi, elbette gezi olayları ve ortaya çıkan "birlik" ruhu. yürüyüşün teması da "direniş" olacağı için, bu yıl ki hetero katılımının da yüksek olacağını düşünmekteyim.

    hep birlikte göreceğiz yarın.
  • dün taksim meydanından istiklal caddesi boyunca tünel'e kadar gerçekleşen yürüyüş.

    31 mayıs 2013 tarihinden önce oğlum sen lgbt yürüyüşüne katılacaksın deseler ağır küfür sallar, ne diyon lan sen değişik diye tepki verirdim. fakat dün gayet gayet güzel şekilde 3 saat yürüdük, inanılmaz keyifliydi. sanırım empati kurmayı öğreniyorum artık.

    iyi ki direndik be bir aydır, artı bunun daha başlangıç olduğunu ve mücadelenin her türlü devam edeceğini de biliyorum.

    iyi ki varsınız la bebeler.
hesabın var mı? giriş yap