• dün başladığım netflix brezilya dizisi.

    distopik bir dünya, bolluk ve yokluk olarak ikiye ayrılmış durumda. yokluktaki gençler 20 yaşına gelince bir yarışa (süreç / process) giriyor ve geçebilen %3lük bir kesim bolluk tarafında yaşamaya başlıyor.

    aynı zamanda dava denilen bir gruptaki kişiler de "her insanın yaşamının değerli olduğunu" savunuyorlar ve bu sistemi yıkmaya çalışıyorlar.

    ilk 3 bölüm güzel gitti merakla devam ediyorum. bazı yerlerde kolaya kaçmışlar fakat yine de izlenebilir bir dizi.

    umarım çok saçmalamadan güzel yerlere bağlarlar. spoiler almamak önemli gibi görünüyor bu sebeple spoilerlı entrylere dikkat edin. çünkü işler ilk 3 bölümde bile bir anda değişebildi.
  • ilk bölümünü izleyip beğendiğim netflix dizisi.

    --- spoiler ---

    dünya ikiye ayrılmış durumda ve seçimle, sınavlarla refahın yüksek olduğu bölüme her yıl 20 yaşına gelen gençlerin %3'ünü alıyorlar.

    --- spoiler ---

    mademki sınav haftasındayız neden eklenen tüm sezonu izleyip bitirmiyorum değil mi?
  • konu olarak the hunger games ile neredeyse tamamen aynı, evet. ancak artık bütün distopyalarda konu aynı. mesela en son incorporated çıktı, onda da dünya iki kısma ayrılmış halde. ingilizce dublajlı olması ve bazı senkron sorunları rahatsız etse de, distopya sevdalısı olarak beni memnun etti diyebilirim. tüm bölümleri düştüğünde binge watch yaparak hepsini bir günde izledim.

    --- spoiler ---

    benim beğenmediğim kısımlar dizide zeki olduğu vurgulanmak istenen karakterlerin genelde geri zekalı gibi davranması oldu. tekerlekli sandalyedeki salak, hatun elendi diye hayatının fırsatını tepti mesela. e madem elemeler bitmişti, onu neden sepetlediler? hani kazanmıştı? bonus kafalı hatun da son anda elendi. ama diğerlerine böyle son dakika testi yapılmadı. hepsi avon satıp zengin olduğunu iddia eden deli tipler gibi koro halinde şarkı söyleyerek aşı oldular. ayrıca bari offshore'u görseydik, o kadar kavga kıyamet koptu onun için.
    --- spoiler ---
  • portekizce dilinde türkçe altyazılı izleyip gayet de beğendiğim yapım. kurgusu, işleyişi gayet güzel, yoklukta değil varlıkta da gideri var. battlestar galactica'ya bile bahane bulan insan evlatları var, bunun beğenilmemesi normal.
  • dizi izleme sitelerine ingilizce dublajlı hali yüklendiği için "inanamoyorom ne biçim söslöndörmö" diye ağlamanın manası yok. o seslendirme değil dublaj, dizi portekizce. netflixi olan bir arkadaşınızdan şifre rica edip ya da bir aylık ücretsiz kullanımı aktive edip dil ve altyazı ayarlarını esas dilinde gönlünüzce seçip izleyebilirsiniz.
    fena dizi değil, karakter işlemeleri baya başarılı.
  • iki sezonunu da oturup bitirdiğim dizi. buraya gelip başlasam mı başlamasam mı diye bu yazıyı okuyan arkadaşıma sesleniyorum; sana yeni ufuklar açmaz ama çerezlik iyi zaman geçirir. efsane mi? kesinlikle değil. kötü mü? kesinlikle değil. ara sıcak, izleyecek bir şey bulamamış olanlara önerilir.
  • konu ilgi çekici, kimseyi tanımadığım için birine odaklanıp gerisini kaçırma problemi de yaşamıyorum. amma ve lakin, hayatımda gördüğüm en kötü görsel efektlere sahip dizi diyebilirim rahatlıkla. 1994'te yapılsaydı bu dizi kabul edilebilirdi ama 2016'da böyle dandik efektlere yer yok. netflix de konunun heyecanına kapılıp kabul etmiş herhalde, yoksa böyle bi kalitesizliğin netflix'te yeri yok.

    --- spoiler ---
    insanların yüzüne neden kömür sürmüşler, neden kıyafetlerini falçatayla kesmişler lan? tamam fakirlik, o kadar bitikler ki kıyafet alacak, temizlenecek para yok, tamamdır. ama odada pikeyle örtülmüş temizce yatak var. oldu mu şimdi bu?
    --- spoiler ---

    diziye dair en ilginç şey, michele'in 31 yaşında olduğu gerçeği...
  • nazlı ılıcak'ın ezequelkarakterini canlandırdığı dizi.
  • her açıdan vasat bir dizi. dün oturup beş bölümünü art arda izledim.

    --- spoiler ---

    konu bilinen klişe konulardan. sadece pilot bölümde iki cümle yazıyla arka plan açıklanmış durumda. "dünya"nın o duruma neden ve nasıl geldiğine dair bir geçmiş bilgi yok. insanlar hayatlarını nasıl yaşıyor, offshore denen yere gidenlerle nasıl gitti, "dava"nın adı var bi alt yapısı yok. distopik cümleyle başlayıp hafiften bilim kurguya kaçmaya çalışırken bence dizi bildiğin bu alanlara giremiyor bile. drama denilir geçilir. bilim kurgu yapımlarının size sunduğu teknolojik gelişmeler bu dizide cidden çok saçma. aletlerin nasıl çalıştığını hâlâ anlamış değilim. mantık çerçevesinde değil.

    hikaye inandırıcı değil. mesela- offshore mu ne haltsa- oraya göndermek istedikleri insanları seçerken "ilk kez biri öldürüldü burada, dikkatli olmalısın" deyip uyarı yapılırken oyunlarda hile hurdalara izin veriliyor. madem orada çok iyi ve güzel, arındırılmış bir hayat var ne sikime üçkağıt çevirenleri oraya yolluyorsunuz. oyunlar zaten insanın ağzını açık bırakacak kadar etkileyici değil. ilginç bir odaya bırakıp sonra elenecek birini seçin, demeleri çok orijinal. amk, survivor mı kim gitsincilik yapıyorsun.

    karakterler bi' acayip. hele başroldeki kız, neden başrolde? hiçbir ayırt edici özelliği yok. zeki değil, lider değil, pratik değil, ideolojisi yok, sempatik/güzel değil, gizemli değil. neden başrolde? herkes üniforma giyerken rafael denen herifin siyah tişörtle takılması ilginç. bir de hayatın çemberinden geçmiş gibi görünen şu bonus kafalı kızın flashbacklerine baktığımızda öyle bir zekiliği de yokken oyunlarda koltuğu gömülüp elinde kalem sallayarak bulmacanın gizemini çözmesi inandırıcı bile değil. oyunları yöneten ağbi de oyunlar başlarken ahmakça tebdili kıyafet yapıp sokağa çıkıyor. amk, bekle de oyun bitsin sonra defol çık.

    --- spoiler ---

    bir de evlere şenlik bir ingilizce dublajı var. izlerken dublaj olduğu o kadar belli ki.

    bunu izleyeceğinize oturun the 100 izleyin en azından olayların arka planı, alt yapısı, karakter inandırıcılığı var.
  • emlakçı komisyonu
hesabın var mı? giriş yap