• yasayı imzaya sunan, tasarlayan,oylayan ve de imzalayanlara şu sözü anımsatmak istiyorum :

    "biriniz elinde bir fidan olduğu sırada kıyamet kopacak olsa, onu dikmeye gücü yeterse, diksin." hadis-i şerif. ya da diğer bir deyişle adamın gol diyor. anladın sen onu.
  • orman vasfini kaybetmiş alanlarin sati$ini öngören düzenleme olarak biliyoruz bunu.. tekrar tapu kanunu tasarisi icine dahil edilmi$.. yani eger tapu kanunu aynen gecerse ve cumhurba$kanligi makami onaylarsa; orman vasfini yitirmi$ falan filan, gerisi malum..

    hep vatanda$in iyiligi icin bu yapilanlar, 'bu darbeciler hep agaclik yerlere lav tabancasi, kobra helikopteri gömüyolla, onun icin 1 metrekare agaclik alan birakmayalim' mantigi neticesi olabilir, hep bizim iyiligimiz icin bunlar..

    'durmak yok, yakmaya devam' olabilir..
  • yapılan bir değişiklik de şu şekildedir;

    önceden bir ormanın vasfını yitirip yitirmediğini belirlemek için orman mühendisleri gibi işin ehlilerinden oluşan bir kurul buna karar veriyordu. fakat bu onay yetkisi konuyla uzaktan yakından alakasız, bilgisiz, işi atıyorum kuyumcu, halıcı, kasap vs. olan kişilerden oluşan belediye kuruluna verildi.

    şu entrynin sonuna göte girmeden küfür eklemeyi beceremedim.

    ama sanırım allah belanızı versin göte girmeyen bir cümleydi.
  • şu sıralar gündemden düşmeyen ve değişikliği meclisten geçirilip yürürlüğe konulabilmesi için kırk takla atılan orman kanunu maddesini anmak için kullanılan kısaltma.
    bu tip bir değişikliğin 1967 yılında da gündeme geldiğini ama o zamanki yoğun aydın tepkisi nedeni ile rafa kaldırıldığını yaşar kemal 'in dün vatan gazetesi pazarvatan ekinde yayınlanan yazısından öğreniyorum. yaşar kemal'in "biz yaşarken bu kanun çıkmamalı" diyerek haykırıp aydınları göreve çağırdığı 23 mayıs 1967 tarihli yazısı noktası, virgülü dahil günümüz içinde geçerli. bu yazı gazetenin internetteki sayfasına konmamış. uzun bir yazı olduğu için de buraya tamamını yazarak aktarmam olanaksız. yine de can alıcı bölümlerini taşımazsam olmaz !

    "... hainlikler vardır. türlü türlü. hainliklerden hainlik beğen. bütün buların en alçakcası, en korkuncu,en bağışlanamazı bir milletin topraklarını ölüme mahkum etmektir.
    üstünde oturacak toprağı oldukça bir millet bütün belalardan , bütün hainliklerden kurtulabilir. üç yüzyıldır kültürümüzü yozlaştırmaya çalışıyorlar. üç yüz yıldır kültürümüz dayanıyor....
    .........
    ama toprağımız öldürülürse, ki can çekişiyor kurtulmanın mümkünü yok.otuz kırk elli milyonumuzla verimsiz çölleşmiş bir toprak üstünde açlıktan kıvranıp öleceğiz. bizi ne tarihimiz ne geleneklerimize de övündüğümüz kültürümüz kurtarabilir... batarız,mahvolur,yok oluruz.
    türkiye toprakları yüzyıllardan bu yana öldürülüyor. can çekişme zamanına geldik. bütün gayretimiz onun ölümünün önüne geçmek olmalıydı. bugünden başlayarak ölü toprakları yediden yetmişe , çoluk çocuk, oğlan uşak durmadan durmadan dinlenmeden ağaç dikmeye başlamalıydık . türkiye' de ormanlar yok. türkiye de ormanlar yarı yarıya ölmüş durumda ...
    türk toprakları belki de yüzde yüz aşınma felaketine uğramış durumda. biz bu felaketi görmedik; içimizden pek az kimse bu konuya eğilmiş, onları da kimsenin dinlediği yok.gelen korkunç felaketten kimsenin haberi yok. bu gelen felaket atomdan da beter, çünkü...dünyanın, insanlığın malı olan topraklardan bir parçasını öldürüyoruz. biz tarihten silinip gitsek bile, dünya toprağının bir parçasını öldürerek gittiğimiz için insanlığın lanetinden kurtulamayacağız.
    türk toprakları can çekişirken , bu ölümcül hastanın imdadına kimse yetişmezken, bir de, ne görelim ! bir kanun geliyor. hışım gibi zehir gibi... ölüm gibi..yozlaşmış ormanları seyrelmiş ormanları sahiplerine geri vermek... niçin? o yozlaşmışı, seyrelmiş yerleri yeniden orman yapsana be adam. iyi niyetliysen. yarın bu kanun çıkarsa ağalar yozlaşmamış seyrelmemiş bir tek orman bırakırlar mı sanıyorsunuz türkiye?de. nasıl çıkarırsanız çıkarın bu kanunu türkiye'de birkaç yıl içinde bir tek dikili ağaç kalmaz.
    evet türk milleti tarihinin en büyük ihaneti ile karşı karşıya...bunu açık yürekle, namusluca, cesaretle söylemeliyiz.
    bu ihanet, bu ölüm kanunu çıkmamalı.
    türk milleti buna karşı koymalı.
    askerler, öğretmenler, aydınlar,esnaflar, işçiler, köylüler karşı koymalı. ne pahasına olursa olsun karşı koymalıyız. göz göre toprağımızın öldürülmesine razı olmamalıyız.
    türk vatanseverlerinin hepsi mi çanakkale'de öldü?hepsi mi dumlupınar?a gömüldü? kimse kalmadı mı? "
    yaşar kemal,yazının bundan sonraki bölümünde ismet inönü, nadir nadi, mehmet ali aybar, çetin altan, ilhan selçuk, refik erduran, halikarnas balıkçısı, sabahattin eyüboğlu turhan selçuk, orhan kemal, kemal tahir, mahmut makal, fakir baykurt, aziz nesin, turgut uyar, fethi naci, cemal süreya, haldun taner gibi türkiye'nin sevdiği ve saydığı kişileri tek tek isimleri ile anıp dövüşe çağırıyor. ve devam ediyor.
    "bu dövüş bizsiz olmamalı, en kötü gününde milletimize elimizden gelen yardımı yapmalıyız. şairler, romancılar,ressamlar, karikatürüstler, profesörler, generaller biz yaşarken bu kanun çıkmamalı...
    eğer çıkarsa...
    antepli milli mücadele kahramanı şahin ne dedi?düşman benim ölümün üstünden geçmeden antebe giremez. ve dediğini yaptı. köprübaşında tek başına fransız ordusuna karşı dövüştü ve şehit düştü. işte ondan sonradır ki, düşman antebe girdi. onun ölüsünün üstünden geçerek...

    23 mayıs 1967"

    bu sert tepkilerden sonradır ki o zamanın değişiklik isteği meclis oyuna sunulamamış ve şu anda hala 1956'daki kanun geçerli.. peki ne zamana kadar? maalesef 25 milyar doları duyan herkesin bugünkü değişiklik talepleri karşısında sesi kesiliyor. altmışlardaki gürleme sesi yerini cılız bir mırıltıya bırakmış.. iyice rantiye olmuşuz. sokaktaki adamı ile aydını ile topumuz !
  • yeni hükümet programından kendisi hakkında ısrar edileceğini öğrendiğimiz yağma. 60. hükümet programında çevreyle ilgili herhangi bir somut vaat yok, ama 2/b uygulamasının yasalaşması için ısrar edilecek kararlılığı var. velhasıl kamuoyu; başörtüsü, türban derken türkiye'nin örtüsü gidiyor aslen ama onu tartışan pek yok. halkımız bize yola devam dedi; 2/b'de ertelemiş olduğumuz diğer yasalar da yürürlüğe girecek demiş sayın başbakan. çölümüz hayırlı olsun demek düşüyor herhalde bize de.
  • abdullah gül tarafından da onaylanmış yasa. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20422380.asp

    bedduamı tekrarlıyorum: bir nefes oksijene muhtaç kalın inşallah.

    ayrıca: (bkz: insanın en tehlikeli canlı olduğuna dair kanıtlar)
  • ormanın ağaç topluluklarından ibaret olduğunu sananlarca satılması için çalışmalar yapılan arazilerin adı.

    --- spoiler ---

    tema vakfı: 2b, 2a satışı büyük bir hatadır!

    yaklaşık 10 yıldır ülke gündemini meşgul eden 2b ormanlarının satışını içeren tasarı 18 nisan’ı 19’una bağlayan gece yarısı çoğumuz uykudayken yasalaştı. meselenin özündeki "ormanlar satılabilir varlıklar mıdır?" sorusu hiç gündeme gelmedi. bunun yerine türkiye büyük millet meclisi'nde ormanların rayiç bedelin yüzde kaçına satılması gerektiği, ödemelerin kaç taksitte yapılacağı, nakitte ne kadar indirime gidileceği tartışıldı. sonra eller kalktı, “2b ormanları vasfını kaybetti, artık orman değil, işgalcilerine satılacak arazi oldular” denildi. yetmedi, 2a düzenlemesiyle orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen orman alanlarının araziye dönüştürülmesinin yolu açıldı.

    bize hayat veren doğal varlık olan ormanlarımızla ilgili tüm bu gelişmeleri yakından takip ettik, ibretle izledik. tema vakfı olarak 2b, 2a orman alanlarının gözden çıkarılmasının, satılmasının büyük bir hata olduğunu biliyoruz ve soruyoruz: gelecek nesillere nasıl hesap vereceğiz?

    meselenin gündeme geldiği günden bu yana tavrımızı net olarak ortaya koyduk. 2b ve 2a konusunun toplumsal ve ekonomik boyutunu da ihmal etmeden, hem doğanın, hem insanlığın, hem de adalet duygusunun kazanacağı çözümler önerdik.

    şimdiyse, üzülerek görüyoruz ki, kısa vadeli ekonomik kazanç ve rantı düşünen, doğayı sadece sömürülecek bir hammadde kaynağı sanan, sağlıklı ekosistemler olmazsa insanın yeryüzünden silineceğini bilmeyen bir anlayışla karşı karşıyayız.

    ülkemiz, dünyamız ve tüm insanlık için üzgünüz, ama mücadelenin bitmediğini de tüm kararlılığımızla ilan ediyoruz: tema vakfı olarak, bu yasanın takipçisi olacağız, başvurulabilecek tüm hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız ve geçmişte olduğu gibi halkımıza 2b ve 2a tehdidini bıkmadan usanmadan anlatmaya devam edeceğiz. gücümüz yettiğince, çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek nesillere sağlıklı bir ekosistem bırakan bir türkiye’ye ulaşmak için sizlerin de destekleri ile elimizden geleni yapacağız.

    editöre notlar:

    tema’nın 2b ve 2a konusundaki temel yaklaşımı ve çözüm önerileri aşağıda özetlenmiştir.

    - orman yan yana gelmiş ağaç topluluğu değildir!

    - ağaçları kesince orman ortadan kalkmaz!

    - ormanlarda milyonlarca canlı yaşar!

    - orman bir ekosistemdir!

    - ağaçları keserek ekosistemi bozarsanız, en sonunda tüm sistem çöker!

    - tema vakfı, orman alanlarının orman dışına çıkarılmasına ve satılmasına karşıdır. bu yaklaşım, yeni işgalleri teşvik edecektir.

    - çözüm için temel anlayış, işgali hukukileştirmek değil, ormanları korumak olmalıdır. çünkü orman kaynak değil, torunlarımıza devredeceğimiz doğal varlığımızdır.

    - egemenlik hukukuna tabii olan ormanları satmaya, devlet dahil hiçbir kişinin ya da kurumun hakkı yoktur.

    - anayasanın 169/son fıkrası ile 170. maddesi ve 6831 sayılı kanunun 2. maddesi bütünüyle kaldırılmadan ve 1. maddesindeki tanım da düzeltilmeden 2b sorunu çözülemez.

    - 2a maddesi ile tarım, yani bitkisel üretim yapılabilen arazinin orman olarak muhafazasında yarar olmaması” yaklaşımı ve anlayışı her şeyden önce bilime aykırıdır. bitkisel üretim yapılan ve aslı orman olan alanda ormanın yeniden oluşmasında engel yoktur.

    - çözüm için ecrimisil uygulanabilir, süreli mülkiyet gibi yeni kavramlar geliştirilebilir.

    saygılarımızla;
    toprağına sahip çık !
    tema vakfı

    --- spoiler ---
  • rant rant rant kokuyor! istanbul boğazı'na ve izmit körfezi'ne yapılacak yeni köprülerimiz öncesi hazırlıklar tamam. kim bilir kaç sahil şeridi de bu kanundan nasibini alacak?
  • ''milli emlak kontrolörlerinin yaptıkları incelemede, çekmeköy'de iki ayrı 2b kapsamındaki arazideki ölçümlerin eksik olduğu saptandı. üstelik eksik gösterilen iki arazi de son dönemin parlak iş adamlarından ali ağaoğlu'na ait.

    tapu kadastro, 2b yasası dolayısıyla işgal altındaki arsaları ölçüp yüzölçümlerini hazine’ye bildirdi. hazine’ye bildirilen 65 bin arsanın içinde en önemli hata, çekmeköy’deki 2 arazide çıktı. işin ilginç yanı her iki arazi de ünlü işadamı ali ağaoğlu’yla bağlantılı.

    habertürk'ten rahim ak'ın haberine göre kamuoyunda 2b yasası olarak bilinen, orman vasfını kaybetmiş alanların kullanıcılarına (işgalcilerine) satışını sağlayacak yasa meclis’ten geçmeden tapu kadastro genel müdürlüğü, 2b kapsamındaki arsa ve arazilerin yüzölçümlerini belirleyip hazine müsteşarlığı’na gönderdi. sadece istanbul’da 65 bin arsa ve arazinin ölçümü gerçekleştirildi. ölçümün amacı yasa çıktıktan sonra bu arazileri kullananların hazine’ye ödeyeceği miktarın belirlenmesiydi.''

    http://www.ekofinans.com/…kiyak-olacakti-h3779.html
hesabın var mı? giriş yap