• çalışanlarını işten çıkartıp yerine yontulmamış meşe odunu koysalar, personel maliyetlerinde ciddi bir azalma olur, üstelik aynı hizmeti meşe odunları da verebilir.
  • insanın çantasındaki bir şişe suya bile göz koyacak kadar paragöz ve sik kafalı bir zihniyet tarafından işletilen rezalet mekan. arada sırada eşin dostun hatrı olmasa önünden bile geçilmeyecek bir tür kereste fabrikasıdır.
  • mekanın eskiden bir kereste fabrikası olması gibi de bir ironi mevcuttur.
  • club kısmı - alkolün su gibi aktığı kısım - yanmadığından raad olabiliriz.
    bayramın ilk günü damlarım. kebapçı yanmış yanmamış kimin umrunda.
  • para yüzünden müşteri, ahlak, iş, etik ve terbiye anlayışlarını yitirmiş, belki de hiç sahip olmamış işletme.

    22 ekim 2010 tarihindeki mfö konseri için localar dışındaki normal kategorilerin (öğrenci 35, tam 50 lira) bir de rezervasyon seçeneği olduğunu bilet alırken söyleme zahmetinde bulunmayıp, sanki benim mutlaka afişte öyle bir şeyin varlığını okumuş olmam gerekiyormuş gibi bir de terbiyesizce kafa tutabiliyorlar.

    sonuç mu? tabi ki rezalet.

    ayakta düzen olan bir konserde güzel yer tutmak isteyen yüzlerce insanı, kapıda bekleyen halkla ilişkiler özürlü elemanlar eşliğinde salonun en arka tarafında beklemeye mahkum ettikleri zaman haliyle ortamdaki sinir katsayısı içeri sığmaz. bir de bunun ne biçim bir iş olduğunu ve şu rezervasyon işinin bile alırken neden söylenmediğini sorarsanız, "mfö bu ya, daha ne!" gibi bir tepki alırsınız. dahası da senin dünyanın küçüklüğüyle ilgili merakım sadece...

    bütün bunların üzerine biraya 15 lira, bir şişe vodkaya 200 lira isteyenlerle ilgili ben tabi ki de bu entrynin ilk cümlesini kurmak durumunda kalırım. tespitimi şöyle de desteklerim:

    konser sonrası haksızlıklar ve çalışanların terbiyesizliğiyle ilgili şikayette bulunmak için birini aradığımızda bizi bir ofise yönlendirdiler. tam kapıdaki arkadaşa maruzatımızı bildiriyorduk ki içeriden, "kapat ya, kapat kapıyı boşver" diye bir ses geldi ve kapıdaki arkadaştan aldığımız nokta koyucu cevap şuydu:

    "şimdi ilgilenemem içeride para sayıyoruz"

    haydi hayırlı işler.
  • hani para var ama kroyum yazan arabalar olur ya. işte burası da sanki olmamış gibi. hep detaylarda batmışlar. garsonlar maalesef içler acısı. fiyatlar bir o kadar gereksiz pahalı. içkiler ise bir o kadar salla pati. içinde votka olmayan red bull içmek istiyorsanız mesela yer doğru. misal 33 lük şişe bomonti 17.5 tl. sonra işte votkasız red bull 20 veya 25. cin soda limon da öyle. ama garsonlar masayı donatmaya programlanmış. demek ki masanın kıçı kırık iki çerez ve dilimlenmiş elma ile donatılması rahat 100 tl.

    gözümün önünde cocuğun biri başkasını rahatsız etmesine rağmen hadi çıkalım dışarı kozları paylaşım dedi elemana. ne koruma var ortada ne de başka bir şey. herkesin gözü sizin paranızda. ver abi parayı. tamam güle güle.

    sesi o kadar gereksiz açmışlar ki. gürültü ile müzik arasındaki farkı kesinlikle bilmiyorlar. bir de her gelen şarkıcının dünyaca ünlü biri gibi sahneye koruma ile gelmesi falan cidden çok komik bak. vazgeçin bundan. özentiliğin de bir sınırı olmalı.

    kısacası amatörler. ve bu kafayla bu amatörlükten çıkmaları imkansız.
  • kapıdaki köpeklerden, üstünü arayana, bilet kesene, kolunu kaşeleyene, biranı verene, barmenine kadar herkes düşmanca davranıyor.
    40 tl giriş ücretine dahil 33lük efes'ini (50cc değil) yudumlarkene bunların anasını kim sikmiş acaba diye düşünüyorsunuz.
    buraya eğlenmek için geliniyor ama mafyanın kucağına düşmüş gibisiniz.
    sırf bu iktidarsızlar kendilerini biraz daha erkek hissetmek için yarı yaşındaki tıfıl öğrencilere bu muameleyi yapıyorlar.
    222 böyle bi yer işte.
    hepsinin anasını sikeyim neticede.
  • kapıya koydukları bilet kesen elemanları özenle seçtiklerini sandığım yer. nasıl ödeyeceğinize karışırlar, nakit ödemek istemezseniz surat yapıp sizi beklemeye alırlar, konuşmak istersiniz 'uzatma lan' derler. güvenlikler ayrı bir facia, eğitimsiz, kültürsüz, müşteriye hizmet edeceğinden habersiz, 'uzatma lan' diyen adamın terbiyesizliğini tartışırken onları korurcasına yanınızdaki arkadaşınızın öğrenci olmamasından faydalanarak öğrenci olmayanları almıyoruz kardeşim der çevirir kapıdan.

    her zaman giren, tanıdık öğrenci müşterilerine yanlarında kimliği yoksa iki katı fiyat çeken adamlara sahip mekan. duyan da içeride dünyayı kurtarıyorsunuz sanacak, çalan grup da piiz pff.
  • ilk kez topuklu ayakkabi giymis ayseciklerin podyumda yurume dersi aldigi, kirli sakalli alilerin on numara bakisi calistigi mekanin kapali kisminda red bull-ter karisimi agir bir koku hukum surmektedir. ayrica kirli sakal bana gayet yakismaktadir haksiz miyim benjamin?
  • bildiğimiz doors park olup karşısına esparkın açılmasıyla beraber hepten şehir merkezinde bulmuştur kendini. mekanımızın bol tikky'li bahçesi var, nargileli kafesi var, kaliteli balıkçısı var genelde bomboş bir de kebapçısı var. yaz kış boş bir club'ı var. bir de konser salonu var ki orası aslında piiz'in ikinci evi.
    bu sezon bahçede 33'lük bira 7 ytl içeride 5 ytl. bahçe tasarımı ciddi anlamda güzel olmakla beraber yazın çakılıdır. kışın nargile kafesi bomboş olup çay burada diğer icatlara oranla oldukça ucuzdur. kebapçı çok şık olup kışın balık kısmısı da yazın doludur. club djleri yeteneksizin önde gidenleri olup trance desen trance değil techno desen tekno değil bir tarzda müzik çalıp eğlenmemeniz için ellerinden geleni yaparlar. cukka cukka tabir ettiğimiz bakkal müziğini bu müziğe tercih edebiliriz. türlü konser takip ettiğim salonda ise oturacak yer sıkıntısı dışında bir kusur bulamadım. işte öyle bi yer.
hesabın var mı? giriş yap