• savunma olarak "yasak olduğunu bilmiyordum" demiş.

    ben hakimin yerinde olsam bu savunmadan sonra davaya devam edebilmek için sembolik de olsa iq testi isterdim.
  • (bkz: bilal sen misin)

    kendisine mesajım şudur:

    oğlum bak orası italya. bırak isim yazmayı flaştan etkilendiği için fotoğraf çekilmenin yasak olduğu yerler var. türkiye'de olsa üstüne baraj kurarlar, restorasyon adı altında ilkokul resmine döndürürler ya da mutfak mermeri döşerler, üstüne asfalt dökerler, toki yaparlar. vandallıkları saymıyorum bile. bunlar devletin eliyle yapılan şeyler. devletin bunları çanak çömlek diye niteliyor. sen ne yapmışsın? adını yazmışsın. türkiye'de yapsaydın iyi karizman olurdu. hatta belki devlet nişanı falan alırdın. sen ülkende sevilen bir adamsın. sakın çok fazla göze çarpıp italya ile diplomatik bir kriz yaratma. devletinin başındaki adam 'benim öğrencimi para cezasına çarptırdılar' diyebilir. şimdilik ortalarda görünme. umarım medeniyet öğrenir gelirsin.
  • ooooo göt olma, almışsınız bir dal!!?

    aslında farklı versiyonları çokça yaşanan bir olayın, bu sefer kültür ve tarihi eser duyarlılığı duvarına toslaması sebebiyle medyatik olma hadisesidir.

    hıyarın biri erasmus ile italya'ya gider..kendisine bu imkanı sağlayan türkiye cumhuriyeti devletidir ve bu imkanın sağlanmasının sebebi ise türkiye cumhuriyeti vatandaşı olup, türkiye cumhuriyetinin devlet üniversitelerinden birinde öğrencilikle iştigal etmesidir.

    hıyar, türkiye cumhuriyeti devletine mensup olmanın verdiği hak ve türk pasaportu ile bir türk vatandaşı olarak yurt dışına çıkar, ama o da ne?! erasmus ile italya'ya gidene kadar tamamiyle türk adının ekmeğini yiyen hıyarımız, italya'nın gece kulüplerinde kız tavlarken birden bire kürte dönüşür.

    italyadaki okulunda o bir kürttür, kaldığı yurtta kürttür, gittiği kulüpte, etkinlikte kürttür..kendini bu şekilde tanıtmaktan asla geri durmaz, "türkiyedeki özgürlük savaşçısı gerillaların" kanından bir kahraman olduğu üzerinden prim kazanmaya, bu yolla kız tavlamaya, italya'nın özgür ortamındaki bilumum komünist, marksist, leninist arasında piyasa yapmaya başlar.

    yurt dışında eskaza yapacağı tüüüm olumlu hareketlerden tutun da, bütün insan ilişkilerine kadar, kendini her noktada kürt olarak tanıtır. işte kendisi, barbar-pislik-foşik türklere rağmen özgürx kürdistane nin bağrından koparak rönesansın merkezi italya'ya gelmiş ve burada mazlum halkının haklı isteklerini duyurmaya, reklamını yapmaya fırsat bulmuştur.

    taa ki, yurt içinde molotof ile belediye otobüsü yakan, yoldan kaldırım taşı koparıp barikat kuran, asfalt yolu oyup bomba tuzaklayan ata genleri içinde kıpraşıp, yurt dışında tarihi sütunu bozuk para ile kazımak şeklinde tezahür edene kadar...

    işte o andan itibaren hıyar suçludur...hıyar şikayet edilir, hıyar mahkemeye çıkar ve evet!! ah evet! aniden, ama aniden bir türke dönüşmüştür artık!
    türkiyeden gelmiştir,
    türk pasaportu vardır,
    türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır ve evet..bütün o sosyal mecrasında kendini kürt olarak tanıtan, kürdishboy, aziz kürdistanenin kahraman evladı, birden bire bu yaptığı olumsuz hareketin ardından türk olmuştur!!

    kendisi haber olur, medyatik olur ve bu haber ülkesine yayıldığı sırada da bazı götoşlar siktiriboktan forumlarında ya da terör yuvasına evrilmiş sözlük ve benzeri sosyal platformlarda,

    "eaaa çomar işte eaaa"
    "kahretsin biz türkler çok vandalız"
    "işte yine tipik bir türk hareketi"
    "tam bize yakışan bir barbarlık"
    "türk işte ne bekliyoruz ki"

    tarzı sikik yorumlarını çoktaaaan yardırmaya başlamışlardır. hem de yurt dışında türk kimliği altında işlenen suçların yüzde doksanının kahraman gerilla çevani başe kurdistane halkı mensupları tarafından işlenmiş olduğunu bilmeksizin..

    sonra bu arkadaşın aslında türk olmadığın, daha doğrusu kendini türk kabul etmediği (zira kendisi mazlum kurdistane halkının kahraman ve yiğit bir evladıdır) haberi gelince de,

    "ne fark eder ki yaneee" tarzı dansözlüklerle kıvırtmaya başlarlar bu göttooooooşşş arkadaşlarımız.

    bu bir kısır döngüdür ve bu tip bütün olaylarda ekseriyetle tekrar eder..

    işte biz tüm bu hikayeye sosyoloji terminolojisinde kısaca, "yurt dışında iyi bir eylemde bulunan kürtün kürt olarak sabit kalması, suç işleyenin ise türk'e dönüşmesi" kuralı diyoruz.

    lütfen öğrenelim, öğretelim ve yanlış anlaşılmaların önüne geçerek mağrur kurdistane halkının tanıtımının dosdoğru yapılmasına, tüm dünyanın bu kahraman gerilla evlatlarını doğru tanımasına vesile olalım.

    hayırlı akşamlar, iyi kandiller.
  • türk değil kürttür.
  • isim kazıdığına şükredin, seni seviyorum aysel de yazabilirdi.
  • dünyaya bir kez daha rezil olmamızı sağlayan olay...

    bizim insanımız neden bu kadar öküz diye merak ediyor insan... tarihi esere ismini kazımış hayvancık...
  • kesinlikle münferit olmayan bir olay. böyle işte, bizim milletin hamuru bu. duyarlı insan sayımız gerçekten çok az. iliğine kemiğine kadar bireysel anarşizm batağına batmış bir milletiz biz. anlık zevklerimizden daha önemli hiçbir şey yok. hiçbir şey bizden daha değerli değil. tarihmiş, kültürmüş, bilmemneymiş... bana faydası yoksa koy götüne mantığıyla yaşıyoruz. sonra da elin oğlu gelip "barbarsınız" dediğinde de oturup ağlıyoruz.

    (bkz: barbar nedir nasıl olunur)
  • bunun vatikanın çatısına bırak ismini, askerlik künyesini kazıyanı, efendime söyleyeyim ali ayşe'yi seviyor yazanı mevcut. bu gözler neler gördü en olmadık yerlerde.
    metro yapacağım diye istanbul'un binlerce yıllık tarihine "bir kaç çanak çömlek" demiş bir neslin ahvadıyız biz, roma sütunu da neymiş!
  • alnına roma belediyesi yetkilileri tarafından dalyarak kelimesi kazınmadan salıverilmesini istemediğim gencin yaptığı eylem.
  • bundan yüzyıllar sonra bir kazı yapılacak yine bu sütun bulununca sevgili aziz'in adını görecek olan arkeolog arkadaşlar sevinecek.
    öyle mi sandın öküz! diş fırçasıyla santim santim kazıyoruz senin o adını kazıdığın sütunu bulmak için. bütün yazlarımızı mağaralarda burnumuzdan kulağımızdan siyah tozlar çıkararak geçiriyoruz. sabah beşte uyanıp dağ tepe tırmanıp senin o eğlence unsuru sandığın eserleri heyecanla arıyoruz, gece yarılarına kadar bulduklarımızı sınıflandırıyoruz, depolara doldururken dahi içimiz gidiyor başlarına bir şey gelecek diye. yeri geliyor günlerce uygun şartları bekliyoruz çıkacak tarihi eserlere zarar gelmesin aman diye.
    biz hep aman aman diyoruz adamlar isimlerini yazıyorlar. o milimetrik eleklerde elimiz keski çekiçten nasır olmuşken taş kemik yıkıyoruz. bu tuhaf arkadaş gibiler de gelip ağzını yaya yaya bizim köyde de bir tane testi çıktı, üstünde yazılar var getirsek anlar mısınız, diye anca olaydan anlayabildiklerini soruyorlar. kırk tane insan bir tane taş evde yaşıyor, köydeki işsiz gençlere iş imkanı tanınıyor bu kazılar sayesinde. her bayram sabahı yazlara denk geldiğinde anamızın babamızın elini değil bize o işi seve isteye öğreten toprak rengi gömleklerinin içindeki hocalarımızın nasır bağlamış kıymetli ellerini öpüyoruz. her gittiğimiz kazının coğrafyasındaki teyzelerin şalvarlarından kendimize diktirip kırk derece sıcakta toprak eşeliyoruz. köyün düzeni bozulmasın diye üstümüze başımıza ekstra özen gösteriyoruz. yeri geliyor akrep sokmalarıyla, hiç bilmediğimiz ismini duymadığımız börtü böceğin ısırıklarıyla acil servislerde buluyoruz kendimizi. kış gelince kazıya aş eriyoruz. gelse de gitsek diye hasret çekiyoruz. biz çok bir şey istemiyoruz.
    biraz maneviyata saygı duyulsun istiyorum, tarihi eser diye beynin almıyorsa bari ananın babanın mezarı gibi düşün de mabetle eş değer anca anlarsın.

    böyle adamlara zorla arkeoloji okutacaksın, kazılarda kova taşıtacaksın, müzelere bekçi yapacaksın.
    gerçi yok, o da ödül. sen kimsin ki gelip de o maneviyatı hissedeceksin. hak etmiyorsun.

    edit: evet arkeoloğum. sadece arkeolog değilim ama çoğunuzun çocukluk hayalimdi dediği bu mesleği, çokca iş imkanları olan mesleklere tercih etmiş bir arkeoloğum. çok şey kaçırdım. ailemle geçireceğim yazları, yeğenlerimin doğduğu günleri, kardeşlerimin düğünlerini, dedemin cenazesini, sevgiliyle, dostlarla gidilebilecek tüm yaz tatillerini. ama bu cahiller için değil, tarih kitaplarında kıvranan eserler için, yanıma gelip ben de büyüyünce arkeolog olmak istiyorum diyen çocuklar için. geleceğimiz için, bazen günümüze sahip çıkamazken dahi geçmişimize sahip çıkabilmek için, hepimiz için. geçmişimizi bilmeden sağlıklı gelecekler yaratamacağımızı bildiğim için.
hesabın var mı? giriş yap