• testlerde çıkan " rakamları birbirinden farklı 3 basamaklı en küçük sayı" sorularında balıklama atlanan ama o olmayan sayı
  • (bkz: #34304256) demişim dokuz ay önce.

    şimdiyse reddeder duruma geldim 123'ü. bunun en büyük iki nedeni 123'ün tavrı ve 123 dinleyenlerin sanki türkiye'deki en müzikten anlayan kitle kendileriymiş gibi 123 dinlemeyenleri müzikten anlamayan ilan etmeleri durumu.

    bu topraklara dair hiçbir şey yok grupta. yukarıda da bahsedilmiş, siteleri bile tamamen ingilizce. bkz verdiğim entry'mde de belirttiğim üzere güzel müzik yapıyorlar. ama daha ötesi yok. özel değiller, farklı değiller; yalnızca ortalamanın üzerinde bir müzik yapıyorlar. üstelik ilk dönem 123'üyle bu dönemin 123'ünün birbiriyle alakası yok neredeyse. burak ırmak'tı beni daha çok bu gruba bağlayan, e o da ayrıldı. bir de dilara'ya vokalde alışamadım ne kadar zorlasam da kendimi. berke can'ın vokali yetiyor da artıyordu, neden dilara diye diretildi hala anlamıyorum. tamam dilara da kötü bir vokal değil, ama 123 için çok da uygun olmadığını ancak idrak edebiliyorum. tabii ki bu benim kendi fikrim, dilara'yı çok beğenen insan benden daha fazladır eminim.

    ne bileyim, o ilk iki albümdeki hava gitti, kalmadı artık. bambaşka bir 123 var. vibarfon'u kara orkestra'ya bıraksınlar bence, onlara uymuyor. ya da kullansınlar ya, bana ne kardeşim. grubun muhtarı değilim ya. beğenmiyorum artık son hallerini. bu tüm olayım.
  • içimizdeki nordiksevicileri ve davulun hafif progresif tavrından caz kapanları ortaya çıkarmış bir projedir. yaptıkları müzik bu ülkede yaşadıkları sürece avrupadaki iyi grupların uzaylılar tarafından ansızın kaçırılmasını ve oradaki insanların müziksizlikten kırılmasına muhtaçtır. o vakte kadar elektrik piyano sesi duyunca "ay çok güzel caz" diye ortalarda dolanan yurdum sefili elbette ayakta tutacaktır kendilerini.
  • artık kendisi için de yapılmış bir canlı performans derlemesi vardır. youtube'ta yer alan tüm canlı performans kayıtları, linkleri ile beraber aşağıda bulunmaktadır. ayrıca performanslar kronolojik sıraya göre düzenlenmiştir.

    diğer müzik grubu çalışmalarım

    mor ve ötesi grubu için (bkz: #45822863)
    duman grubu için (bkz: #46148972)
    sakin grubu için (bkz: #48309351)
    pilli bebek grubu için (bkz: #54629572)

    live at babylon (2008)

    1.huzuv

    yuxexes (2010)

    1.aksel
    2.niles
    3.laughter
    4.şimdi

    disko kralı (2010)

    1.again
    2.huzuv

    123 and izmir symphony orchestra (2011)

    1.turuncu
    2.patchouli
    3.one
    4.again
    4.niles

    live at house cafe (2012)

    1.binalar
    2.sun in the arms of love
    3.so much to say
    4.kda

    ntv gece gündüz (2012)

    1.yokuz

    akustikhane (2012)

    1.turuncu
    2.experiment
    3.pearls
    4.sunny road
    5.patchouili

    balkony tv (2012)

    1.yokuz

    akustikhane (2013)

    1.no no
    2.yokuz
    3.green bag
    4.sun in the arms of love
    5.the eraser
    5.i dont know you girl

    tophane rıhtım stüdyosu (2013)

    1.again
    2.low sign
    3.sun in the arms of love
    4.aslında
    5.green bag
    6.yokuz

    ted x reset (2013)

    1.yokuz
    2.there i go

    live at adidas all originals festival (2013)

    1.yokuz

    babylon studio (2013)

    1.undertow

    live at krek (2014)

    1.aşk şarkısı
    2.undertow

    live at babylon (2014)

    1.no return
    2.the eraser
    3.drill
  • memlekette herkes işini onlar kadar kaliteli yapsa norveç'ten göç alırdık.
  • her dinleyişimde nedense norveçli grup flunk'u hemen anımsatıyorlar.
    cigarette burns ve binalar belirgin olmasa dahi az bir miktar tınılar benzer.
    içtendirler,şahanedirler ve sevilesidirler iki grupta.
  • kaliteli olduğunu kimsenin inkar edemeyeceği grup. ama gerçekten de çok fazla batı hayranlığı mı desek, eğilimi mi desek, çok fazla sırıtıyor bu onlarda. bu coğrafyaya ait hiçbir şey yok gibi geliyor onlara baktığımda, dinlediğimde. biz bu müziği zaten mum'dan, gregor samsa'dan biliyorduk.. bunu, elimde orijinal üç albümü ve bir de ep'si olduğu halde -aslında olduğu için- söylüyorum..

    iyiler, gerçekten iyiler; ama uzaklar.. karşılaştırmak değil amacım dandadadan zamanları, tamburada zamanlarında bile bu topraklardan bir şeyler duyardık. artık o toplara girmiyorlar, buna da niyetli değiller..
  • tam anlamıyla yakalamak istediğim soundu yakalamış, yapmak istediğim müziği yapmış ve başka müzik dinleme arzumu üç gündür elimden almış gruptur.

    türkiye gibi götünü başını açanın müzik yaptığını zannettiği bir ülkede böylesine güzel sound yakalayıp bir yerlerde çalmak; albüm yapmak kesinlikle küçümsenmeyecek bir cesarettir. ister kopya de; ister özenti. bir yere varamazsın. çünkü belli birtakım şeyleri aşmış bu tarz müzisyenlerin, sen ben gibi insanların ne sövgüsüne ihtiyacı vardır; ne de övgüsüne. onlar bu ülkede sevdikleri, hissettikleri müziği yapmaktadır zaten. beğenilme veya milyonlarca kez dinlenme kaygısı olmadan...hakkettikleri değer veya olmaları gereken yer konusunda kafa yormadıklarına o kadar eminim ki. orkestradaki her bir müzisyenin şarkıyı hissedişi, gözlerini kapatıp kendini ezgiye kaptırışı önemlidir onlar için. müziğin de en önemli unsuru bu değil midir zaten? benim de, yaşadığımız şehri ve ülkeyi aşan müzikler yapmaktan zevk aldığım gitarist bir arkadaşım* var. bir bayan vokal bulamadık ama onu da başka başlık altında konuşuruz. neyse. ikimiz bile lalettayin müzik yaptığımız zamanlarda bile bir hissiyat yakalıyor ve ülkeye, şehre küfür edip enstrümanları bırakıyoruz. işte 123'ün en takdir ettiğim yanı da burada başlıyor zira. her şeye rağmen yılmamışlar, eğitim almışlar, bir araya gelmişler, tam anlamıyla grup olmuşlar ve mükemmel bir soundla gümbür gümbür çalıyorlar. en önemlisi de yaptıkları işten zevk aldıkları yüzlerinden, enstrüman çalışlarından belli. bunun en güzel örneği için:

    (bkz: http://www.youtube.com/…v=8sqdwnken-u&feature=share)

    -konserlerine gidip bu grubu canlı dinleme zevkine nail olmuşları insanları tenzih ederek söylüyorum- canına yandığımın ülkemin canına yandığımın insanları bu tarz müziğe uzak oldukları için asla bu gruba değer vermeyecek ve yukarıda bahsettiklerim doğrultusunda haklarında atıp tutacaktır. sağdan soldan duyduğu müzisyenlerle karşılaştırma içgüdüsüne engel olamayacak ve beğenmemek için bin bir türlü mazeret arayacaklardır. donlarını bağlasınlar önce.

    ömürleri boyunca hep böylesine marshmallow tadında müzik yapmaları temennilerimle...

    eyyorlamam da bu kadar.
  • "ülkemizde böyle grupların olması bıkı bıkı" demeden önce bu insanların müziklerini çok büyük bir tatminle yaptıklarını ve bu yörüngeye ulaşan tüm müzisyenlerin zaten "dünya çapında" bir hale geldiklerini bana düşündüren gruptur.

    türkiyede çok ufak bir kesimin varlığından haberdar olmasının saçmalığı bir yana, müzikal olarak kalitelerinden ödün vermeden her şarkıda her konserde üstüne bir tuğla daha eklemeleri bile saygı duyulması gereken bir özellik.

    sahnedeki hareket ve tavırları, birbirleri ile olan bağlarını anlamak için yetmektedir. yeni hali eski hali demeden, karşılıklı bu kadar kaliteli müzik yapabilen insanların arasındaki bağın da nasıl kuvvetli hale gelebileceğinin somut örneğidir 123.

    bir konserini izlemeden lütfen "türkiye'de müzik yapılmıyo abi, bık bık bık" demeyiniz diyenlerin ağzına 123 biletleri ile vurunuz.
  • an itibariyle akustikhanedeler ancak anlamadığım isimleri neden türkçe, yani madem ingilizce söylüyorlar? ama beğendim, dinlenebilir.
hesabın var mı? giriş yap