• eğer 300.000 liralık evi 500.000 liraya almadılarsa, ülke tarihinin en şanslı insanları olmuşlardır.
  • bugün düşen alım gücümüzün başlıca sebepleri ama tabii millet ev sahibi olsun diyede verilmedi bu krediler mütahitler üstün ırk olsun diye yapıldı.
  • on yılımı ipotek edemem dünyayı gezer anı biriktiririm diyen güruhun sesini kesmişlerdir.

    (bkz: ne oldu pasinyan yol cekiyordun cebrayila)
  • bu başlıktaki herkes neden bir şeyler yudumluyor?
  • bu faizle kredi çekip, arkadaşımın evini alıyor gibi gösterip o parayla dolar alanlar içinde olmadığım için pişman olduğum güruhtur..
  • fırsatı değerlendirmiş bir güruhtur fakat bu onları kötü yapmaz.
    devletin politikasını eleştirmek dururken, kredi alan vatandaşı suçlamak da ancak kıt akıllı birinin işidir.
    herkes yazsın tabi. yoksa nasıl anlarız kimin bilmediğini.
  • ağlayıp durmayın, bedava krediyi almadınız. 10 yılımı ipotek edemem abi yeaa, dünyayı gezerim zart zurt dediniz. şimdi sus ve hayvan gibi kiranı öde, ev sahibi zam yapınca da %25 sınır var ama diye itiraz et.

    t: düşük kredi yüksek maaş derken günümüz şartlarında özellikle 5 sene sonrası için toplumun geneline göre düze çıkmış olacak güruh.
  • hükümet zoruyla verilen ''bedava'' krediler için bankalar yaş tahtaya basmaz demek tamamen yanlış. bankalar yaş tahtaya doğrudan oturtulmuştur. bankalar zarar etmiştir ve onların zararını kredi çekmeyen halk ödeyecektir. bu krediler ile mütahitleri kurtarmak için ülkenin bütün emlak piyasası altüst edilmiş ve enflasyonun da fırlamasına sebep olunmuştur. kredi çekenler her türlü kardadır.
  • noldu lan geziyonuz mu dünyayı mal değnekleri.
  • acemiliğimiz yüzünden dahil olma fırsatını kaçırdığımız güruh. ben şunu öğrendim ki "bu milletin a... koyacağız" diyen doğru söylemiştir arkadaşlar. gelin anlatayım, hem de içimi dökmüş olayım.

    birkaç yıl önce ev almaya karar vermiştik. bir ev bulduk. hem benim çalıştığım hem de eşimin çalıştığı yere yakın, yeni yapılmış bir binaydı. bulunduğu mahalledeki en güzel binaydı, malzeme kalitesi iyiydi. gelin görün ki iskânı yoktu. ancak binayı yapan müteahhit çok yakın bir yere büyük bir binaya daha başlamıştı, sıkıntılı bir durum olmaz gibi görünüyordu. yalnız adamın bir falsosu vardı: ağzından allah kitap düşmüyordu. size yemin ederek söylüyorum, eşimle "bu kadar allah, kitap diyen adama güven olmaz" diye konuştuk ancak çalıştığımız yere çok yakın olması bizim için önemli bir kriterdi.

    evi almaya karar verdik. her ihtimale karşı sözleşmeye "bir ay içinde iskân alınacak" diye ibare de koydurduk. gelin görün ki o binada, tam iki yıl tek başımıza yaşadık arkadaşlar. artık enayi mi dersiniz, ne dersiniz bilmem. üstelik iskân da alınmadı.

    adam öyle şerefsiz, öyle yalancı çıktı ki anlatmakla bitmez. binadaki basit bir eksik için bile "eşimle boşanıyorum, şu an adliyedeyim" falan deyip telefonu kapatıyor, aynı günün akşamında eşiyle gittiği mekanda fotoğraf paylaşıyordu. standart paket bir yandaş bir müteahhitti kısacası.

    biz artık bezdiğimiz için evimizi satılığa çıkardık. ve bir ay sonra 0.64 kredi imkânı çıktı. nasıl mutluyuz, nasıl sevinçliyiz.

    eve çok bakan oldu, çok alıcı çıktı. ama dedim ya, acemiyiz. toyuz. belki de aptal, fark etmiyor artık. kaç kişiyle anlaştık, artık hatırlamıyorum ancak hiçbirinden kapora almadık. neden? çünkü kredim hazır diyen, aynı gün krediye başvuran, eksperi gelen vs. bir de alemin enayisi biziz ya, anlaşınca başkasına göstermiyoruz evi. çook çakal, şerefsiz gördüm ama hele biri vardı... ah ah dostlar.

    adam geldi, ilanları kaldırın, şu kaporayı alın, ben hazırlığımı da yapıyorum, hemen taşınacağım falan dedi. kaporayı kendisi teklif etti adam. tamam dedik, bitti bu iş. biz de yeni bir ev bulduk, onunla anlaştık.

    bu standart paket hamitçi alçak, puşt bizi bir ay oyaladı. sonra arayıp vazgeçtiğini, kaporasını da geri istediğini söyledi. evet, aynen böyle. vermedim tabi.

    ama ne oldu?

    0.64 bitti.

    biz evimizi kafamızda bitirdiğimiz için sattık. şimdi kirada oturuyoruz.

    demem o ki, özellikle gariban/softa takılan kesim kadar şerefsiz, alçak, namussuz, onun bunun çocuğu başka bir güruh yoktur arkadaşlar. ben acı acı öğrendim, aman siz de kimseye kanmayın.

    ben o gün 0.64'ten evimi alabilseydim bir kere çok daha iyi bir yerde oturacaktım. üstüne bir yıl kredi ödemeyecektim. üçüncüsü, ödediğim kredinin miktarı düşecekti, daha iyi evde/muhitte oturup daha az ödeme yapacaktım. dördüncüsü şu an o evler 200 bin lira daha pahalı. iki yüz bin!

    0.64'ten ev alan arkadaşlarım. hepinizi alnınızdan öpüyorum. neymiş, o krediler halkın vergilerinden ödenecekmiş. ulan adamlar 7 bin kişinin kullandığı havaalanına 1 buçuk milyon garanti vermiş. hata payı %99 ulan. dünyada en çok çay tüketen ülkede çaykur kaç yıldır zarar ediyor. bunları halk ödüyor da gıkı çıkmıyor. benim vatandaşım ev almış, ona mı gıkım çıkacak.

    güle güle oturun arkadaşlar. sanmıyorum ama böyle bir fırsat bir daha çıkarsa, o gün alıp almamayı düşünen olursa düşünmesin. bu yazıyı anımsasın ve bir şekilde o evi alsın. burası türkiye arkadaşlar. bu ülkedeki en doğru slogan "aldın aldın"dır. alamadığın şey ertesi gün iki katı. ona göre.
hesabın var mı? giriş yap