yaz sonu
-
güz başlangıcı.
-
ne zaman olduğu konusunda kesin bir fikir belirtilemeyecek zaman dilimi. geçen sene mart'tır yaz sonu, bu sene aralık olur, hiç bilemezsin. ama hani tatil bitiyor, romantizm sona eriyor gibi bir hüzünçlü gönenç katar mevzuya.
-
bir murathan mungan siiri;
" yaz inceliyor, güz
bizse hiç büyümeyen rus bebekleri
bir düşte karşılaşmıştık, bir düşte kaybolduk
hadi birimiz uyandırsın artık ötekini
birbirinin karanlığına kapatılmış
birbirinin içinde tipiye tutulan
her kozaya ayrı biçilen uzun kışlardan
hadi birimiz uyandırsın artık ötekini
ilkgençliğin yazıları bitti. şimdi bırakılmış çiftlikler
yağmurlarla boşalmış leylek yuvaları
elimizde sorular, gün yeniden dağıtıyor
kalanlar için yazılanları
yaz sonu yaz sonu yaz sonu
biliyorum
yine haziran yine temmuz yine ağustos " -
aynı zamanda bir cemal süreya şiiri,
" sukürenin perisi sen; sen, taşkürenin avcısı,
bir kişi daha olsa yanınızda
siz orda öpüşürken,
ne diyorum bir kişi daha;
alamut kalesinde öpüşürdünüz.
ona göre gelişirdi her şey,
yeni bir güzelduyu açılırdı
bir töre cançekişirken.
karagözlü hançer, sen; sen, mavi bakışlı kılıç,
unutulmazlarınızı dökerken birer birer,
iki kişi daha olsa yanınızda,
mihri'nin vuruluşu ve çantası
ve elindeki tuğla da gelirdi gündeme;
daha sonra kesilen barsağı, iki metre;
kediler uzaklaşırdı ısrarla camdan bakan;
ne diyorum iki kişi daha.
kavaldan akan gökyüzü, sen; sen, düşten geçilmez bahçe,
sınıf arkadaşları, şarap ve tüzük kokan,
dağın eskisi'ne iki vadiden seslenirken,
ne diyorum beş kişi daha olsa yanlarında,
ama her şeye üçünün bileşkesine varan;
ne bilim-sanatı hayyam'ın, ne siyaseti nazım'ın,
ne yiğitlik, ne aşk... bir şey kalmazdı tek başına.
ahırlarımızda her zaman sana ayrılmış bir at vardı.
ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye,
çok şeyin adı küçük yazıldı;
silinmez anlar vardır,
karşı konmaz özlemler,
ben şimdi ne istediğimi de bilmeden artık
bağırıp duruyorum ya, şurda,
sen yaz sonu ilan eden güzel keten,
güneşten yırtılmış caz, sen!" -
(bkz: summers gone)
-
aynı zamanda bir ataol behramoğlu şiiri,
ayvalar ve güneş sarardı
yıldızlar daha parlak
ve ay daha soğuk şimdiden
güz denizi yutkunuyor
ardısıra yitik bir aşkın
kıyıya çarpıp geriye çekilirken.
kağıttan taşan mürekkep gibi
taşıyor içimden
özlemi geçmiş yazın. -
ailenin tatilden dönecek olması sebebiyle evi toparlama çabaları sırasında yapılan envanter sayımından bir kesit:
24 adet boş efes tombul şişe
13 adet boş efes uzun şişe
18 adet boş efes fıçı şişesi
11 adet boş tuborg şişesi
19 adet boş tekel birası şişesi
5 adet boş taps şişesi
4 adet boş çeşitli şarap şişesi
2 adet boş absolut votka şişesi
4 adet boş soda şişesi
not: toplamda 100 adet boş şişe sayılmış, onlarca boş teneke kutu günü birlik atılmış olmaları sebebiye sayıma alınmamıştır.. elveda yaz.. -
-
her yaz tatildi o zamanlar. denize gidilmese bile, tatildi, "boş zamanlarım" vardı ve onları kitap okuyarak, gezerek değerlendiriyor, her yaz illaki doğuya yada batıya uzun yollara çıkıyordum. ilk deniz tatiline çıkarken, "yaz tatilinde neler yaptınız" konulu ev ödevine "bol bol yüzdüm" yazabileceğimin sevinciyle çıkmıştım.
her yaz kıştan farklıydı o zamanlar, sadece hava değil, dünyam değişirdi yaz gelince. şimdi yaşadığım şehirde yaşamaya 8 yaşındayken buraya yaptığımız bir seyahatte karar vermiştim. saat kulesinin dibindeki musluklarda kafamızı yıkamıştı babam. kuleye ve palmiyelere baktım, "ne kadar değişik. ben burada yaşamalıyım büyüyünce".. yaz değiştirirdi.
şimdi, yaz bitiyor, hiç bir şey değişmedi. babam bizi tatile götürmüyor artık. hatta, ailem ve dahi sülalemin tatillerinin bir kısmı düzenli olarak benim evimde geçiyor. "şampuanım bitti alsanaa" diye şarkı söyleyerek kıçından dolandığım anneme saç dökülmesini önleyici şampuan aldım. zeytinyağlı sabun kullanma alışkanlığını bırakması için sıkı sıkı tembihliyorum. artık sigarama da karışmıyor. babam bile pek karışmıyor artık. onlar yuvamızda beklerdi, ben gezer döner dolaşır yanlarına gelirdim. şimdi ben burdayım, sabah alarmıyla bağlıyım bu hana. yaz bitiyor, aynı yolcular aynı yollardan geldi ve gitti ve telefonumun alarmımı kurmadığım bir günüm geçmedi. iki yazdır "gelecek yaz elim kanda olsa kaş'a gidicem" diyorum. yıllık izin mi? her maaşın yeri olduğu gibi her yıllık iznin de harcanacak yeri oluyor.
bu yaz da geçti.
gelecek yaz kesin kaş'a gidicem.
not: ilkokul kompozisyonu gibi olmuş de mi.. annemle fazla vakit geçirince böyle oluyor: ) -
eve dönüş vaktinin geldiğini hatırlatır. askılı badilerin üzerine hırkalar giyilmeye başlar, ayaklara ise çoraplar. sofraya tekrar çorba kaseleri yerleşir. çatalın hakimiyetinden kaşık dolusu yemeklere geçilir. telefona yaz boyu biriken telefon numaraları olur, tenleri bronz fotoğraflar çerçevelere konur, sanal paylaşımlara açılır. hava erken kararmaya başlar ve hoşgelir kış.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap