• benim gibi gırgır, çarşaf, limon, leman kültürüyle büyümüş, bu zamana kadar yüzlerce yerli yabancı komedi filmi seyretmiş birisini bırakın güldürmeyi gıdıklayamaz bile. görüntüler güzel, çaba güzel ama senaryo zayıf, güldürmek için küfüre sığınmak düşüş dönemindeki kemal sunal filmlerinde kaldı artık. neden tenezzül ediyorlar anlamıyorum. bana göre filmdeki tek hoşluk taa yıllar öncesinden kalma ferhan şensoyun bizim dersanesindeki dilaver rolündeki tuncay özinelin küçük bir rolle de olsa karşımıza çıkmasıydı. harcanan emeğe saygımdan gidin görün derim, sıkılmazsınız ama gülmek istiyorsanız kendinize başka yöntem bulun.
  • yetmişler ve seksenler kültürü gerektiren film. hani hep takıldığınız arkadaşlarınızla başınızdan geçen bir olayı, ortamda başka insanlar varken anlatınca siz koparsınız, diğerleri sıkılır ya, bu filmde anlatılanlar buna benziyor. cem yılmaz'ın göndermeleri bir zamanlar sizin de dikkatinizi çekmişse çok eğleniyorsunuz.
  • korsanını bile indirmeye/alıp izlemeye değmez. rezalet. paramı geri istemeyi düşündüm bir ara, o derece. tüketici mahkemesine başvursam "ayıplı mal" diye kazanabilirim.
  • filme girmek için bilet sırasına girdim. önümde on bir- on iki yaşlarında küçük çocuklar vardı. herhalde, dedim. cem yılmaz'ı sevdikleri için ilk gün izlemek istiyorlar. yanılmışım. sıra onlara geldiği zaman gişe görevlisine izlemek istedikleri filmi söylediler; dabbe 2. benim ve gişecinin suratına aynı anlama gelen bir bakış yerleşti; n'oluyor mına koyum.. gişe görevlisi o filme bilet vermedi, iyi etti. güzel, eğlenceli film diyerek asıl yazmak istediğime geleyim.

    --- spoiler ---

    filmin bir yerinde, cem yılmaz, ozan güven ve demet evgar kızılderili tesislerine giriyor ve şefi aramaya başlıyorlar. şefle görüşecektik diye sordukları ilk kızılderili; özkan uğur, diyor gibi geldi. emin olamadım. evet öyle yahut hayır şöyle diyen olursa düzeltirim.

    duyduklarım doğruymuş; şef sorulan kızılderili; özkan uğuroo, diyerek cevap veriyor. bu tarz espri anlayışını seven biri olduğum için haliyle komik geldi. siyahyalan ve dashersw'a teşekkür ederim.

    --- spoiler ---
  • cem yılmaz'ın şahsi filmografisinin en zayıf halkası olan film. üstelik arog'u o kadar da eleştirmiştim zamanında.
  • sevimli, prodüksiyonu çok iyi, gülünç, hoş bir film bence. ayrıca zafer algöz'ün rolü aslında tam bir ali şen rolü, o kayseri şivesi, hareketler, mükemmel olurmuş merhum ali şen oynayabilseymiş. ama zafer algöz de bu rolü 10 üzerinden 11 ile şahane oynamış. prodüksiyonu da aradan çıkaralım hemen, zira edilecek tek bir laf yok, 10 numara.

    --- spoiler ---

    sadece elden çıkan kelebek gerçek kelebek, ortada uçan çalı gerçek çalı olsun isterdim.

    --- spoiler ---

    onun dışında gayet güzeldi bence espriler, göndermeler filan. yalnız bir noktayı keşke işleseymiş dedim cem yılmaz,

    --- spoiler ---

    şerif buck berry'yi çağıracakken, chuck'ın "aha bu benim abim, amcam" filan tribine girip, bir chuck berry göndermesi yapmasını bekledim. yapılabilirdi, hoş olurdu.

    --- spoiler ---

    onun yanı sıra, anlamadığım ve manasız bulduğum kurgular da mevcut filmde, ama genele pek gölge düşürdüğünü sanmıyorum. western filmleri izlemeyi, oyunlarını oynamayı seven benim için çok yüksek prodüksiyonlu, güzel bir western idi.

    gidilip görülesidir efendim, son sözüm budur.
  • --- spoiler ---

    filmde özellikle, arada durup dvd menüsünden dili türkçe seçmek ve altyazıları kapatmak çok güzeldi. bir de araya girmeden önceki "şimdi işin yoksa 10 dakika ara" esprisi.

    yalnız elemanlar türkçe konuşmaya başlayınca, bir tommiks teksas havasında kızılderililerin "ben var gitmek, sen var kalmak" tadında konuşmalarını beklerdim, zira yüzyıllarca kızılderililerin konuşmaları böyle çevrildi güzel türkçemiz'e.

    --- spoiler ---
  • 8-9 yaslarimdan beri suregelen "1 ocak sabahi sinemaya gitme" rituelimin bu seneki filmidir. cem yilmaz ve arkadaslari sayesinde 2010'a gercekten nefis bir baslangic yaptik. emegi gecenlerin ellerine saglik. (sanat yonetmeni ile gorsel yonetmeni ayrica tebrik ederim.) filme gideceklerin yetmisli ve seksenli yillarin populer kulturu ile tanisik olmasinda fayda var. cocuklugumuzun, ilkgencligimizin naif durumlari, 30-40 yilin geyikleri cok guzel karkaturize edilmisti. oyunculuk son derece icten, diyaloglar akici, kufurler tam olmasi gereken yerde ve sekildeydi. sondaki, credits akarken seyirciyi salonda tutmayi basaran tadimlik sahneler muthisti. tum bunlara karsilik ve o kadar zaman, emek, para harcanmasina ragmen, gisede rekor zor. cunku -kimse darilip gucenmesin- bir gercek var: bugunun sinema izleyicisinin komedi filminden anladigi hap gibi, gozune gozune sokulan espirilerden ibaret. misal, film arasinda gosterilen recep ivedik ve kutsal damacana 2 fragmanlari daha cok guldurdu izleyenleri. (bir de biz filmin basinda +7 isareti gorup "hiii" diye panikleyerek yasini belli eden minige cok gulduk.)
  • her türlü gidilir, her türlü izlenir bu film. siz beğenmezüklere bakmayınız efendim şu anda daha iyisi var mı? yok. ileride olur mu? olur. peki olursa kim yapar? şahan gökbakar değil.
  • --- spoiler ---

    • "güzel bir şey görebilmek için biraz da bakmasını bilmek lazım" temalı konuşmadan sonra at-kelebek ilişkisini 150-200 kişilik koca salonda anlayan ancak 3-4 kişi olmuştur herhalde... salondan çıt çıkmadı, hayret ettim...

    • daha ince bir espri olarak: aziz bey'in önce "ezdirme kendini" dediği ve sonradan beyaz sarayda iş bulup, saraya kapak atan zenci köle tabii ki barack obama'ya bir göndermeydi.

    • kovboy filmleriyle en ufak bir alakam olmadığından bazı ayrıntıları yakalamam mümkün olmadı.

    • arog'da hiç küfür yokken bunda bu kadar gereksiz yerde ve çokça küfür etmek tutarsızlıktı. bir filmde maksimum 3-4 defa aniden sağlam şekilde küfür edersin, seyirciyi güldürürsün. bunu 7-8 defa, hem de alakasız yerlerde yapmaya çalışırsan komik olmaz.

    • kentucky fried chicken ve johnnie walker eh dedirtti, red kit ise sanki biraz sakil durdu.

    • dekor, kostüm, makyaj vs. 10 numaraydı emek verenlerin ellerine sağlık...

    • cem yılmaz ın bu kadar iyi arap bacı taklidi yapabildiğini bilmiyordum. ozan güven'le o sahnedeki performansları çok başarılıydı.

    • "bir cisim yaklaşıyor" klişe adamının "fırtına öncesi sessizlik" klişe adamına dönüşmesi yersizdi. gora'yı ister istemez zaten 10 defa falan izlediğimiz için "bir cisim yaklaşıyor" klişe adamının tekrarı komik olmadı.

    • yine aynı şekilde chuck ve çak! eşsesliliğini bu kadar tekrar etmek gerekli miydi?

    • "bir apaçi ağlıyor" diye şiir okuyan şirin kız da cem yılmaz'ın bazı gösterilerinde taklidini yaptığı "bir ana ağlıyor" 23 nisan çocuğunun kopyasıydı.

    • 10 küsür senelik bir cem yılmaz hayranı olarak söylüyorum: ikincisinin çekilmemesinde fayda var.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap