• oncelikle bu entry, programa katilip katilmama acisindan arada kaldigim zamanlarda sozlugu surekli kurcalayip, bu konuda tecrube sahibi olanlardan programa iliskin bir fikir edinmeye calistigim zamanlardan kaynaklanmaktadir. herkesin basina gelebilecekler son derece farkli olabilir fakat ayni zamanda programa ilk kez katilmayi dusunup arada kalanlar ya da gitme durumu kesin olanlar burada yazilanlar ile progmanin ne olduguna veya ne olmadigina dair belki birkac fikir elde edebilirler. ( bir ise kalkismak icin oncelikle olumlu yonde bir bakis acisina sahip olmak gerekir yargisindan yola cikilarak, kimi olumsuzluklara deginilmemis olunabilir ancak yazilmasi gerekenler yazilmistir. genelden kopulup ozele gecildigi anlar olmussa da affoladir.)

    detayli arastirmalarim sonrasinda, gecen senenin subat ayinda karar verdim bu programa katilmaya. basvuruda bulunmak icin birkac sirket arastirdim ve hicbirinin kafamda tasarladigim gibi olmadigini fark ettim. hal bu olunca oyle ya da boyle kotunun iyisi olarak adlandirilabilecek olanlara yoneldim ve elt yurtdışı eğitim danışmanlığı'ni sectim. (sonralari secmez olaydim dedigim cok oldu ama ne de olsa her sirket vaad ettiginin %'de 30'unu [ burada %'de 30'u nerden buldum, ben de bilmiyorum] belki anca gerceklestiriyordu. zaten siz amerika'ya gittikten sonra sirketin yapabilecegi pek bir sey kalmiyordu.) elt'yi tercih etmemin sebebi casino islerinde calismak istememdi. bunun icin bir fuar duzenlenecegi, casinolarin diger is seceneklerine gore daha gec eleman aldigi soyeniyordu surekli. nisan ayi gelmisti ve hala ortada is adina hicbir gelisme yoktu. nihayet ayni ay icinde casino isi olmayacagini duyurmuslardi. (burada casino isinin olmamasindan cok, diger islere yerlesebilmek icin zamanimin olmayisi dusundurmustu beni.) sonraki arastirmalarim ile bir onceki sene de ayni olayin gerceklestigini, casino isleri ile hic alakasi olmayan bir danismanlik sirketi ile oyuna getirildigimi ogrenince gitmekten vazgecip, sirkete dava acarak odemis oldugum ucreti geri alacaktim. ne var ki 3. sinif olmam ve o yazi amerika'da gecirmeye sartlanmis olmam dava acmak yerine uzlasmaya gider bir tavir sergilememi saglamisti. ( evet, saglamisti)

    teklif edilen isler adi sani bilinmeyen eyaletlerin bilmem ne sehirlerinden herhangi birinde bulunan benzin istasyonunda pompacilik yapmak, gene pek duyulmamis bir yerde saati 5 dolar'a mcdonald's'ta calismak gibi sirf programa katilmak isteyen kisinin hevesini kullanmaya calisan bir danismanlik sirketinden kaynaklanan zoraki islerdi ve kabul edilecek gibi degillerdi. neyse ki bir turk isverenin eleman ihtiyaci oldugunu, new jersey ya da new york eyaletinde alisveris merkezlerinde kiosk tarzi alanlarda pelus oyuncaklar satacagimizi, karsiliginda saat ucreti olarak 7.25 dolar kazanabilecegimizi, yeri gelince de haftada 70 saat kadar calistirilabilecegimizi soylediler. biz de haliyle en az 2 ay calissak yeterlidir diyerek bu isi kabul ettik. ( amacim zaten oraya gidip, bir suru para kazandiktan sonra cilginlar gibi alisveris yapmak falan degildi. gezmek, eglenmek gibi temel amaclar disinda cok kisa bir sureligine gidecek olsam da; amerika gibi ayri bir dunyada gecici bir sureligine de olsa yer edinmek, surekli bir sekilde maruz kaldigimiz o kulturu yerinde gormek, devamli turkiye ile karsilastirarak yillarca elestirdigim ulkemin belki de gozden kacirdigim iyi yanlarini kesfedebilmek ya da esgectigim berbatliklarini su yuzune cikartabilmekti.)

    bu arada gidis donus ucak biletimi mart ayinda sirketin onerisine bagli kalmayip, internet uzerinden sirketinden teklifinden 200 - 300 dolar kadar daha uygun bir fiyata, hem de nonstop olanindan almistim. (bkz: cheaptickets)
    sonunda haziran ayinda gitmistim ve tabi ki havaalaninda karsilanma durumu gerceklesmemisti. acikcasi cok da umursamamistim bunu. sonrasinda new jersey'de bir otelde kalarak; texas'ta olup, en gec 2 gune gelecegini soyleyen isvereni beklemeye baslamistik. tabi ki bu sure 1 haftaya cikti ve isverenin gelmesi ile pelus oyuncak falan degil de, model helikopterler satacagimizi ogrenmistik. 1 hafta da baslamak icin isverenin ofisinde beklemistik. sisme yataklarda yatip, lavabodaki hortum araciligi ile dus almistik. isveren 30 kisiyi new york, new jer sey ve texas olmak uzere 3 eyalete bolerken ben ve beraberimde gelen arkadasima south dakota'da calismamiz teklifini sunmustu. orada sadece ikimizin olacagini, her seyi kendimizin halledecegini, herkesten daha fazla kazanip en cok tecrubeyi bizim edinecegimizden bahsediyordu. yolculuk icin arabamizi alip cebimize benzin, yeme icme ve otel masraflarindan 3 kati fazla para koymus olmasi bizi heyecanlandirmiyor degildi. sonunda ciktik yola ve 3 gunluk yolculuk sonrasi belki de hayatimizda en fazla keyif aldigimiz macera dolu gunleri gecirdik. gittigimiz eyalette kapitalizm denilen olgu en ust boyutlarini yasiyordu ve insanlar is-ev ikilemindan baska hicbir aktiviteye kalkismiyolardi. zaten helikopterlere dogru duzgun bir ilgi de yoktu. her seyin isverenin soylediklerinin tam tersi yonde gelismesi sonucu 15 gun boyunca o berbat sikici hayata dayanip isvereni arayarak, isi biraktigimizi ve turkiye'ye donmek istedigimizi belirtmistik. ( asil amacimiz new jersey'e tekrar gecip, cebimizdeki para tukenene kadar baska isler kovalamak, olmadi turkiye'ye donmekti.)

    isi birakip new jersey'e tekrar dondugumuz gun 28 calisandan sadece 19 tanesinin ise devam ediyor olmasi, isvereni, bizden o kadar zarar etmesine ragmen bizlere olan guveninin tam oldugunu, beraber cok iyi isler cikartabilecegimizi belirtmeye zorluyordu. bizler de zaten arabayi teslim edip vedalastiktan sonra karanlik bir yolda valizlerle gidecek hicbir yeri olmayan ve tam olarak ne yapacagini planlayamamis kisiler olmaktansa seve seve kabul etmistik tekrar ayni kisi ile calismayi. ( iste olay burdan sonra harika bir hal almisti. new jersey'e tekrar ulastigimiz gun 4 kisi daha isi birakmis/isten cikartilmis olmasa, isveren bizlere ihtiyac duymayacakti ve paranin hesabinin son derece ince yapildigi bir ulkede en az 6000 dolar zarara mal olan biz iki sahsiyete yeniden biir teklif sunmayacakti. giderken biraz da sansiniza guvenmeniz gerekmekte.)

    bu arada 2 sene suren hazirlik hayatimda toplasan en fazla 60 saat derse girmis biri olarak ingilizce acisindan da ciddi sorunlar yasayacagimi dusunuyordum. tek satisin neredeyse yarim saat surdugu oluyordu ve herkes hemen hemen ayni sorulari sormayabiliyordu. onceleri her mall'de ikiserli olarak calistirilirken, artik her mall'de tek kisi calismaya baslamistik ve bu durum ilk baslarda bircok soruna maruz kalmama, ekstrem durumlarda panik yapiyor olmama neden olmustu. neyse ki isin ozu o kadar da zor degildi ve1 hafta - 10 gun sonra bu sorun da cozuluyordu. ( ingilizcem pek iyi degil diye dusunmeyin, her ulkeden fazlaca insanin var olmasi sonucu urun almak icin gelip, bu urun ne kadar diye soramayip, soru islemini bas parmak ve isaret parmagini birbirine surtturerek yapanlar da cikabiliyor karsiniza. unutulmamalidir ki, orada ingilizce bilmemek ayip degil!)

    cin mali siradan helikopterleri amazon.com fiyati 55 dolar iken 240 dolara satiyor olmam ve amerikali'nin her an her yerde internet kullaniyor olmasi, satilan urunlerin yarisindan fazlasinin iade icin getirilmesi ve bunu kabul etme hakkimin olmamasi sonucu sanki is benim isimmis gibi musteriler ile aramda gecen kufurlesmeler, helikopterleri ucurmayinca satisin pek nadir gerceklesmesi ve guvenligin bunu etraftaki kisileri tehlikeye attigim gerekcesi ile istememesi sonucu guvenlikler ile olan surtusmelerim, 2 gun art arda satis gerceklestirilmyeince direkt isten cikartiliyor olunmasi, zaman zaman gunde 10 saat olmak uzere haftanin 7 gunu calismak durumunda kalmam ( otel ve mall arasi 68 mil olmasi sonucu gunde en az 2 saatim de yolda gidiyordu.) sorunlar devam ederken finali getirmis ve donus yapmama 20 gun kala isten ayrilmistim.

    eleman sayisinin az olmasindan kaynaklanan fazla calismalarim ile biriken para sayesinde oldukca fazla gezme sansimin yani sira alisveris olayina da girisebildim ve nihayetinde ulkeye unutulmaz anilar, akilda yer edinen dostluklar ile mutlu bir giris yaptim.

    simdi diyeceksiniz, bunun neresi iyi ki? bildigin rezillik..

    degil efendim degil. bahsedilenler isin en kotu kisimlarini olusturuyor. mesela gunde $ 80 kazanip, kirmizi etin kilosuna $ 6 verdiginiz zaman bir seylerin farkina variyorsunuz. gittiginiz gece kulubunde bir biraya $ 1.5 verdiginizde de durum degismiyor. 4 kisi bir arabaya dolusup 4 gunde 4 eyalet gezdiginizde hem gordukleriniz sizi tatmin ediyor, hem de bu seyahatin sadece sizin 2 gunluk emeginiz ile (butun masraflariniz dahil) esdeger olmasi olaydan tam anlamiyla tat almanizi sagliyor. turkiye'deki asgari ucret ile fabrikada acimasizca calistirilip, hicbir aktiviteye katilmadigi halde gecimini diken ustunde geciren yurdum insani dusunulunce hic de rezillik degil!

    ek olarak, her sey ekonomik boyutlartla sinirli kalmiyor tabi; alisveris merkezinin kapisindaki aynadan sizin cok uzaklardan geldiginizi goren kisi kapiyi acik tutarak gelmenizi bekliyor, tanimadiginiz kisiler gelip size selam veriyor, ulkemizde bulunan yardimlasma olayinin en aza indirgenmis bir olay olmasi da zaman zaman avantajiniza olabiliyor ve duzgun giyimli bir adam yaniniza gelip, ''eve donus param yok, 25 cent verebilir misiniz'' bana dedigide cikartip 2 dolar veriyorsunuz ve ertesi gun ayni kisi yaniniza bir burger king menusu ile geliyor ve almis oldugu menu birlikteliginde dunku davranisiniz uzerine ovgu dolu cumleler kuruyor, trafikte kimse kimseyle inatlasmiyor, kendinizi her zaman guvende hissediyorsunuz.

    final olarak aksamlari empire state building'in tepesinde manhattan isiklara mukemmel burunuyor ve o an john lennon'lari elvis presley'leri dinlemek ayri bir tat veriyor.

    varsa firsatin, gittikten 10 gun sonra donus yapma riskin de olsa git!
  • bulduğunuz işe göre cennetide yaşayabilirsiniz cehennemide..malesef ben bu programı 3.sınıfta keşfettim boşa gecen yazlarıma acıdım..unutamayacağım anılarla döndüm.bazı püf noktalar:

    -ajansların her dediğine inanmayın.kendiniz araştırın ve iş fuarında belirlediğiniz işverenlerle birebir görüşün.ajansların önerdikleri işlere kanmayın çoğunlukla seçilmesi zor işleri size kakalamaya çalışıyorlar ki popüler işlerde kontejan kalsın.
    -batı kıyısıdan uzak durun hayat çok pahalı..utah colorado gibi orta kısım eyaletlerde iyi paralar kazanabilirsiniz ama hayat çok sıkıcı..en iyisi doğu kıyısı boston, phidelphia, new jersey, wildwood gibi yerler zaten wat öğrencileriyle dolu..gezmeyede new york'a miami'e gidersiniz oh miss..
    -giderken hatrı sayılır bir miktar harcıyoruz bu program için..eğer ben para kazanıcam diye giderseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz..forumlarda yazılanlara kanmayın ben hiç gidipte 10.000 dolar kazanıp dönen görmedim..ilk senede taş çatlasın 3000-4000 dolar arası kazanırsınız onuda zaten orda harcıyorsunuz.
    -gezin tozun eğlencenin dibine vurun unutmayın ki birdaha böyle bir fırsat elinize geçmeyecek..
    -ikinci tercih olarak gezmeyin alışveriş yapın..türkiye'de mağazasına bile girmeye çekindiğiniz markaların ürünleri onda biri fiyatına almanın keyfini çıkarın..(sırf saat alıp türkiye'de satsanız bile programın parasını çıkarırsınız.atlantic city 'de guess,emprio armani gibi elit markaların saatlerini 40-50 dolara alabilirsiniz.)
    -yada hem gezin hem alışveriş yapın sonra benim gibi ailenizden para isteyin..new yorkta cepte kalan son 5 dolarla havaalanına gitmeye uğraşın..
    -türklerden uzak durun..
    -yılmayın..başlarda kültür şoku yaşıyorsunuz..hem ortama hem işe alışmak zaman alıyor..ama sabırlı olursanız çok güzel zamanlar sizi bekliyor.

    gözünüzü karartıp gidin..ufkunuz genişlesin..dünya sadece oturduğumuz mahalleden ibaret değil..görün insanlar nasıl yaşıyor..görün ki ne kadar farklı olursak olalım aslında hepimiz aynıyız..
  • hakkındaki (zorlukları dahil ) bilgileri sadece internet üzerinden edinmiş oldugum, gitmek için oldukça hevesli oldugum olay. en acilinden daha önce tecrübe etmiş, sıkılmadan ayrıntılarını anlatacak birileri lazım
  • türkiye'deki acentaların sponsorları aracılığıyla sunduğu, büyük çoğunluğu düşük seviye olan işlerin beni cezbetmemesi sebebiyle, kendi başıma iş bularak gerçekleştirmeye karar verdiğim program. ha iş bulabildim mi derseniz; 2-3 gündür 50'den fazla işverene e-posta yolladım fakat, yüzyüze görüşmemiz lazım diyen bir kaç tanesi haricinde geri dönüş yapan olmadı.

    meğer ne zormuş bir yabancı olarak kendi başına abd'de uzaktan iş ayarlamak. cover letter mı, resume, referans mı, envai çeşit testler mi dersin rüyalarımda görmeye başladım fakat henüz elime geçen somut bir şey bulunmamakta.
  • ozellikle amerika ayaginin saglam sekilde ayarlanmasi gereken programdir. su ana kadar benim karsilastigim turk ogrencilerin hicbiri halinden memnun degildi. ilk problem amerika'ya gelindiginde, havaalaninda karsilanma ihtimalinin cok dusuk olmasi ki bu da uzun sureli ucuslarin yuksek bir olasilikla rotarli gerceklesmesinden kaynaklanir. elinizde olmayan nedenlerle gec kaldiginiz takdirde bavulunuzla havaalaninda uzun bir sure bekleyebilirsiniz. bu asamayi gectikten sonra konaklama problemi ortaya cikacaktir, aylik $300 ya da $400 dolar kira ucreti odeyip alti kisi ayni evde kalmanizi isteyeceklerdir. son olarak da tamamen isverenin keyfine kalmis olmakla beraber ingilizce seviyenizi yeterli bulmamalari durumunda size is vermeyebilirler ki bu da islerin iyice boka sardigina isaret eder. ozet gecmek gerekirse sevgili dostlar eger cebinizde isler boka sardiginda harcayabileceginiz paraniz yoksa, gideceginiz yerde gozu kapali guvenebileceginiz bir arkadasiniz yoksa, calisma ve konaklama ile ilgili ayarlamalari yapacak sirketin guvenilirligi yeterli degilse, sakin ama sakin bu maceraya atilmayin. is bu entrydeki genellemeler, son iki yil icinde texas'a work and travel programiyla gelen turk ogrencilerle yapilan gorusmeler sonucunda ulasilan verilerin degerlendirilmesiyle elde edilmistir.
  • amerika'da bu tavsiyeyi verebilecek bir süre yaşamış biri olarak kesinlikle ama kesinlikle katılmayın derim bu programa. yani yok dilim gelişir, yok insanlar tanırım, yok amerika'yı gezerim hepsi yalan oluyor. illa ki yapılacaksa izlenecek yol şudur; üniversitenin son senesi wat için işlemler yapılır j1 vizesi alınır, 2 ay (eylüle kadar) bu işte vakit geçirilir, belli bir para kazanılır. ardından büyük şehirlerden birine geçilir. burada bir dil okuluna kayıt olunur, statü de böylelikle f1'a çevrilmiş olur. bu esnada gidilir bir yerde iş bulunur. bir yandan okurken diğer yandan çalışılır ve bu şekilde 1 yıl geçirilir. sonuç olarak dil öğrenilir, süper insanlarla tanışılır, ister istemez çok gezilir, harika anlar yaşanır ve türkiye'ye dolu dolu dönülür.
  • temizlik dışında ne iş olsa yaparım, eyalet de önemli değil diyerek; sıfır beklentiyle 2 sene önce yalnız başıma dahil olduğum ve tüm zorluklarına rağmen sonsuz bir memnuniyetle bitirdiğim, herkese de tavsiye ettiğim program. ingilizce seviyeniz, derdinizi anlatabilecek kadar yeterliyse -ki bu noktada gramerden ziyade ne kadar akıcı konuşabildiğiniz önemli- bir şekilde kendi yolunuzu buluyorsunuz.

    öncelikle belirtmem gerek ki her türlü koşula kendinizi hazırlamalısınız. şahsen en büyük korkum pislik ve sıcaktı. kaldığımız yerden tahtakuruları çıktı ve biz o yerde tam 2 ay yaşamak zorunda kaldık. vücudumda tahtakurularının ısırık izini halen taşıyorum.
    daha önceden hiç iş deneyimi olmamış, 5 dakika güneş altında kalmaya dayanamayan biriyken; 8 saat güneşin altında fotoğraf çekip, günde 13 saat, toplam 1 saatlik oturma izniyle çalıştım.
    tanımadığım insanlarla, hatta arkadaşlarımla bile beraber yaşamaya alışık değilken; ilk gecemde ve bunu takiben 2 ay boyunca orada tanıştığım biriyle aynı yatağı paylaştım. sosyal fobim vardı; ilk defa tek başıma gezme, hostellerde, işyerinde insanlarla tanışıp kaynaşma imkanı buldum.
    hayatımda ilk defa kendi paramla ev tuttum, arkadaşlarımla yaşadım. bu yüzden de diyorum ki, ben bile bunun altından kalktıysam, biraz cesaret ve sabırla herkes kalkabilir. orada elde edeceğiniz kazanımlar, yaşadığınız sıkıntıların çok çok ötesinde olacaktır.

    ben nispeten şanslı sayılabilirdim. kabul belgesi geldiği halde, oraya gittiğinde işe kabul edilmeyen arkadaşlarım da oldu. ancak bu noktada programın sakatlığından ziyade tercih ettiğiniz şirketin ne kadar güvenilir olduğu devreye giriyor. tavsiyem, ne olursa olsun şirkete tam olarak güvenmemeniz ve işe kabulünüzden konaklamaya kadar her türlü detayı bizzat işvereninizle görüşerek teker teker teyit ettirmenizdir.

    ilk paycheck'lerinizi ne zaman alacağınız, işe ne zaman başlayacağınız belli olamayabiliyor. gittiğim ilk hafta işe başlayamamış ve çalıştığım 3 hafta boyunca ücret alamamıştım. bu yüzden yanınıza alacağınız para miktarı önemli. ev tutmak ya da araba kiralamak/satın almak gerekebilir. bunları da hesaba katarak, lüks meraklısı bir insan değilseniz aylık 800 dolar civarı bir para yeterli olacaktır. lüks merakınız varsa bu programı boşverin zaten. harcadığınız toplam work and travel parasıyla amerika'da 3-4 hafta son derece rahat bir tatil yapabilirsiniz, o da bir alternatif.

    21 yaşını doldurmuşsanız alkollü mekanlara, kumarhanelere ve hatta efendime söyleyim striptiz kulüplerine girebilirsiniz. 21'den önce gidip fellik fellik kendinize uygun bar aramayın, sayıları oldukça az zaten. mümkün olduğunca az eşyayla gitmeniz de dönerken valiz ağırlığı konusunda sıkıntı çekmemeniz açısından iyi olur. orda bir sürü alışveriş yapacaksınız zaten.

    amerika'da yemekler gerçekten rezalet. yani fast food'u seven bir insanken, orda yemek yiyemeyeceğim aklımın ucundan geçmezdi. etler oldukça ağır ve kötü kokuyor. mc donald's'ın kusturucu etkisiyle tanışmamak için yanınızda bolca hazır çorba, makarna, pirinç vs. götürün.

    amerika voltajı türkiye'ye göre düşük olduğu için epilatör, traş makinesi gibi aygıtlar orada, normalinden daha yavaş çalışıp işlevsiz hale gelebiliyor. ben giderken götürememiştim ancak voltaj ayarlı bir dönüştürücü almanız işinizi kolaylaştırabilir.

    amerika içinde gezmek isterseniz de şu siteden ucuza uçak bileti bulabiliyorsunuz.
  • her üniversite öğrencisinin katılması gereken bir program. muhakkak kötü hikayelerde vardır ama insanlar bunu kendine avantaj olarak çevirmeyi bilmelidir. en keyifli yanı hiç tanımadığın bir yerde tek başına mücadele etmeye çalışmak. ingilizceyi geliştirmek için en iyi fırsattır. mümkün olduğunca türk arkadaşlardan uzak durulması gerekir, yediğin içtiğin değil gördüklerinin senin olsun felsefesi önemlidir. zorluksa da zorluk kardeşim ne olacak ki o kötü muameleyle yüzleşmek bile insanı olgunlaştıran bir adımdır.
  • şirket seçimi için buradaki yazı dikkatle okunmalıdır:

    "2001 yılında ilk startın verildiği ve gün geçtikçe ilginin daha fazla arttığı work and travel (wat) programına katılımda alınan en önemli kararlardan birisi de "şirket seçimi" olmuştur. bu zamana kadar gelen süreçte gerek arkadaşlarınızdan, gerek şirket ofislerinden, gerekse internet kanalıyla wat programı düzenleyen şirketlerle ilgili birçok tavsiye ve şikayet duyduğunuzdan şüphemiz yoktur. program ücretleri ve uçak biletleri gibi kalemlerle birlikte her sene ortalama 20.000.000$'lık bir pastanın oluştuğu; 100'e yakın firmanın programı düzenlediği piyasa koşullarında bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi elbette kolay olmayacaktır." ...

    yazının devamı için tıklayın
  • isyan etmenize yol açabilir.

    bir de bir türk kızının ağzından dinleyin:

    ---alıntı---
    "harika duygu ozer, 19, a second-year medical student from a university in istanbul, said she had heard from friends that the summer exchange program would be fun and that she would earn enough money to pay for her medical school tuition.

    “i said, ‘why not?’ this is america,” ms. ozer said.

    when she was offered a contract for a job at a plant with hershey’s chocolates, she said, she was excited. “we have all seen charlie’s chocolate factory,” she said. “we thought, ‘this is good.’ ”

    like many other students, ms. ozer said she invested about $3,500, which included the program costs, to obtain the j-1 visa and travel to the united states.

    several chinese students, including ms. zhao, said they had paid more than $6,000 in the process of securing visas.

    ms. ozer said she worked an eight-hour shift that began at 11 p.m.

    “you stand for the entire eight hours,” she said. “it is the worst thing for your fingers and hands and your back; you are standing at an angle.”

    at one of the sites where she worked, she said, cameras were trained on her, and supervisors told her that if she did not want to maintain the pace of work, she should leave.

    godwin efobi, 26, a third-year medical student from nigeria who is studying at a university in ukraine, said his job was moving boxes. “since i came here, i have a permanent ache in my back,” mr. efobi said. “holding a pen is now a big task for me; my muscles ache.”

    the students said they decided to protest when they learned that neighbors in the apartments and houses where they were staying were paying significantly less rent.

    “the tipping point was when we found out about the rent,” mr. efobi said.

    ms. ozer and other students said they were paid $8.35 an hour. after fees are deducted from her paychecks as well as $400 a month for rent, she said, she often takes home less than $200 a week. “we are supposed to be here for cultural exchange and education, but we are just cheap laborers,” ms. ozer said."

    ---alıntı---
    http://www.nytimes.com/….html?pagewanted=all?src=tp
hesabın var mı? giriş yap