• turkiyede yapılan en kaliteli televizyon programı. atatürk bölümü çok güzeldi. oğuz haksevere saygı duyulması gerekliliğinin göstergesi. bir de tabii ilintili olarak bir yudum insan var onu da burdan selamlıyoruz.
  • ntvde akşam haberlerden sonra yayınlanan, oğuz haksever'in sunduğu, dünyanın dört bir köşesindeki insanların/insanlığın sorunlarına duyarlı program. akşam yemeğinden sonra bir çay kaşığı alınması kalp sağlığı açısından faydalıdır*.
    (bkz: günün fotoğrafları)
  • son yayınında zihinsel engelli insanların nasıl dışlanmadan, duygu sömürüsü yapılmadan kendi istekleriyle çalışabileceğinin sağlandığını gösteren program. kemeraltı esnaflar odasının ön ayak olduğu bu sistemle engelli insanların nasıl sosyal ve çalışkan olabileceği, aslında ne kadar insan oldukları ne kadar akıllı oldukları açıkca ortadır...darısı ortalıkta benim beynim var diye boş boş dolaşan insanların başına...
  • yanlış hatırlamıyorsam programın ilk ismi başlarda "savaş ve insan" idi. amerika birleşik devletleri'nin saddam rejimine karşı son büyük harekatını düzenlediği dönemde yayına konulmuş, ağırlıklı olarak her iki taraf açısından da -hem abd askerleri hem ırak halkı- savaşın yol açtığı tahribatı göstermesiyle hafızalarda derin izler bırakmış, kareler sunmuş bir programdı bu.
    ancak bir haber vardı ki halen hatırladıkça tüm benliğimde, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda artçı sarsıntılara yol açmakta.

    haberde bir amerikan uçak gemisinde askerlerle yapılan bir röportaj konu edilmiş, savaş sürecinde bir askerin, günlük yaşamı tüm o hengamede nasıl olağan sürdürdüğü işlenmişti. acı olanın, acı verenin, tedavisi mümkün olmayan yaraların tek nedeninin, insanların hayatlarının yitirilmesi olmadığı görülmüştü. nitekim röportajın bir bölümünde, askerlerden biri gitarını çıkarmış, tüm insanları aynı dili kullanmaya zorlayan, ama artık içi iyice bozulmuş ve yozlaşmış bir kavram olan aşkı konu eden bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı. işte o anda... belki de tüm "ve insan" programları içindeki en sarsıcı o anda arkadan uçaklara yerleştirilecek bombalar geçmekteydi. fondan oğuz haksever'in o derin hüzünlü sesiyle öylesine etkileyici bir o an betimlemesi gelmişti ki artık duymaya ilişkin algım kapanmıştı. sadece gördüğümle yetinebilirdim. ne de olsa önde söylenen ne olursa olsun asıl olan hep arkadaydı.

    işte o an anladım ben de... neden hep buzdağının, madalyonun görünmeyen yüzünün önemli olduğunu. her ne kadar bir çok kişi karşı dursa da bu poza, elimizde değil ki bu pozu değiştirmek. kararları veren, kaderi yazan öylesine küçük bir kesim ki milyonlar inse bile meydanlara protesto etmek için olanı, değişen bir şey olmuyor. tarih öylesine sık ve öylesine kısa aralıklarla tekerrür ediyor ki savaşan her tarafta bir gerçek suçlu bulmak öylesine zorlaşıyor. dar alanda öylesine sık paslaşıyor ki bu dar kesim, olan izleyiciye oluyor. gerçek yöneten sahibi denen, vatansever denen insana oluyor. karar veremiyor insan hangisi doğru hangisi yanlış. bir gün el kaide destekçisi oluveriyor, ertesi gün o desteklediği kendi ülkesine de saldırınca bambaşka bir cephe yaratıyor kendince. böylece savaş öylesine hızla yayılıyor ki, farkedemediğimiz 3. dünya savaşının çoktan patlak verdiğini görüveriyoruz. tarihin gördüğü en kanlı olmasa da zihinlerde yol açtığı tahribat, korku açısından en tehlikeli savaşın...

    nihayetinde de savaş ve insan ismindeki "savaş"ın gereksiz olduğunu aslında insanın olduğu her yerde bir şekilde savaşın yaşandığını görüyoruz. ve insan isminin dramatik bir program yapmak için yeterli olduğunu da...
  • gün boyunca tv de yapmacık kadın programlarını seyreden kadınlarımızın umumiyetle seyretmekten çekindiği program. afrikalı bir çocuk çıkınca "ıyyy pislik" deyip kapatırlar genelede.
  • ikinci körfez savaşı sırasında savaş ve insan adıyla yayına başlayan, savaş bitince ve insan olarak yola devam eden program. haksever'in bahar ünsal ve suat yeğen'le beraber hazırladığı yapım.
  • bir insanın medya dünyası için de yer alıp da, yüzünün akıyla, kimsenin elini eteğini öpmeden, ona buna gebe kalmadan yapabileceği en güzel program.

    insan oturup izlerken, "işte bunu ben yaptım lan" diye gururla söylenebilir.
  • radio la colifata'nin anlatildigi bolume ayrica saygi duyarak, ekranin en iyi programlarindan birine degerini ve hakkini teslim etmek gerekir.
  • keşke oğuz haksever hatta ntv sadece bu programdan ibaret kalsaydı. seneler oldu seyretmeyeli ama çocukken seyrederken aldığım tad hala hafızamda.
  • haber kanalları içinde hala ilk olarak ntv' yi açıyorsam nedenlerinden biri de ve insan'dır.
    kaçırmadan izlerdim oğuz haksever'in sunduğu bu programı. özellikle "o an" kısmı ve altta çalan müzik...unutulmayacak uyum.
    insanı, acıyı, savaşı, hüznü tek karede gösterebilme yeteneklerine başlı başına hayran olurken bir de bu fon müziği ile o an' ların etkisi çok daha fazla artıyordu kendi payıma.
    yıllar sonra bulunan o fon müziği mumbai theme
hesabın var mı? giriş yap