• daha depremin üzerinden birkaç saat geçmeden maçlarda hoplayıp zıplamanın normal sayıldığı bir ülkede, yardım konserinin "eğleneceksiniz ha, vay hain beyaz türkler" diye karşılanması ilginç.

    sanki bu kavramla yeni tanışıyoruz. live aid'leri unuttunuz mu?

    "yardım konseri" bu. para toplanacak, ihtiyacı olanlara verilecek, bu kadar.
    "ellerinden gelen bu mu" yaklaşımı da problemli. hiçbirimiz o sanatçıların, organizasyonda yer alanların, ücretsiz sahne almak ve yardım etmek dışında ne yaptığını bilmiyoruuz. belki binlerce liralık yardım yapmıştır. (biliyor olsaydık "vay adi, hem yardım yaptı, hem de duyurdu, reklam işte" diyecektik)

    sonuçta iyi niyetli ve inanılmaz hızla yapılmış bir organizasyon, isteyen gider, istemeyen gitmez oturur yerinde. kavga çıkarmanın ne alemi var? isteyen konser biletiyle yardım toplar, ister tiyatrosunun bir gecelik hasılatını bağışlar, ister camide para toplar. hepsine ihtiyaç var.
  • türkiye'de son zamanlarda pek görülmeyen bir biçimde insanlar ve örgütler bir araya gelip depremzedelere yardım etmenin derdinde. herkes, elinden geldiğince yardım etmek için uğraşıyor. bankalar deprem bölgesinde yaşayanlar için kendi imkanları dahilinde kolaylıklar getiriyor, kargo şirketleri deprem bölgelerine gidecek olan gönderileri ücretsiz götürüyor, belediyeler acil durum merkezleri oluşturup gönderilecek yardımları organize ediyor, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları bünyelerinde bulunan örgütleri organize edip merkezi bir sistem üzerinden yardım toplamaya çalışıyor. yani herkes, işi ne ise, meşgalesi ne ise o doğrultuda yardım etmenin derdinde.

    bu insanlar da birer şarkıcı. yaptıkları iş şarkı söylemek ya da daha doğru bir deyimle müzik icra etmek. yine bu insanlar da, kendi işleri, kendi meşgaleleri doğrultusunda depremden zarar gören insanlara yardım etmek için çaba sarfediyor.

    yahu kardeşim sizin zorunuz ne? ne bekliyorsunuz yani? marsis grubu üyelerinin bir hafta sanayide çırak olarak çalışıp haftalıklarını depremzedelere göndermelerini mi? adamlar en iyi bildikleri, kendi geçimlerini sağladıkları yolu kullanarak insanlara yardım etmek için bir araya geliyor. siz de tutup duyarlılıklarını takdir edeceğinize hala yok eğlenecekler, içip sıçacaklar diye zırlıyorsunuz.

    bi boku da beğenin lan.
  • facebook ve ekşi sözlük üzerindeki klavye aktivistleri bu konuyu da eleştirir ve ama elle tutulur bir bok yapmaz. biz elimiz gitar tuttuğunca gideriz, van'daki insanlar için çalarız siz bir yardım konserine bile bok atanlar, sidikli sayfalarınızda yazmaya devam edebilirsiniz. müziği tutması için yapmayan, müziği hayat felsefesi ve yaşam tarzı olarak görenlerin düzenleyeceği bir konserdir. ucuz milliyetçi ve kafatasçı ırkçıların gelmesine gerek yok.
  • bazı ilginç fikirleri gözler önüne sermiş konserdir.

    içkiden sigaradan gelen ötv ve diğer vergiler bu ülkenin kasasına giriyor.

    memurun emeklinin maaşında da,
    devletin yaptığı yardımda da,
    yaptırdığı işin ödemesinde de,
    pek sevgili vurguncuların cukkadıklarında da,

    içkiden gelen para var.

    bunun için haram yediğini, sırf bu yüzden cehenneme gideceğini düşünen varsa
    geçmiş olsun demekten başka çare yok.

    (bkz: see you in another life bro)
  • twitter vb gibi yerlerde "i am so sorry for turkey :/" yazmak yerine somut bir şeyler yapmaya niyetli bilindik grupların/sanatçıların katılımlarıyla desteklemesi gerektiği yardım organizasyondur.

    deep purple'ın ermenistan'daki spitak depremi için düzenlediği rock aid armenia bir örnek olarak dururken şirinlik yapmaktan öteye gidilmeli artık.
  • sanıldığının aksine altında herhangi bir rant aranmaması gereken, gayet basit ve dolaysız bir biçimde; insanlardan dilenmek yerine babalar gibi çıkıp işlerini yapıp yardım parası kazanıldığı, analarının aksütü gibi helal bir parayı van'a ulaştıracak olan über organizasyon. helal olsundur. reklam memelerini açarak, ekranda birilerinin donunu indirerek yapılır; insanlara konser verip parayı depremzedelere bağışlamakla yapılmaz.

    not: rock müzik dinlerken kafa sallamak zorunlu değildir, organizasyona gelen gruplar; ölümlü metal yapmıyor liseli. kalburüstü gruplar gelip sanatlarını icra edecek. kulaklığı çıkarıp bir anlığına demet akalın'ı dinlemeyi bırakırsan belki vicdanının sesini duyabilirsin.
  • redd gibi müziğiyle kendini kanıtlamış bir grubun önayak olduğu kampanya. reklama ihtiyaçları mı var ulan bu adamların?

    serdar ortaç ne bileyim bi hadise yapsa neyse!?

    o değil de, anlamadığım bir olay var. bu adamların reklam için yaptığını savunuyorsun. sen ne yapıyorsun, senin de yaptığın bir nevi sözlük reklamı değil mi?

    (ara: dinime küfreden)
  • içinde bulunmaktan gurur duyduğum, bulunmasam bile gurur duyacağım organizasyondu. şimdi yazdıklarımı lütfen kimse üzerine alınmasın ve lütfen o egolarınızı söndürüp okuyun.

    ben konservatuar mezunu organizasyon işlerinin tozunu yutup zehirlenmiş bir müzisyenim. şov işindeki rekabet ortamı diğer rekabet ortamlarını aratmayacak türdendir. sanatçı egosu, organizatör egosu, festival çalışanı egosu hiç bitmez. çok da güçlüdür bu egolar. dünkü organizasyondan sonra gördüm ki, bizim dünya yani bu cadı kazanı gerektiğinde -ki bazılarınız ne kadar gerekmediğini düşünse de, biz gerektiğine inandık- 14 saat içerisinde bir fikir oluşturup 6 gün içerisinde inançlı bir biçimde 14.000 bilet satıp, üzerine devlet kurumlarını da işin içine sokup 500.000 tl ye yakın bir para toplayabiliyor.

    dünkü organizasyonun başında müzik sektörünün normal zamanda birbirine rakip 4 veya 5 büyük firmasının en başarılı insanları çalıştı. 1 haftadır kendi ofislerine ayak bile atmadan firmaları adına değil kendi adlarına oradaydılar. normal zamanda istesen bir araya gelmeyecek insanlar onlar. o yüzden yabancı konserlerde bile olan zamanlama sarkması dünkü organizasyonda 10 dakika erken bitti. bu teknik bir başarı. aralardaki beklemeler genelde canlı yayınla koordine gitmek zorunda olunduğu içindir. bir ara planlanan saatin 36 dakika ilerisinde olduğumuzu da söylemek isterim. bir de her grup için set up değiştirmek zorundaydık. her ne kadar çalanlar sabit set up kullansalar da her grubun çaldığı enstrumanlar aynı değil. canlı yayın da eklenince bir takım beklemeler oldu. + 10 dakika ile bitirdik ki bu da büyük bir başarı. ne kadar teknik anlattım değil mi? ama gerekiyor demek ki bu, çünkü herkes bir prodüksiyon gurusu olmuş burda. ben de açıklamak gereği hissettim. anlamışlardır umarım.

    neden 40 grup sorusuna yanıt vermem gerekirse ki hiç gerekmiyor; live aid seyredin derim. biz aynısı yaptık diye değil, genelde yardım konserlerinde çok grup az az şarkı olur. çünkü o insanlar oraya konser vermeye değil sizi destek olmaya çağırırlar. bunu konuşarak değil müzikleriyle yaparlar. bu kadar kısa zamanda bu kadar sanatçının toplanması onların isteğiyle, talebiyle olmuştur. ne kadar çok sanatçı sizi yardım etmeye çağırırsa o kadar çok yardım toplanır. temel fikir budur. dünkü konseri normal konserlerden frontal lobunuzu kullanarak ayırabilirsiniz diye düşünüyorum. bu lob, "orada insanlar ölüyor siz burda eğlence peşindesiniz" diyenlerde de bulunuyor.

    bu bir yardım çağrısıydı, başarılı oldu. her türlü taş yemeye, bok atılmasına hazırlıklıydık. bunu anlayanlar orada bulunarak, ya da sms atarak ortak bir çabaya el verdiler. yaralı parmağa işemeyenler ise sadece konuştular.

    biz ise, ağrıyan bellerimize, sızlayan bacaklarımıza, kısılan sesimize rağmen bu kadar kısa bir zamanda bu kadar çok para toplayıp bununla bir okul yaptırağımız için heyecanlanıp içimizdeki umudu yeşerttik.

    hala "yeter bu kadar depremzedeye yardım, 700 trilyon yardım gitti oraya biraz da şehitler için birşey yapın" diye bağıran insanlar var. ben onlara diyorum ki; neden siz yapmıyorsunuz onlara da bir yardım organizasyonu? kaldırın kıçınızı onu da siz yapın.

    ek : kızılay vergi falan kesmiyor. sizin deyişinizle "kemiksiz" yardım parası...
  • sırf "yardım konseri" adıyla düzenlendiği için klavye kahramanlarını rahatsız eden organizasyondur. halbuki yardım amacı gütmeyen bir konser olsa muhtemelen kimse sesini çıkarmayacaktı. bi de "van'da deprem oldu, bunlar eğlencekler, hede hödö" diye konuşan tipler günlük eğlencelerinden vazgeçmişler de tüm gün van'ı düşünüp ağlıyorlar mı çok merak ediyorum.
  • beyni hiç bir şeye basmayan ve malak gibi oturup duranların anlamayacağı, sanatçıların çıkıp şarkı icra edeceği bunu yaparken de yardım etmiş olacağı iştir. aynı şeyi acun çıkıp tv'de bir şov programında yapınca oluyor da müzisyenler yapınca mı olmuyor a faşocuklar? isteyen duasını etsin, isteyen kazağını gömleğini göndersin, isteyen de şarkısını çalsın insanlık için. beyni sanata, müziğe yetmeyen et kafalıların mallıklarını gösteren organizasyondur aynı zamanda.
hesabın var mı? giriş yap