• ordu ile fatsa arasinda, medreseönü beldesinde manzarasi ve çayının güzelliği ile ünlü yer.. çay demlik hesabı ve siz siparişi verdikten sonra demleniyor..bu yüzden en az yarim saat kadar zamana ihtiyaç var.. öyle 'hemen bi bardak çay getir koçum' felan diyenleri iplemeyen huysuzluğuna rağmen sevimli sahibide ayrı bir konu.
  • ordu'nun soup nazisinin yeridir burasi. adam mukemmel lezzette cay yapar. ama onune gelen herkes icemez.

    (bkz: no soup for you)
  • dağ suyuna, kömür ateşinde çay demleyen uzun saçlı, huysuz, sevimli nusret doğan'ın yeri. (nusret baba)
  • uzun saçlı huysuz ihtiyarın çalıştırdığı ünlü mekan. bilenler bilir saçlı öyle herkese çay vermez bazı kriterleri vardır. misal godoman tavırlarla mekanına girdin koca koca cipleri kapıya çektin. muhtemelen sana çay vermeyecektir. yada tüm samimiyetinle içeri girdin -hacı bize 4 çay dedin. muhtemelen imamın yuğduğunu iç diyecektir. haa bunların ikisini aynı anda yaparsanız ve sizi siktir etmezse şanslı gününüzdesiniz demektir. tecrubeyle sabittir.**

    o yıllarda entamoeba histolytica ruhunu şeytana satmış bir amerikan şirketinde çalışmaktadır. kuzey ve doğu anadolu bölge merkezi olan samsun'dan doğu karadeniz bayii ile toplantı yapmak için trabzon'a gidilmektedir. üç araba ve üç araba dolusu kodoman* çay molasını uzun saçlının yerinde verirler. satış ekibinden fırlamanın biri içeri girer girmez -selamın aleyküm çay var mı hacı; der. tabi ki -hayır çay yok; cevabını alır. yine de bir umut yaklaşık yarım saat beklenir. saçlı tüm masalarla ilgenir ama bizimkine uğramaz. mağlubiyet kabul edilir ve yola devam edilir. o günden sonra ben cesaret edip bir daha oturamadım saçlının yerine. çayı çok güzel diyorlar.

    gitmeyi düşünenlere çay kaç lira gibi bir soru sormayın saçlıya bozulur.
  • bir karadeniz efsanesi. mutlaka uğranması gereken yerlerden. çayı zaten güzel ve çok özeniyor. çayı masanıza getirene kadar resmen bir stres yaşıyor adam. ama muhabbet etmeye başlayınca ve sohbet hoşuna gidince de çok keyifli oluyor bu adam. balık tavalama konusunda da en az çay demleme kadar başarılı.
  • karadenizli soup nazi.

    ahahahahaha niye bu zamana kadar aklıma gelmedi ki bu benzetme afsgfdfg.
  • gercekten de uzun sacli biri var orada.
  • çayı külde pişirilir, hesap ise ne verirsen usulü olduğundan girer hep. sahibi "uzun saçlı" namıyla maruf kişi, stv'de motorsikletle gezip program yapan bir elemandan bir çay için, küçük bir sinir savaşı sonucunda beş milyon koparmıştır.

    ayrıca kızılderililer için ateş suyu satan güzel bir bar ismi de olabilirmiş.
  • saçları karısınkilerden daha uzundur ama kızının saçı daha da uzundur.
  • boş bir masa bulup oturduktan sonra, sizi bir "merhaba" karşılar. ardından "hoşgeldiniz". ve akabinde "2'şer bardak yeter mi?" sorusu...

    çay içmek için, 4-5 masalık küçük bir yeri vardır. herdaim çay olmaz. gelen müşterisine göre çay demlediğinden bekleme gibi bir sorun ortaya çıkmaktadır. bir de merdivenle inilen bir yeri daha var ki esas manzara göreyim derseniz buraya oturmalısınız ancak çay servisi buraya yapılmaz, orası balık ziyafeti çekmek içindir.

    sahibi, arabaların bozduğu çakıl taşlarını elleriyle düzeltir. sabit duran masalarının yerlerini değiştirmeniz, ileri geri çekmeniz büyük hatadır. kulübesinde ünlülerle çektirdiği fotoğraflar bulunur. at kuyruğu şeklinde bağladığı saçları ve huysuz görünen yüzünün altında inanılmaz sevimlilikte bir insan yatar. çay servisini bizzat kendi yapar. aralarda gelip memnun olup olmadığınızı yoklar. eğer 2şer bardak bize yetmez derseniz şöyle bir cevap alırsınız kendisinden; "demek çay içme keyfiniz var"
    10 bardak çaydan sonra ise de; "hadi kalkın gidin, yoksa akşama kadar burada oturacaksınız"

    hemen fiyatlarını da vereyim;

    bir bardak çay: 1 ytl
    enfes gözlemesi: 2,50 ytl dir.
hesabın var mı? giriş yap