• urban; arapça çöl araplarını, bedevileri tanımlayan bir isim. ingilizcede kenti ve kentliyi anlatan bir kelime olmuş... benzer bir ilişki, macarca kent anlamındaki "város"tan türeyen varoş sözcüğünde de var. varoş kent dışı, város kent. urban, arapça göçebe, ingilizce kentli, yerleşik.

    nerenin kent nerenin kent dışı, neyin göçebe neyin yerleşik, kimin uygar kimin barbar olduğunu tespit etmek hiç kolay değil demek ki... diller ve kültürler arasındaki ilişki, bu karşıtlıklar arasındaki sınırların ziyadesiyle flu ve muğlak olduğunu sessiz sadâsız anlatıyor. sesli sadâlı anlattığı da oluyor gerçi, neylersiniz ki ortam çok gürültülü...
  • sehir ve sehir ici ile ilgili seyler icin kullanilan ingilizce sifat.
  • burada "patron" isteği ve güzellik kavramı müşteri memnuniyetinden daha önemlidir. şöyle ki sizden başka tek bir müşterinin bile olmadığı bir vakitte sırf güzel görünmüyor ve "patron" öyle buyurdu diye 7 kişinin iki masayı birleştirmesine izin vermezler. bize de bu durumda gidecek başka yerler de olduğunu hatırlamak düşer.
  • elinizdeki sandviçin son lokmasını eğer masaya oturduktan sonra ağzınıza atarsanız mekan işletmesinin size servis yapmayı reddettiği mekan. bir nevi cezalandırılıyor üstelik bu gerizekalı tutumu anlamak için işletme ile konuştuğunuzda ise üçkağıtçılıkla suçlanıyorsunuz. en son siz delirdiniz mi? diye sorduğumda "kem ve küm" den başka birşey diyememiş olan işletmeci kerim bey'e de selam eder sözlerimi aşağıdaki gibi bitiririm.

    "tam bir hayalkırıklığısınız"
  • istanbulun fethi sirasinda kullanilan dev topu yapan macar usta
  • yanılmıyorsam 1995 yıllında açılmış ve hala hayatta olan beyoğlu'nun nadir mekanlarından.
    50'li yıllarda trianon isimli bir pastahane, 60'lı yıllarda da pavyonmuş bu mekan, sonraki yıllarda farklı işlere mekan olmuş yapı.
  • fiyatları biraz orantısız ve yüksek. misal kahve 4 ytl su ve soda da 4 ytl. müşteri profili çok değişik, her yaş ve tarzdan geleni var. ancak yine de çok hoş mekan, kendinizi bir fransız kafesinde oturuyor gibi hissediyorsunuz.

    edit: su 1 lira imiş, mönü okuma kabiliyeti olacak bir insanda, neremle okuduysam artık.
  • neredeyse 20 yıldır geldiğim mekan. cep telefonlarının hayatımıza henüz girmediği zamanlar standart buluşma noktamızdı. kahvesi, yemeği, içkisi, dekoru, sıcaklığı, müziği hep iyi olmuştur. beyoğlunun en tutarlı mekanlarında ilk 5 e girer.
  • istiklal caddesi'nin kesinlikle en stratejik mekanı. özellikle film festivali gibi istiklal'de geçen vakitlerin abartıldığı dönemlerin yorgunluğunu atmak için ideal hayat kurtarıcısı. içkili mekan olmasına rağmen kuru gürültünün olmadığı; en kalabalık olduğu cumartesi akşamlarında bile adam gibi müzik eşliğinde huzur içinde yemeğinizi yiyip, biranızı kahvenizi içip vakit geçirebileceğiniz bir yer. yemekleri pahalı, fakat taze ve bilinçli, tiramisu kıvamı konusunda aşmış, 8-9 senedir bildiğim, bunca yıl hep aynı kalabilmiş bir ortam.

    edit: entry'mi tam film festivali döneminde oylayan arkadaşa buradan teşekkürlerimi sunuyorum:)
  • gün itibariyle beyoğlu'nda masaların kaldırılması hadisesinden nasibini almış olan mekandır. önündeki ayı kadar alan bomboş kalmıştır. herşey çok iyi düşünülmüş lan. sikikler.
hesabın var mı? giriş yap