• felsefe konuşmaktan çok felsefe yapmaya kolları sıvamış az kişiden biri. yolu açık olsun.

    "- e başka şey lazım mı bize phaidros? bu dua bana kafi de...
    - duaya ben de katılıyorum, arkadaşların şeyleri ortak çünkü.
    - gidelim."
  • arkadaşlığımıza farklı açılardan bakıp incelemesini yapabilirim, sonra bu görüşlerimi bir kağıda yazıp onu da pantolonumun arka cebine koyup o'nu kendime yakın hissedebilirim ama ne gerek var? her türlü kısa devresini takdir ettiğim, kısa devrelerinin bu kadar şık durduğu çok az insan tanıyan biri olarak, üstün zeka. esasında tadzio ile ben tamamen birbirine zıt iki insanızdır, ben birisine zavallı derken poz keserim o ise cidden içinden gelerek ve zavallı olduğuna inanarak zavallı der, arkadaşlığımızın uyum üzerine kurulduğu söylenemez ama birbirimizi tamamen doğru okuyabilmemiz, kendi açımdan konuşayım, arkadaşlığımızın biribirimize sağladığı fayda açısında inanılmaz bir temeldir. bana bir keresinde doğal olamayacak kadar hesaplı hesaplı olamayacak kadar doğaldır demişti; alt metinlerimi en doğru okuyan insandır.
  • sozluk dahilinde ciddi yazilariyla taninsa da, kapi gicirtisina oynayabilen bir seker kisi.
  • ne yazık ki, lambda istanbul'un hazırladığı gay-lezbiyen edebiyat antolojisinin tepesine yerleştirilmiş, antolojiyi hazırlayan kişinin venedik'te ölüm'ü anlayamamasından dolayı,gustav von aschenbach'ın gaylikle onurlandırıldığı, oysa aschenbach'ın tanrısal bir bakışla güzelliğine kapıldığı hınzır, küçük, ailesinin neşe kaynağı bir çocuk. dostoyevski'nin alyoşa'sının tam tersi, hayatı hastalıklar ve çirkinlikler içinde değil, ormanlar, kırlar ve tarihin içinde akıp giden, uğruna ölünesi, ölümsüz bir roman kahramanı. (daha kahraman olacak hiçbir şey yapmadığı halde)
    ayrıca onun güzelliği, tanrısal güzelliği o kadar kusursuz anlatılmıştır ki, bunu ancak henry james'in bir kadının portresi'ndeki isabel'in güzelliğinin anlatıldığı bölümlerle karşılaştırabiliriz. hayal gücümüz, kılıcımız olur...
  • enis batur çıkmasından ya da kendisinin entellektüel ikizi olmasından korktuğum yazar.

    sözlükte en dolu ancak bir o kadar da yorucu yazıların altında onun imzasının olmasıdır bu şüphemin kaynağı.

    ilim irfan sahibi olmak ne kadar iyi bir özellik olsa da bu birikimi su gibi sade bir şekilde aktarabilmek de ondan bin kat daha yüce bir erdem, halbuki tadzio son derece sade bilgileri bile einstein rölativitesi kıvamında anlatmayı tercih ediyor*.

    neticede sağladığı kaliteli içerik için tebrik ettiren, ağır mı ağır tarzı için de derin bir of çektiren ilginç yazar.
  • kesinlikle bu dünya ile bağlantısı olmayan birisi. yürürken bile hissedebilirsiniz bunu. yerçekimi yokmuş gibi yürür, her an birine çarpabilir. dur bakıyım neler varmış deyip gözlüğünü takması sizi oracıkta gülmekten öldürebilir. duymak istemediği şeyleri bilmez belki ama duymak istemeyeceği şeyleri kendiliğinden mi geliştiğini anlayamadım bir şekilde duymaz.
    gişe kuyruğu:
    --pardon sıra benimdi
    --tadzio-- 2 öğrenci verir misiniz
    --*?*?*
    --superstar-- şşşt sana dedi adam duymadın mı?
    --tadzio-- yoo. adam mı vardı? valla duymadım. benimle mi konuştu?
    --superstar-- doğru ya!! bu ne cüret?
  • yazdiklarini anlamadigim tek sozluk yazari
    (bkz: oral seksin faydalari)
  • gustav'ın nihaî aşkı* olmasının ötesinde, bu adam, nefis bir cinayetin zarif bir yoldaşı da olabilirmiş gibi geliyor bana; bu fani dünyada ne işi olanlara dair bir ayakla geliyor hem de, allah allah..
  • sozluk mesihi.
hesabın var mı? giriş yap