• haftasonu kahvaltı masasındaki herkes kapkara çaya abanırken ben, önümdeki sütlü çaya baktıkça kendimi ingiliz asilzadesi gibi hissediyorum.
    oturuşumu düzeltiyorum, nefes alışımı kontrol ediyorum, etrafa küçümser bakışlar atıyorum ve çatalı kullanırken serçe parmağımı havada tutmaya gayret gösteriyorum.
    engel olamıyorum kendime.

    bünyemdeki etkileri böyle işte.
  • londra'da herhangi bir cafede,'no milk' ayrıntısını unutarak 'çay' istediğinizde önünüze getirlen içecek.
  • sobanın üzerinde kaynayan demlik tam da okuldan geldiğinde çay hazır olacak şekilde kaynamaya başlatılır, sonra babaanne kişisi halk ekmekten aldığı kepek ekmeklerini sobanın üzerine dizer ve ısınmalarını sağlar evde eski ev kokusu vardır miniciksindir daha ne ayıp bilirsin, ne günah, ne aşk acısı ne de aşkın ne olduğuna dair bir fikrin vardır. en masum çağındasındır. annenin babanı sevdiğini sandığın, annenin seni sevdiğini sandığın o 3.5 yaş civarında... anaokuldan babaannenin elini tutarak gelmiş sobada kaynayan çayın kokusunu almışsındır bilirsin sofra kurulacak... sonra babaanne hergün saat 4'te kendi geleneği haline getirdiği hissi sana aşılamaya başlar demi kıvamında bir çay ve üzerine eklenmiş senin için sek sütün günlük sütlerinden kendisi için ise sokaktaki sütçü amcadan aldığı sütten ılıtır ve çayın içine koyar... yanına bir de ısınan ekmeklerin üzerine şokella sürdü mü mutlu olursun... sütlü çay benim için mutlu olduğum o 3 yaşlarıma gidiyor... arada sırada hâlâ içsem de nedense midemde bir bulantı yapıyor bu ya babaannemin kıvamını tutturamadığımdan ya da artık o kadar masum olmadığımdan...
  • icerken kendilerini ingiliz asilzadesi gibi hissedenler veya bunun bir ingiliz cay icme bicimi oldugunu dusunenler olsa da, aslinda ingilizlere hintlilerden gecmis bir adettir.

    bir de uyusuk ingilizlerin ve bizim insanlarimizin yaptigi gibi bardaga cay doldurup uzerini sut ile tamamlamak degildir asil hali. aslinda cay sut ve su karisiminin icinde demlenir, budur asil hali.

    bilirsiniz cayin anavatani hindistan'dir, ingilizler bunlari somurmek icin orada yasarlarken bu adeti edinmislerdir. ama cay erdal bakkalda icilir.
  • yaninda hindistan cevizi parcacikli/aromali un kurabiyesi ile on kaplan gucune erisen icecek. pakistanli ev arkadasim 2 dakikada hazirlamasi ve caydanlik cikartip cay demlemeye usendigimden mutevellit alistim buna. ince tomurcuk gibi cay aliyor eleman; kaynar suya dokup 2 dakika bekleyip uzerine sut ekleyip fokurdayana kadar ates uzerinde tutmaya devam ediyorsunuz, oluyor sana sicak sutlu cay. teknik adini ve detaylarini bilmiyorum. tomurcugunu suzmeden bardaga doktugun icin bir de bardak dibinde birikmis tomurcuklari sonradan cigneye cigneye goturme imkani da oluyor.
  • içildiğini görenlerin "sen ingiliz misin,bu iğrenç şeyi nasıl içiyorsun?" diye tepki verdiği süt-çay karışımı.yanında çikolatalı turti ya da limonlu popkek pek de güzel gider :p
  • yıllar önce okulla pikniğe gitmiştik bir ormana. orada "kırgız türklerinin kurtuluş kutlaması"nı yapan harikulade bir yığın insanla karşılaşmıştık. kimisi "biz capon değil türküz tüürk" diye tuhaf bakışlarımıza cevap veriyordu gülerek, kimisi koca kazanlarla pişirip dağıttıkları etli-pilav ve ayranı dağıtıyordu herbirimize. sağda solda koştururken bir masadan "sütlü çay içcen miiii" diye bağıran bir anne duyduk. önce birbirimize bakıp ne olaki bakışları attık sonra yanlarına yaklaşıp ne olduğunu sorma cesaretine erdik. teyzenin ağzından öğrendiklerim:

    eskiden kımızla(at sütü ile) yapılırmış ama şimdi çok az insan biliyormuş. gevurlar çalmışlar değiştirmişler(ingilizleri diyor). şimdi kendileri de paket, yağsız süt kullanıyorlarmış. bildiğimiz normal çaydanlık altına su kaynatıyorlar ve demliğe çay,zencefil ve bir ot daha koyuyorlar(hatırlamıyorum ne olduğunu). ayrı bir yerde sütü kaynatıp otları demliyorlar. iyice oturduktan sonra kase gibi bir şey içinde servis ediyorlar. isteğe göre sadece demden ya da hem dem hem altta kaynayan sudan yarımşar..şeker yerine çubuk veya toz tarçın da var. naçizane beğeni fikrime gelince, bitince ben kaseyi yalamıştım.

    sonradan akla gelen ayrıntı editi: oregonun altyapısı gibi duruyor bu çay. aslında oregon da bir çay değildir zaten çay olarak bilenler çoktur ve yanılıyorlar. bence oregon da, türklerden öğrendikleri birçok şeyi uygulayan çin halkının atalarından mirastır.
  • geçen gün şöyle bir anım oldu kendisiyle ilgili:

    zenci bir ingiliz arkadaşım, evinde bana çay hazırladı. çayları demleyip bardaklara koydu, bir baktım eşşek kadar dudak payı var. sandım ki, kendi dudağına göre pay bıraktı. çayı içmeye yeltendim ve o hareketi yapmamla birlikte fırçayı yemem bir oldu. eleman baya sert çıkıştı, "sütsüz çay mı içilir" diye.
  • en güzelini kazakistan'da içtiğim çay. yok ingilizler bulmuşmuş da aristokrat içeceğiymiş de mişmişmiş. hadi len ordan. şekersiz ve deve sütüyle yapılmış olanı makbuldür. ama deve sütü bulamayacağınız garanti, yağlı inek sütünden de olur.

    amme hizmeti:

    demliğe 2.3 tatlı kaşığı kaliteli bi siyah çay koyuyorsunuz, demliğin yarısını önce suyla doldurup iyice kaynatıyorsunuz. sonra diğer yarısını da sütle doldurup kaynatıyorsunuz. kaynadıktan sonra altını biraz kısıyorsunuz o şekilde demleniyor. al sana mis gibi sütlü çay. hazır çaya süt katmakla sütlü çay olmaz, rica ediyorum içecekseniz adam akıllı yapın da için.
  • küçüklüğümün tadı.
    annem biz çay isteyince sütlü çay verirdi. normal çay içtiğimi hatırlamam.

    not: annem ingiliz değil. bildiğin anadolu kadını.
    sütlü çayı ingilizler bizden çalmış olmasın?
hesabın var mı? giriş yap