• sahte ilişkilere, sahte eşyalara, sahte yaşamlara bir adım daha yaklaşmak. başı göğe ermek.
  • ilkokulda yapanlar takdir edilirdi, dershanede yapanlar beğenilirdi, yeti$kin olunca yapanlar ise a$ağılanıyor..

    zengin bir kocaya varıp rahat etmek bizim de hakkımız değil mi.. ühühühü.*
  • (bkz: zıpzıpçılık)

    bakıyorum da okuma yazması azıcık olan herkesin atlamaya çalıştığı bir çıtacık varmış hayatta meğer ve bu çıtaya da sınıf denirmiş onların nezdinde. okuduklarından çıkardıkları intihallerini yazarak sınıf atlamak varmış bu atlakların keselerinde. kanguru misali, iki ayak üstünde, keseciklerinde, neyse...
    tanım: şişko bir hayatmış atlatma haberler ve sıska kelimelerle atlayan tüm hayatlar birdirbir ile ama sınıf atlamak bir şahikadır memlekette .
  • sikindirik forum arama motorunun popülerliği ve hiti artınca "porn" sekmesinin adının "adult" olarak değişmesidir sldkfjsdk. sanki şimdi sikişme videoları yok sevişme videoları var sdlfkjsdk. böyle bişidir gerçekten sınıf atlamak. kırk yıl düşünsem bu gerçek olay kadar her tarafını coverage eden bişi gelmezdi aklıma.
  • küçükken işim gücüm olmadığından okul çağımdan çok önce okumayı yazma, 2 basamaklılara kadar çarpma ve biraz ingilizce öğrenmiştim. okul çağım geldiğinde ilkokula direk 3. sınıftan başlamamı önerdiler, ailem kabul etmedi. anam 'ezerler oğul seni; acımazlar, yıpratırlar, örselerler. kıyarlar oğul sana, o zaman ben niderim?' dedi gözü yaşlı. haklıydı da. zira onları bilsem de daha işedikten sonra donumu toplamayı ve ayakkabımı bağlamayı bilmiyordum. 118 cmlik boyumla da aslında insan değil hobbit olduğumun sinyallerini veriyordum. ama 118 santim 18 kiloluk bir kocakafa olsa olsa casper olurdu. (1 yaşında 15 kilo olup 7 yaşında anca 18 kilo olabilmem de apayrı bir entry konusu)

    neyse efendim, doğruyu söylemek gerekirse ilk iki sınıfta gerçekten çok sıkıldım. millet hecelemeyi öğrenirken, daha 2. elindeki parmakları toplama işlemine dahil etmekte zorluk çekerken öğretmen bana 100-150 sayfalık kitaplar veriyordu ve düz çizgi falan çalıştırıyordu. zira solak oluşum, solaklığın getirdiği bozuk kalem tutuşum ve çok yazı yazmadığım için el koordinasyonumun yeterince gelişmemiş olması kargacık burgacık bir yazımın olmasına sebep oluyordu. bu yüzden öğretmen bana paso eğik ve düz çizgiler çizdiriyordu ve 1. sınıfta kendime kattığım tek şey de daha düzgün yazı yazabilmek oldu. o yılları nasıl boş geçirdiğimi şöyle anlatayım: herkesin en güzel birinci sınıf anılarından biri olan okuma bayramının bizim sınıfta yapılıp yapılmadığını bile hatırlamıyorum ve sonradan anladım ki bu iyi bir şey değil. yine de iyi kötü atlattım o yılları ve bu zamana kadar geldim.

    üniversiteye kadar başka bir sorun yaşamadım ama şu anda ilkokulda sınıf atlamadığıma pişmanım. zira bitmiyor mına kodumun okulu. 22 yaşına geldik, daha iyimser bir tahminle 2 yılım var mezuniyete. 2 seneyi o zamanlardan kurtarsaymışım şimdi burada bozdurup bozdurup harcayabilirmişim, çok da iyi güzel olurmuş. neyse artık, kısfmet.
  • alt sınıftan gelme birçok insanın, geldiği sınıftan ve o kesimin insanlarından sıyrılmak ve kendi öz geçmişini unutmak için yıllarca peşinde koştuğu, hayatını tükettiği bir olgudur. bu memlekette bazı düşüncelerin (laiklik, milliyetçilik, muhafazakarlık, demokratlık, liberalizm, komünizm, kemalizm, cemaatçilik, ...) en coşkulu savunucuları, zengin aile çocukları değil, tersine çocukluğunu anadolu'nun ücra bir köşesinde yoksulluk içerisinde geçirmiş insanlar arasından çıkar. onlar için hayat rüyaların gerçekleşmesidir. başkalarının kolay gidemeyeceği bir yolu binbir güçlükle gittiklerini düşünürler. onlar zengin olmak, iktidar olmak, bir üst sınıfa geçmek, kabul görmek ve hükmetmek istemiş ve bunu da başarmışlardır.
  • hayat şey yapan aktivite.

    toplanın başıma.

    şimdi mına koyim bizimkiler marifetmiş gibi bana 5 yaşımdayken okuma falan öğretmişler. 1 sene daha bekleyememişler. hiçbir şeyden haberim yok. gidiyoruz şimdi ana sınıfına. bir bok da kattığını düşünmüyorum bana. neyse. okuma biliyoruz ya, hoca veriyor kitabı "al uğur arkadaşlarına şurayı oku" diyor çıkıyor gidiyor. uğur okusun. 6 yaşında daha. okuduk okuduk. zamanla daha iyi okuduk derken ana sınıfı bitti tükendi. sırada 1 var diye biliyorum. gittim 1. sınıfa ilk gün deprem oldu okullar 1 hafta tatil. yaptık tatili. döndüm, 2. sınıftan devam ettim. lan dedim bu muydu ? 1.sınıf 1 gün mü sürüyor ? meğerse arkada bayağı bürokrasi olmuş falan beni sınıf atlatmışlar. amk kimse de gelip sormadı uğur atlatalım mı seni hoplatalım mı seni diye. neyse dedik. o yaşta eve rest çekecek halimiz yok. 2. sınıftan başladım yani direkt. ilk başlarda sorun olmuyordu. sonra büyüdükçe ortalığa pijler çıkmaya başladı. arkadaşlarım falan oldu. lan herkes benden büyük. kaldım aralarında. ne sözüm dinleniyor ne lafım geçiyor. bir aktivite yapılacak fikrimizi soran yok. sağa sola itip kakan, oyyyyy yerim yerim diye seven, çağırmayanlar sardı her tarafımı. adam geçse karşıma ana avrat düz gitse yapabileceğim bir şey yok. döver her türlü.

    kız meselelerine gelelim. kızlarda büyük yaş özentiliği var zaten. sınıftan ya da çevreden bir kızdan hoşlanıyorsun gidip konuşacak cesareti bulamıyorsun kendinde. vücut da tıfıl kalıyor zaten. kızlar hep "kardeşime çok benziyorsun ya" ya da "kardeşim olsaydın keşke,çok tatlısın" deyip savuşturuyor. bu sefer de bulduğun kıza 4 kolla sarılıyorsun. sıkıntılı olabiliyor.

    siz siz olun evladınıza bu uygulamayı yapmayın. çok ciddiyim.
  • ilkokulda yapılanı duruma göre doğru olmayabilen eylemdir. zeka gelişimi yaşa göre ileride olan fakat mental gelişimi normal seyrinde devam eden öğrenciler için yeni adıyla sbs, eski adıyla anadolu lisesi sınavı daha zor geçmektedir.
  • bazen sobadan kuzineye geçmektir bazen bir kedili evden iki kedili eve.
hesabın var mı? giriş yap