• yünden az daha akıllıca bir kısım fikir yumağını gazete sütununa şarrrlayarak pazar günü sıkıntısına karın ağrısı eklemiş tatil kuşu, tekne yazlıkçısı. çocuğunu afili bir oyuncaktan, evinde çalışan insanı da alışveriş torbasından ayırt edemediği anlaşılan annecan. görgüsüzlüğün kıraat önderi. yazısındaki pek çok soruyu kendisi için sormasını tavsiye, en son cümlesini ise - "büyük konuşmayayım" şerhini kaldırarak - kendisi için tüplerce kere tekrar ettiğim insan: "büyük konuşmayayım ama ben o kadının kafasını dalış tüpü olmadan suya gömerim!"
    "her seferinde 'şimdi yarım saat güneşleneceğim, beni hiçbir güç yerimden kaldıramaz' buyurmuş kendisi. keşke kaldırmasaymış.
  • ikitelli'de çalıştığımız bir firma var. çeşitli ürünlerimizi alıyorlar. iki ay önce yeni bir satın alma müdürü işe almışlar. saf bir eleman, zaten anlaşılmış fiyat üzerine iki saat pazarlık yaparak iyi satın almacı olunacağını sanıyor.
    buraya kadar normal, zaten artık iyi fiyatla ürün satamaz olduk.
    neyse, bizim ikitelli'deki satış elemanı geçen gün oraya gitmiş, bu elemanla sohbet ediyorlar. eleman anlatıyor:
    "abi geçen gün benim kız (üç-dört yaşlarında bir kızı var) annesiyle beraber sokakta yürürken, yol kenarında çiçek düzenlemeleri filan yapan bir kadın var, onun önünde ayağı takılıyor, toprak filan etrafa saçılıyor. kadın, kıza "kızım dikkat etsene" gibi bir şey söylüyor. bizim kız da ne derse beğenirsin, "sen kimle konuştuğunu sanıyorsun, benim babam çok büyük firmada müdür, benimle böyle konuşamazsın" diyor."

    buraya kadar da olabilir, kız evde duyduğu konuşmaları büyütmüştür, çocuktur, ne bilecek bunun terbiyesizlik olduğunu, sen onu uyarırsın, bir daha yapmaz.

    eleman devam ediyor: "ya işte gördün mü, benim burada ne kadar önemli görevde olduğumu küçücük kız bile anladı, kerata zaten çok zeki duyduğu her şeyi hemen öğreniyor, filan falan, bik bik bik.
    yani bu gerizekalı kızın kulağını çekip, "sakın bir daha böyle bir şey yapma, o kadıncağızdan özür dilemen gerekiyordu" demiyor, bu hareketi gülerek karşılıyor. hadi kendisi amsalağın teki ama ne yazık ki yetiştirdiği yeni neslin de ağzına sıçıyor.
    yazarak derdimi anlatmak zor oldu ama umarım hissettiklerimi aktarabilmişimdir. konudan biraz uzaklaştım galiba, ama sibel arna'nın yazısı bunları aklıma getirdi.
  • adını bilmediğim halde kaan sezyum'un twitiyle hem adını hem de malum yazısında olduğu gibi müthiş bir saçmalama yeteneği olduğunu öğrendiğim garip insan.

    malum yazısıyla ilgili birşeyler yazmak üzere (ve yazılmış birşeyler var mıdır diye bakmak üzere) eksi'ye baktığımda da malum yazısı hakkında yüzlerce entry girildiğini görmemle "iyi ki varsın sözlük" moduna girmeme vesile olmuş kişidir aynı zamanda.

    ve eksisozluk'u eleştirme yarışına kendini kaptırmış onlarca köşe yazarını, aralarında yaşattıkları bu tür toplum zararlılarına hakettiği tepkiyi gösteren sozluk kullanıcıları hakkında bir daha düşünmeye davet etmeme de vesile olmuştur.
  • kendisi dizi gibi kadindir. bundan sonra butun yazilarini takip edecegim. para var, dadi var, 16 metrelik 8 kameralik tekne var. ask-i memnu sikmaya baslamisti zaten. umarim 1945 sibel arna nin her yazisindan sonra yaziyi enine boyuna elestirirde ayni zevkten mahrum kalmayiz.
  • moda yazıları yazarken firmalardan hediye isteyen "gazeteci" anne-bebek yazısı yaz dendiğinde dadı aşağılar. işte bu kadar basit. geldiği yeri unutmak diye buna deniyor işte. hanife hanım bile tekneye adapte olmuş, keyfini çıkarmak istemiş...ama sibel arna hala olamamış. koca parasıyla bu kadar oluyor demek
  • hurriyetteki son yazısıyla antihümanizmin en son örneğini acımasızca ve acıtarak gözler önüne sermiştir. istifa eder mi dersiniz önce kocasının eşlikten istifa etmesi gerek ki hurriyet gazeteside böyle bir yazar ünvanına sahip sendromlu kişilikten kurtulabilsin.
  • beslediği köle zihniyetine karşı içimde tek duygu var.

    (bkz: spartacus blood and sand)
    (bkz: sezon finali)
  • ayşe aral'dan bile ayar yemiş kişidir.
  • mide fesadı falan geçirirseniz, acilen kusmanız gerekirse kendisinin terminolojiye köşe yazısı!!!! olarak geçen saçmalığını okuyun. kusma garantili. kendisinin varlığından yeni haberdar olan bizim gibi fakirleri o muhteşem!!!! sınıf bilincinden yoksun bırakmazsa sevinirim. çünkü insanın ne zaman kusmaya ihtiyaç duyacağı belli olmuyor.
  • tek derdi oglunun fazladan yedigi yumurta ve denize girmek isteyen dadi olan bu gibi insanlara cevap gibi pardon tokat gibi bir yazi yazmistir yildirim turker bugun.

    (bkz: azat'ın çilesi)
hesabın var mı? giriş yap