• manik ve depresif. iki zıt kutup. iki uç. iki ucu boklu değnek. tek bedenli iki farklı sevgiliniz olduğu anlamına geliyor. her ikisi de birbirinden manyak.

    böyle bir insanla sevgili olmak. vicdanlı biriyseniz hele, onu bu durumda yüz üstü bırakmaya kıyamıyorsanız.... bir de sevgiliniz size taparcasına aşık olmuşsa vay halinize. zaten bu insanın beyni ve ruhu sıradan bir günü bile kaldıramazken sizin onu bırakmanız imkansız gibidir.

    sevgilinin manik dönemi ayrı bir derttir, depresif dönemi apayrı bir derttir.

    kısacası böyle bir insanla karşılıklı duygusal ağırlıklı bir ilişki yaşamak hayatınızın sikilmesi anlamına gelir. daha uygun bir kelime yok bunu anlatacak.

    şöyle düşünün. sevgilinizle birbirinizi çok seviyorsunuz. titriyosunuz birbirinizin üzerine. elle tutulur, somut hiç bir probleminiz yok. long distance yok, maddi sıkıntı yok, ilişkinizi trolleyen kankiler yok, cebinizdeki para size yetiyor, ev probleminiz yok, iletişim sorununuz yok, aileler arası zıtlaşma yok. ama her gün kavga ediyorsunuz. kavgalarınızın sebebi manik ve depresif olan sevgilinizin hayal gücünün genişliği.

    akşam uyumadan önce çok romantik anlar yaşarsınız. gece rüyasında onu aldattığınızı görür (her gece hem de) uyanır, sizi öldürmek ister, gözlerinden ateş fışkırır, ağlar, siz sarılırsınız, romantizme bağlanır. kafanız sikilmiştir ama. uyku da kaçmıştır.

    paranoyaklık o biçim, şizofreni zaten olmazsa olmaz, halüsünasyonlar mezeniz. böyle yuvarlanıp gidersiniz. çok sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip olsanız bile paylaşılmış psikoz yüzünden sizin de düşünceler kaymaya başlar.

    öyle bir sevgili düşünün ki 5 dakika sonra intihar mı etmeye kalkacak, yoksa durduk yere üzerinize atlayıp mutluluktan gülerek göz yaşı mı akıtacak tahmin edemiyorsunuz. işin kötüsü kendisi de tahmin edemiyor. bu 5 dakika içinde herhangi bir tetikleyici olay olmasına gerek yok. tamamen durduk yere gelişiyor hareketler, hisler, istekler.

    kendi kafasından hayali kadınlar üretip sizi o hayali kadınlarla basan, üzülen, kahrolan bir sevgiliniz var. siz ki o hayatınızda olduğu müddetçe kafanızı kaldırıp tek bir hatunu kesmemiş, nette karı kız kovalamamış, hatta yakın kız arkadaşlarınıza "ağlama melis" bile dememiş adamsınız.

    en büyük hayali sizinle evlenmek olan kadın tutup size "ölüm benim çok ilgimi çekiyor, ölümü düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi" diyor. sizse hayat dolu bir adamsınız.

    ruhsal sağlığınızı kaybetmişsiniz. arkadaşlarınızı kaybetmişsiniz. olmayan sorunlara kafa yormaktan olan beyniniz durmuş. elle tutulur bir şey olsa gam yemeyeceksiniz, problemi çözmek için çabalayacaksınız, "feda olsun sevdiceğime" diyeceksiniz. ama o da yok. işin içinden çıkamıyorsunuz.

    doktorlar, ilaçlar fayda etmiyor. anti depresanlar sevdiğiniz hatunun mala bağlamasından başka hiç bir işe yaramıyor. yani sevgiliniz normal şartlar altında yaşayabilen bir insan değil. anti depresan yiyip insanlığının yarısını kaybetmeli ve yarı insan olarak yaşamalı. yarı bitkisel hayat.

    hiç bir zaman sevdiğiniz size güvenmiyor. güvense zaten manik depresif olmazdı. o zaman bu başlıkta olmazdı.

    pes etmek, işine gelmediği yerde yarı yolda bırakmak pek huyunuz değil. çok direniyorsunuz. 14 ay boyunca tüm zevklerinizi, arkadaşlıklarınızı bir kenara bırakıp ruhsal bir bunalımın içinde izole oluyorsunuz. sonunda sizin de beyniniz duruyor. kaldıramıyorsunuz. böyle bir insanla evlenmenin intihar olacağını biliyorsunuz. düzelmiyor çünkü. tatile götürmeler, doğa gezileri, güzel güzel mektuplar, hastaneler, hediyeler, ilaçlar, doktorlar, internet araştırmaları işe yaramıyor.

    onu öperken gözlerinizi kapadığınızda "neden gözlerini kapadın, kesin bugün bakkalda gördüğün kızı düşündün o an, ühüüh, nefret ediyorum senden, ahhhhhh" (küçük bir ev eşyasının kırılma sesi) diyen bir insanla daha fazla yapamıyorsunuz.

    -bakkaldaki kız kim amk. kızı hatırlasam gam yemeyecem.

    sonunda pes ediyorsunuz. ayrılıyorsunuz. iki gün sonra bileklerini kesiyor. hastaneye gidiyorsunuz. üç ayrı yerden 12 dikiş. bir hafta filan konuşuyorsunuz, buluşuyorsunuz, oturup dışarıda kahve filan içiyorsunuz ama kesinlikle evinize götürmüyorsunuz. sonra bu "bir daha görüşmeyelim" diyor. bitiyor.

    bir iki haftada eski halinize dönüyorsunuz. içiniz sızlıyor, acı çekiyorsunuz ama beyninize oksijen gidiyor artık. mutlu değilsiniz ama huzurlusunuz.

    manik depresif olan hiç bir insanı kırmak, yaralamak, vebalıymış gibi lanse etmek istemem. ama sizlerle olmuyor gerçekten. siz kendinize bile tahammül edemezken bizler ne yapalım.
  • büyük yüzdeyle varsayılan olarak geliyor hazırlıklı olun
    (ara: ikizler burcu kadını ilişkisi)
    (bkz: ikizler burcu kadını)
hesabın var mı? giriş yap