sabiha gökçen havaalanı'nın ismi değiştirilsin

• insan arada bi oyuncak onur öymen istiyor böyle durumlarda.. hani böyle bi iki cümle ezberletilen oyuncaklardan var ya, ondan.. bu kampanya üstüne basacaksın düğmesine şey diyecek,
  
  "o değişsin de onu yollayanınki de mi değişsin."
  
  hayır ben diyemiyorum, oyuncak bebek analojisi kurup yırtmaya çalışıyorum.
• hem ırkçı, hem de tehditkar bir kişiliğin başlattığını sandığı bir kampanyadır.
• onur öymen'in ekşi sözlük'te yazdığını düşündüren kampanyadır.
• adının, abdullah alpdoğan ya da ihsan sabri çağlayangil olarak değişmesiyle sonuçlanma olasılığı yüksek olan kampanya.
  
  alevilerin yoğun olarak yaşadığı yer olan kartal'da kartal devlet hastanesinin adının yavuz sultan selim hastanesi olarak değiştirilmesi gibi.
• (bkz: don't feed the troll)
• hatta sabiha gökçen havaalanı; seyyid rıza havaalanı
  atatürk havalimanı da; said-i nursi havalimanı olsun
  diye devam edecek kampanyadır
• fatura kesilecek adam bulamama korkusundan ibaret olsa gerek başlatılan kampanyadır.
  
  her şey bitti, bir tek bu kaldı değil mi?
  
  sabiha gökçen, bu ülkenin ilk kadın pilotudur ve sadece bu sıfatıyla bile bir havalimanına adı verilebilir. ve bu, yerine getirdiği görevler nedeniyle sorgulanacak yada doğrulanacak, doğrulanması gerekecek bir durum değildir.
  
  not: bu entry "seviyesiz" ve "etik kaygı taşımayan" bir söyleme sahiptir.
• soyle bir dusundumde, asla gerceklesmiyecek ve incir cekirdegini doldurmayacak bir konu yuzunden bendende dahil olmak uzere cok fazla kisiden tepki almis bir oneri. ne kadar sinir ve stress varmis ustumuzde. bu isin sonu pek hos olmiyacak galiba.
• ötekinin kıyımının yer yer mahçup bir sessizlikle, mırıldanarak, yarım ağızlı söylemlerle meşru görüldüğünü zaten biliyorduk. ama kimi zaman oluyor birisi belki kısmen de farkında olmayarak ağzından kaçırıveriyor aklından geçenleri. daha cevval olanlar da savunuyorlar bunu.
  
  ama kimileri var ki başka dil konuşuyor, başka şeye inanıyor, başka türlü yaşıyor diye kıyılsın istemiyor insanlar. bunun meşru kılınmasına karşı çıkıyorlar. insanın sorumluluğunu emir eri kimliği ile omuzlarından kalkmayacağına inanıyorlar.
  
  naçizane ben de buna inananlardanım. kampanya bu duyarlılıklara dikkat çekmek açısından anlamlı kanımca.
• bence gereksiz bi kampanyadır. niyeti iyi ama gereksiz olduğu kadar kötü sonuçlara da gebedir.
  
  birincisi bu ülkede hiç olmayacak şeyler oldu, dersim katliamı tartışılmaya başlandı. bu bile beş altı sene önce hayal edilemeyecek bi şeydi. şu an hala dersim'deki isyan mı, katliam mı tartışması var mesela.. ya da bi isyan varsa katliam meşru mu değil mi o tartışılıyor. hatta bazısı çıkıp dersim'de "orospu çocukluğu genini yok etme operasyonu" yapıldı deyip onaylıyor yapılanları.
  
  yani daha ilk adım bile atılmadı. önce bu katliamın gerçekten bi katliam olduğu eşiği aşılmalı, sonrası sonra gelmeli.
  
  ayrıca biz bebekliğimizden beri inanılmaz bi telkinle büyümüş insanlarız. bak mesela bu kampanyaya karşı çıkanlar hiç de öyle tescilli faşistler falan değil.. hatta çoğu aklı başında, başka başlıklarda yazdıklarına katıldığımız insanlar. ama konu dersim olunca telkinler baskın çıkıyor.
  
  çünkü dersim'in tartışılması demek yerinden hiç oynatılamayan kayaların alaşağı edilmesi demek. bugüne kadar atatürk'ün hataları da tartışılmalı klişesini söyleyenler bu hataların hiç de o kadar büyük olmadığını zannediyordu. ama gel gör ki o hatalar kimi zaman toplu kıyımlara (hatta belki kıyım metodunun yerleşmesine) yol açan büyük hatalardı. ama tartışmaya başlayabildik mi.. tabii ki hayır. üstelik bu lafları bile diyemedik, onur öymen dedi.. ben yanlışsam atatürk de mi yanlış dedi. sözlükte tekirrr de yazdı "biz desek göte girer" diye.. daha hala tartışmada özgür bi nokta yakalayamadık.
  
  bu kampanya bu tartışmayı baştan yok edebilir. savunma refleksleri yüzünden bütün dersim katliamı tartışması tekrar küllendirilebilir. zaten bu ülkede hiç bi şeyi tartışarak çözme geleneği yer etmemiştir daha.. o yüzden her şey sırayla gitmeli..
  
  dersim'den bahsederken dersim katliamı denmeli.. sonra bu katliam üstüne araştırma ve bilinçlenme yapılmalı.. sonra bu katliama yol açan isyan araştırılmalı.. o isyan için illa başkalarının kışkırtmasına gereksinim olmadığı, o isyanın yine bu ülkenin metodları sonucu çıktığı gerçeği görülmeli.. ondan çok sonra katliamın sorumlularına gelmeli sıra.
  
  ki o sıra geldiğinde yeni bi nesil olacak bu ülkede.. ve umuyorum ki bu kadar ağır telkinlere maruz bırakılmamış bi nesil olacak o. eğer saydığım aşamalar geçilirse bu umudumuz gerçekleşebilir ve gerçek bi tartışma işte o zaman yaşanabilir.
  
  yoksa "sabiha gökçen adı kalksın da atatürk'ün de mi adı kalksın" denir ve tartışma o anda biter..