• türkçe ödevlerimi yaparken bu bölüme geldiğimde, kırmızı kalemle başlık atarken bayağı zorlanırdım. bu kadar uzun başlık mı olur ya. bundan dolayı olsa gerek bu söz öbeği beynime kazınmış, hiç unutmam.
  • hayat bilgisi ve turkce kitaplarında her 5 sayfada bir yazan cümle
  • "hakkımda yazılan aşşağılık mailleri okudum.acele bu kon uyla ilgili bana geri dönmenizi rica ediyorum.yoksa hakkı mı avukatım aracılığıyla arıyacağım.
    benim hakkımda yazılan saçmasapan şeylerin silinmesini rica ediyorum.
    yazılan gerçekdışı zavallıca yazıları silmeninizi rica ediyorum biran önce."

    soru 1: kim yazmış? mail ne? "aşşağılık" da ki iki ş nin amacı nedir?
    cevap 1: bir kaç haylaz. mail entry nin tikkycesi olabilir. çok aşağılık anlamı pekiştirilmiş.

    soru 2: "kon uyla" yazım şekli ne ifade ediyor?
    cevap 2: konuya hakim olamamayı ifade ediyor olsa gerek.

    soru 3: "dönmek" fiilini metin üzerindeki anlamıyla cümle içinde kullanınız.
    cevap 3: döncem ben sana

    soru 4: "hakkı mı" da soru eki olmamasına rağmen -mi neden ayrı yazılmıştır?
    cevap 4: "acaba benim buna hakkım var mı" nın bilinç altındaki yansımasıdır bu.

    soru 5: anlatımda "avukat" a başvurulması ne gibi bir manaya gelmektedir.
    cevap 5: yapacaklarımla, işlerimle ben bu yazılanları değiştiremem, malzeme budur. avukat deyim de ciddi olayım bari manasına gelmektedir.

    soru 6: "şeylerin" bu cümlede neden tercih edilmiştir?
    cevap 6: "mail değil galiba bunlar, ne bunlar ya? anneee, baksana bi!" temelinden hareketle burada şey kelimesi kullanılması uygun görülmüştür.

    soru 7: sözü geçen "zavallı"lar kimlerdir? "gerçekdışı" olanlar nedir?
    cevap 7: sözü geçen zavallılar mail sahipleri olsa gerektir. gerçekdışı olansa bu maillerin muhattabının yani yazarın kötü bir insan olduğudur. gerçek; o iyi bir insandır.

    soru 8: "biran" yazılımının arkasında ne anlamı vardır.
    cevap 8: gece clubdaydım anlamı vardır.

    soru 9: metnin ana fikri nedir?
    cevap 9: akıllı olalım ona buna mail yazmayalım sonra çok kötü duruma düşebiliriz. yazar bu kötü duruma eşsiz anlatım derinlikleriyle kendini örnek göstererek başarılı bir işe imza atmıştır.
  • ardından güzel türkçemiz isimli bölüme geçilen sorular silsilesi.
  • "ödevden ve okuldan nefret ettirmek için nasıl bir yöntem bulunmalı" panelinin sonuç bildirgesi icabı ilkokul türkçe kitaplarına koyulan bölüm.
  • sözel derslere kafası dakikasında çalışan bir öğrenci değilseniz ve okulda ders esnasında ya da evde anneniz sizi ders çalıştırırken karşılaştığınızda, cevap veremeyip "bu çocuk biraz salak galiba, vah canım anlayamıyor bu ya" denmesine sebebiyet veren olay
    sözel derslerde okuduğunu şıp diye algılayamayan ama matematikte zehir gibi olan bir öğrenci için seneleeer sonra bile acı ve kaygı veren olay
    okudugunu ilk seferde anlayamayan ve cevap veremeyenlere..
  • bu bölümdeki sorulara cevap verirken suçluluk duyardım, çünkü parçayı hiç okumazdım.* ne de olsa, parçayı okusam bile sorulara cevap vermeye çalışırken yeniden okumam gerekecekti ve soruya göre parçaya baka baka cevap vermek daha kolay oluyordu. bu nedenle, "<caps><b>okuduğumuzu anladık mı cevap verelim</b></caps>" kocaman puntolarla üzerime üzerime gelir, "okumadın kiiiiii nasıl cevap veriyorsuuun!!!!" diye haykırarak bana psikolojik baskı uygulardı. ama yapabileceğim bir şey yoktu; o saçma ödevi bitirip hemen top oynamam, çizgi film seyretmem gerekiyordu.* ilkokul hayatım boyunca ruhumu kemiren bu işkence ve vicdan azabından hala kurtulamadım. ilkokulu yeniden okumak istiyorum. ***
hesabın var mı? giriş yap