• joe cross adli kisinin amerikayi dolasarak kaydettigi belgesel. kilo vermek icin 60 gun boyunca sadece ve sadece sebze suyu icmenizi oneren ve bir suru insani etkileyen belgesel mutlaka izlenmelidir.
    http://www.imdb.com/title/tt1227378/
  • herkesin kendi sağlık koşulları, bünyesi ve fazla kilosu doğrultusunda belki bir hafta boyunca uygulayabileceği, ancak sürenin arttırılması istendiğinde mutlaka doktor kontrolünde uygulanması gerektiğini düşündüğüm, tabiri caizse radikal bir diyet yöntemini içeren belgesel. sadece taze sıkılmış sebze ve meyve suyu ile bir süre reboot diyeti yaparak, vücudu işlenmiş gıdalardan veya kötü kolestrolden arındırmayı amaçlar, kısa sürede kilo verdirerek de güçlü bir motivasyon sağlar. beni en çok düşündüren, vücudun lif ihtiyacının ne kadarını karşıladığı oldu. belgeselin güzel tarafı ise bu orucu uygulayanların uzun vadede beslenme ve yaşam alışkanlıklarını kalıcı bir şekilde değiştirmeyi başarıp, ulaştıkları kiloları koruyabilmeleri oldu.
    bunu seven, şunu da ilgiyle izler derim: (bkz: forks over knives)
  • bir belgesel olarak eksik yanlarının çok olduğunu düşündüğüm film.
    adı “joe cross’un kilo verme günlüğü” olsa daha iyiydi çünkü film boyunca sürecin nasıl işlemesi gerektiği hakkında doğru düzgün bir bilgi edinemiyoruz.

    benim yerli yabancı araştırdıktan sonra gördüğüm, soruların başında bu rebootu yaptıktan sonra katı beslenmeye geçince bağırsak tembelliğinin olup olmadığı geliyor. bunun dışında karışımlar hazırlanırken ne oranda ne eklenmeli filmde hiç bahsedilmemiş.
    sanırım filmi izleyen ilham alsın, sonra gelsin sitesinden takip etsin diye düşünmüşler.

    eksik olmasının sebebi aslında filmi izledikten sonra kendinizi bir şeyler öğrenmiş gibi hissetmiyorsunuz. onun yerine gidip saatlerce internetten araştırma yapmanız gerekiyor. açıkcası ben araştırırım o benim için sorun değil ama filmi başarısız yapan bu bence.

    bunun dışında filmdeki “kendimizi dinlendirmek için tatile çıkarıyoruz, peki aynısını vücudumuz için neden yapmıyoruz” mantığı iyiydi.

    ayrıca ben daha önceden filmdeki joe cross’un doktoru olan joel fhurman’ın eat to live adlı kitabını da okumuştum. o kitapta da joel fhurman sizi vejetaryen beslenmeye yönlendiriyor. öğünlerinizin meyve salataları, çiğ kuru yemişler ve salatalardan oluşması gerektiğini söylüyor. hayvansal gıda, işlenmiş gıdalar, şeker, yağ vs. karşı bir doktor. kilo verme sürecinde yağa tamamen karşı olmasının sebebi vücudun gereken yağı kendinden yakacağını düşünmesi, hatta o yüzden bu diyetin “çok yağlı” bir diyet olduğunu söylüyor. aslında çok sıkı bir diyet fakat o, bu beslenme şeklini sadece bir öğüne bile yansıtmanın faydasının olacağından bahsetmişti kitapta.

    joe cross’un yaptığı 60 günlük juicing olayı çok radikal değişikliklere ihtiyacı olanlar için bence. yine de insan ne kadar sağlıklı olduğu konusunda takılıyor. fakat 10 günlük “vücudu dinlendirme” mantıklı gibi geldi bana ama tabiki ben doktor değilim.

    bana kalırsa işlenmiş gıdalardan, şekerden vs. tamamen uzak durup, hayvansal gıdaları ölçülü tüketerek yoğurdun tanrıçamız olduğu bir dünyada meyve , sebze ve sağlıklı yağlar denilen çiğ yemişlerle gayet sağlıklı olabiliriz. bol su ve hafif sporlar da tanrılarımız olabilir. böyle de olmalı zaten, o yüzden sağlıcakla kalın sevgili sözlüğün yazarları çünkü sağlık önemli..
  • çok olumlu ve bir o kadar da trajik bir belgesel. sağlıklı yaşam, yapılması gerekenler, gerekli bilgi hepimizde aşağı yukarı mevcut. eksik olan şey kararlılık sanırım. belgeselin içindeki bir cümle olayı çok iyi özetliyor. " bilenlerden değil, yapabilenlerden olmak."
  • (bkz: juicing)
    (bkz: juice fasting)
  • juice fasting'e başlama sebebim olan belgesel. ilkinde 3 gün devam edebilmiştim, bakalım bu sefer nasıl olacak.

    (bkz: juice fasting/@historien)
  • 41 yaşındaki, avustralyalı joe cross' un yazıp yönettiği ve kendisinin oynadığı etkileyici belgesel.

    --- spoiler ---

    filmin sonunda aşağı yukarı şunlar yazmaktadır :

    phil :
    60 günlük bir yenilenme sürecinin ardından, temel olarak besin değeri yüksek besinler tüketti.
    ürtiker(kurdeşen) hastalığı azalmakta ve artık ilaç tedavisi görmüyor.
    her gün egzersiz yapıyor.
    yenilenme sürecine başladığında yaklaşık 194 kg idi, 10 ay sonra 102 kg'ye düştü ve toplamda 92 kilo vermiş oldu.
    artık kamyon soförlüğü yapmıyor.
    her yerdeki insanlara ilham kaynağı olmaya kararlı .

    bear:
    phil'in - bol meyve ve sebzeli sağlıklı yaşam- tavsiyesini dikkate aldı.
    şu anda iyileşme sürecinde ve kan basıncı normal aralıkta. şimdiden 20 kg verdi.

    siong:
    yenilenme sürecine 17 gün boyunca devam etti, halen düzenli olarak meyve/sebze suyu tüketiyor.
    artık migrenden dert yanmıyor ve 21 yaşındaki enerjisine sahip olduğunu söylüyor.

    joe:
    bütün ilaçlardan kurtuldu.
    şu an yaklaşık 99 kg ve her 3 ayda bir 10-15 günlük bir yenilenme süreci uygulamaya devam ediyor.
    dengeli bir yaşam stilini sürdürüyor ve mükemmelliğe değil, ölçülülüğe inanıyor.
    kendi hakkında başka bir film yapmayı yakın bir zamanda planlamıyor.

    bu film çekilirken phil ve joe binlerce insana, kendi yaşamlarını yenileme konusunda ilham kaynağı oldular.
    bütün sağlık programları gibi, bu diyete başlamadan önce doktorunuza danışmanızı tavsiye ediyoruz.

    hayatınızı yenileyin, toplumunuzu yenileyin.
    harekete katılın.
    --- spoiler ---
  • belgesele konu olan bu juicing olayı aslında ilham verici vermesine de... bu rejim konularında bendeki gibi bir sürdürülebilirlik (daha doğrusu sürdürülemeyebilirlik) sıkıntınız olduğu sürece bir gazla kilolarca meyve sebze alıp bir güzel sıkıp içmeye başlarsınız, hayatınızdan memnun olursunuz; ama sonra günler geçtikçe üşenmeye başlar ve sonunda tekrar dürümün gözüne vururken bulursunuz kendinizi.

    özetle 'türk gibi' başlarsınız; ama 'alman gibi' bitiremezsiniz :/
  • izledikten sonra, uygulamaya karar verdiğim yaşam biçimidir. diyet olarak görmüyorum ben bunu bildiğin yaşam biçimi bu.

    ben kilolu bir insan değilim, herhangi bir hastalığım da yok ama sağlıklı bir yaşam için uygulayacağım bunu. çok değil 1 hafta, uygulayıp sonuçları burada paylaşacağım. ama önce bu fikrimi bir doktorla paylaşıp gerekli kan değer ölçümleri yapıldıktan sonra.

    ayrıca bunu izleyip de beğenenlere that sugar film , super size me belgesellerini de tavsiye ediyorum. yaklaşık 1 senedir şeker kullanmıyorum, ne bir tatlı ne bir şeker içeren bir şey yedim, eskisine göre inanılmaz dinç hissediyorum. (bkz: şekeri bırakmak)

    tek sorun alkolü kesmemem ama o kadar da olsun be, içmeyeceksek, çakırkeyif olmayacaksak hiç yaşamayalım *
hesabın var mı? giriş yap