• erkek dansöz nedir? erkek dansöz, dans eden bir erkeği tanımlama esnasında söylenebilen, türkçe'nin fransızca'dan çok hoşlanıp ondan etkilenerek içine aldığı "dansöz" sözcüğünün yakıştırılmasıyla elde edilen bir laf öbeği. şimdi, artık neredeyse hepsimizin bildiği gibi "dansöz" dişi bir sözcüktür. dans eden dişi manasına gelmektedir. yani fransızca'nın dil yapısı itibari ile böyle bir geleneksel ifadeye yer verebiliyoruz. ancak türkçede sözcükler eril ve dişil değildir. dolayısıyla, erkek dansöz muhteşem muğlaklıkta ve dolayısıyla çitlerin üzerinde bile dans edebilecek bir kavramdır. nitekim bakın "erkek dansör" aynı etkiyi uyandıramıyor bünyelerde. [kendi bünyelerimi kastediyorum elbette, on yüz bin baloncuk yuttum diyen reklam naylonu gibi]

    edebiyatta karşıma çıkan [nitekim karşımıza nasıl çıksın, bir araya geldiğimizde seksen milyon karşımız oluyor, çıkamaz, sapıtır, kafayı yer, karışmadan devam edelim] ilk erkek dansöz, attila ilhan'ın 'bıçağın ucu' romanındaki "pembe niko"dur. şimdi, onu hatırlayalım. pembe niko rumdur. dansöz olmayan öteki erkekler onunla yatmak isterler. meme uçları pembedir. adını burdan almıştır. bir attila ilhan karakteridir. hakkında çok da fazla şey bilmemekteyiz. dansına da hayran olunduğu izlenimi verilir satırlarda, ancak sanki bir erotik makina gibi bir hava esmektedir kitabın sayfalarından. kitabın sekansında aldığı ufacık role rağmen "pembe niko" beni çok itmiş ve rahatsız etmiştir. bir kere pembe oluşu tatsızdır. dansöz dediğin, erkek ya da kadın olsa da, dans ettiğine göre evrenin bütün pembelerini tek el hareketi ile savuracak kadar iktidarı vardır. üstelik, osmanlı'nın yıkılışı cumhuriyet'in kuruluşu arasında bir yerlerde kurgulanmış "pembe niko" neden sadece seksidir. o karakteri okuyan biri olarak şöyle piç bir erkek dansöz ne zaman okuyabileceğiz bu topraklarda diye hep hayıflanmışımdır. nitekim, aynı tat aynı tas, hamamları bilmiyorum gitmiyorum.

    evet, hatırlayalım tekrar, genel çerçeveye alalım: erkek dansöz, yani oryantal, göbek dansı, çıkkıdıçıkkıdı... farklı bağlamlarda farklı adlar alan ancak içeriği konusunda az çok uzlaşabileceğimiz ve baktığımızda "işte dansöz çıktı" diyebileceğimiz dansı icra eden, oynayan, ezen, eriten, kıvıran, kıvrılan, uzayan, kısalan, sürünen, uçuşan, dansçı.

    toplumumuzda kadın dansözlerin adları kalır, ancak erkek dansözlerin adları yoktur. (bkz: özcan tekgül) (bkz: nesrin topkapı)
    "onu 80 sonrasında sıklıkla televizyonda gördük."[bir ev çocuğu anlatıyor]
    tartışılan mesela genelde kılı ve tüyüydü. (bkz: dr. stress)
    öte yandan kostümleri incikli boncuklu yapıyorlar, kafalarına da taç takıyorlar.-dı.

    adlarının kalmamasının sebebi belki de erkek dansözlere nasıl ad koyacağını bilemeyen menejerleridir. "murteza" gibi, geleneksel ve genelde prototipleştirilip komedi unsuru haline dönüştürülmeye çalışılmış adları olan erkek dansözlerin isimlerini kadınsılaştırıp "tüde" falan koymak tutar mı tutmaz mı.... bu bilinmez. öte yandan, dini çağrışımlı "ali", "mehmed" gibi adları olan erkek dansözleri de içleri rahat bir biçimde "sen bilmezsin evladım, o yıllarda ali çok iyi bir dansözdü" diye aktaramayabilirler. utanırlar ya da pipileri yok sanılır diye.

    ve şimdi çağımıza dönelim;

    en son dans eder misin yarışmasında "ilhan" adlı bir dansçı, erkek dansöz olarak görüntülenip evimize sunuluyor. nitekim, maskülenlikle kafasını sikmiş toplumda efemine bir erkek dansöz olmak sert bir duruştur. o yarışmacı da, kameraya, dans ederken "sizin ağzınıza sıçıcam" diyen bakışlarla bakıyor. genele vurulduğunda şikayeti, yakınmayı, acı fetişizasyonunu ve mazoşizmi seven toplum mevhumu da bundan sanırsam haz alıyor olmalı ki adamı ikidir yollanan oylar kurtarıyor.

    ayrıyeten erkek dansözlere "aa şuna bak necati, dansöz gibi kıvırıyor" da demek abestir. adam zaten dansözdür. bir darbuka vuruşunda ani duruş, ya da kemanlarla oynayan bir kıçı olmasına şaşırmak moronluk delaletidir. ya da değildir, ancak "moron" olarak tabir etmekte bir sakınca yoktur, "erkek dansöz"ün dansöz bir erkek olmasına şaşıran herhangi birini.

    bu arada, birbirlerine kimi bağlamlarda "dansöz" diyen erkek politikacılar erkek dansöz değildir. kendi içleriyle, müzikle ve dışları ile çok uğraşırlarsa, belki erkek dansöz olabilirler. kolay yoldan erkek dansöz olunmuyor maalesef, kırk yıllık kavramları lapa yapıp hasta çenelere besler gibi halka (bana bana) tekerleme söyler gibi slogan atmakla olunmuyor "erkek dansöz". (bkz: dansöz)

    erkek dansöz bir postmodern fenomen midir? bu o kadar da mühim değil. hala yaşıyorlar.
    ayrıca, erkek olup yine dans eden ve aralarında, bir zamanlar neşet ertaş gibi toplumsal saygıyı -emeğiyle ve sanırsam yüreğiyle- hak etmiş büyük bir zatı da bulunduran diğer bir dansçı kategorisi için (bkz: köçek)

    aralarında zhang ziyi'yi anımsatanlar da yok değildir: http://www.moradam.com/…oradam/organizasyon1b16.htm
hesabın var mı? giriş yap