5141 entry daha
  • insanların tek kişi sanmaktan vazgeçemediği site.
  • düşüncenin özgürce dile getirilmesinin zarardan çok daha fayda getireceği tarihsel gerçeğini göz ardı edenlerin hedef aldığı site.

    bu konumda medyanın ekşi sözlüğün türkiyenin sosyo-kütürel yaşamına katkısını gündeme getirmesi gerekirken, sözlüğün ancak zaman zaman kıçı kırığın birinin kalbinin kırılmasıyla gündeme gelmesi ne kadar acıdır. oysa bütün bu niteliklerin karşısında bu şikayetler ciddi bir hastalığa care bulan bir ilacın hafif bir başağrısı yapması kadar bir yan etkidir.
  • insanların yazılanların sınırsız olduğunu sanmaktan vazgeçemediği site.
  • bazi kisi ve kisiler tarafindan ozgur oldugu bir turlu kavranamamis ve bazilari tarafindan hala kavranamayacagi garantilenmis bir platform...
  • kendisini eleştiren tüm ünlülere yorum yapma hakkı verip bünyesine katsa kimse zerre kadar karşı duruş sergilemeyecektir. ama işte çoğu kimse yazarlık hakkı alamayıp tek başına bu kadar güçlü bir platforma üye olamayınca üzülüyor. anca laf sokma çabası içine giriyor.

    bu kişilerin çoğu bir çok şeyi büyük bir kitleye ulaştıracak yerlerde söz alıp yazabilen kişiler olmasına rağmen ekşi sözlük'ün hitap ettiği kitle kadar büyük bir kitleye ulaşamamasının acısı olduğu apaçık ortada.
  • türk insanının eleştiriye ne kadar tahammülsüz olduğunu günbegün aleniyete kavuşturmaktadır.

    on bir yıldır kullanıcılarının talep ve düşünceleriyle şekillenen ve evrimleşme sürecine devam eden bu kurum, hiçbir işe yaramasa bile ileride kendisiyle büyüyen nesillere iradenin ve beyanın belli kurallar içinde hür olması gerektiğini öğretecek, en azından öğrenmesine katkıda bulunacaktır. bugün yaşanan tartışmalar ekşi sözlüğün misyonunun zirvesinde olduğunu gösteriyor bana göre. her ne kadar sözlük hakkında insanların atıp tutması hoşumuza gitmese de, insanlar farkında olmadan bunun yüksek sesle dile getirilmesine katkıda bulunuyor. en basitinden fatih altaylı o yazıyı yazmasaydı, bugün ssg ve sezyum o programda olmayabilirdi. belki tepkiler artacak, hatta ileri gidilip insanların sözlüğe erişimi engellenecek. ama inanıyorum ki bu süreçten misyon sahibi olan ekşi sözlük karlı çıkacaktır!

    pohpohlanma ihtiyacıyla burnu kaf dağının ötesinde olan, kendi başlığında yazan kötüleri (!) seçen herkes eleştirilmeyi öğ-re-ne-cek!
  • son günlerde kıyasıya eleştirilere söylenecek bir çift sözüm var;ekşi sözlük benim konuşma özgürlüğümdür.nasıl ki siz renkli kutularda,mecliste konuştuğunuzda biz size tahmül ediyorsak ,sizde benim yazar olarak edindiğim iki çift enrty hakkına da tahammül edeceksiniz.hiç eleştireye gelememeniz sizin böbürlülüğünüzdür.
    (bkz: kendiyle barışık olmak)
  • benim anlamadığım bi nokta var. şimdi ekşi sözlük, nicklerin arkasına gizlenerek istediğine istediğin şeyi söyleme, istediğin gibi eleştirme, hatta bazen bok atma mekanı olarak görülen bir yer. doğrudur. tamam da insanlar neden koca internet üzerinde bunlar sadece burada oluyormuşçasına bi havaya giriyolar arkadaş? bütün forumlarda, sözlüklerde, bloglarda hatta twitter ve benzeri ortamlarda da aynı şey olmuyor mu? başka yerlere üye olurken nüfus cüzdanı sureti, tc kimlik numarası falan istiyolar da bizim mi haberimiz yok? yok mesele o değil ama... başka yerlere yazılanla buraya yazılan aynı etkiyi yapmıyor çünkü. sözlüğün okumayanı bile özellikle "ben sözlük okumuyorum" diye belirtmek zorunda hissediyor kendini. yani okumasa bile tamamen yok sayamıyor.
    e madem öyle, madem internetle ilgisi olmayan insanların bile hayatının içine bu denli girmiş, o zaman bi zahmet azıcık kafalarını yorsunlar, yazılanları önyargısız adam gibi okumayı denesinler de "neymiş bu ekşi sözlük? nasıl bi yermiş? mantığı nedir? kimler yazar? neden yazar? neyi yazar, neyi yazamaz?" kendileri anlamaya çalışsınlar azıcık. çok mu zor?
  • ciddi kendini ifade sorunları ve açmazları var. üstelik 10 yıl sonra bile hala "meşruiyet" ve "kendini anlatma" peşinde. avukatları kalkındıracağına o parayı ciddi bir halkla ilişkiler şirketine harcasa 10 kere çözülürdü bu sorun.

    avukat ne lan? hakaret gibi bir kelime. aramızda tatsızlık olan birisi çözmek için bana avukat gönderse kapıdan kovarım samimiyetsizlikten. o kadar net. hayatınızda "ah ne güzel bana avukat göndermiş" diyen bir tane adam duydunuz mu? kim sever ki bir avukatla muhattap olmayı? avukatlar sorun çözmez, çıkar korur sadece. sözlüğün derdi kendini anlatmak mı çıkarlarını korumak mı? üstelik sözlüğün avukatında sahibinde olan muzipliğin, sevimliliğin, karşısındakini üzmeden derdini anlatabilmenin binde biri yok. sözlüğün tarzını da zerre temsil edemeyen bir adam üstelik.

    onun yerine tut bir tane halkla ilişkiler firması, sözlüğü tanıtan dökümanlar hazırlat, yaptığın hukuki mücadelelerin basında yer almasını sağla, dahil olduğun yardım organizasyonlarının bir kaç haberini çıkart, bir kaç tane kafası sözlüğü anlayacak kadar çalışan ünlüyü zirvelere getirt, basın açıklaması yayınlat. 26 bin tane kim olduğunu bile bilmediğin adamın avukatlığı için kendini paralayacağına tüzel kişiliğine yatırım yap. imajını güçlendir. iyi bir firmaya gidersen onlar sana 40 tane daha alternatif çıkarırlar.

    meşruiyet böyle kazanılır. sağa sola hakaret dolu tekzipler gönderip her takıştığına sözlükte fanboyları saldırtarak değil.
  • "ekşi sözlük nedir?" diye koca bir butona ihtiyacı olan sanat harikası. anlayamıyorlar kardeşim işte, koy yukarı bir buton. detaylıca açıkla. çok ciddiyim.
23017 entry daha
hesabın var mı? giriş yap