• 1984 ölüm orucunda en temel insanca değerleri korumak için yaşamını feda etmiş devrimci sol üyesi.
  • "63. gün 14 haziran 1984 perşembe

    koğuş dışardan bakanlara “burada devrimciler ölüm orucunda” dedirten bir güzellik içinde. masanın kırmızı örtüsünü almak istiyorlar.

    karşı çıkıyoruz...kırmızıya neden düşmanlık duyulduğunu sorduk. anayasada ve hiçbir yasada böyle bir yasak yok, bayrağın rengi bile kırmızı diye yazdık. masa örtüsünü vermeyeceğiz, zorla almaya kalkışırlarsa doğacak her şeyin sorumlusu kendileri olacak. üsteğmen 20 askerle koridorda göründü. operasyon geçti aklımızdan ama yapmadılar. üsteğmenle tartışıldı. akşam saat 18.00... hala götürmediler. bugün gitmeyiz herhalde. masa örtüsünü de almadılar.

    saat 20.00. apo’nun ağzından köpükler gelmeye başladı. nefes alışları derinleşti. hırıltı çıkarıyor. tayfun* baktı. nabız yükselmiş. apo ölümü kucaklamaya hazırlanıyor. onu izlemeye koyulduk.

    saat 23.15... apo’nun nefes alması iyice derinleşti. mürsel yanında.

    saat 23.35... bir boşluk... sessizlik... hırıltı duyulmadı. yan yatakta sohbet var. kısa bir süre sonra mürsel seslendi: “yoldaşlar, apo şehit oldu herhalde.” yüreğimin bir parçası koparıldı, acıyla irkildim. kısa bir şok. sessizlik... yoldaşlarımıza bakıyoruz. tayfun nabzına bakmak için gidiyor. nabız atmıyor.

    saat 23.40... apo ipi ilk göğüsleyen... baştan beri bunu arzulamıştık hep... öyle sessiz, sakin kucakladı ki ölümü... günlerdir kafamdaki “ölüm nasıl gerçekleşecek?” sorusu da yanıtlandı. kafamızdaki ölümü nihayet yendik. bunun huzuru acımızı bastırıyor. tayfun, “horoz” ve kalp hastası yoldaş, yoldaşımızı tören için hazırlıyorlar. görevlilere haber vermedik. tören yapınca nasıl olsa anlayacaklar. tören bitmeden yoldaşımızı teslim etmek yok...

    64. gün 15 haziran 1984 cuma

    saat 24.00’ü geçiyor. yeni bir gün... apo’nun bedeni yavaş yavaş soğudu. ama yaşadığı anların sıcaklığı hala yaşıyor. onunla ilgili konuşmalarımıza konuk oluyor. tayfun çenesini, ayak başparmaklarını bağladı. ellerini bedenine bitiştirdi. çamaşırlarını değiştirdi. tören için şehidimizin yatağı hazırlandı. yatak baştan başa kırmızı güller, karanfillerle süslü. haydar(*) ve fatih’in(**) dışında hepimiz ayaktayız. onlar bilinç kaybı nedeniyle farkında değiller olan bitenin. önce yatağın kenarına sıra sıra dizildik. bir yoldaş apo’nun anısına kısa bir konuşma yaptı. saygı duruşuna geçtik. hasan(***) saygı duruşunda “güneşi içenlerin türküsü”nü söyledi.

    fatih ve haydar’a apo’nun şehit olduğu söylendi. fatih yatağında doğruldu. bizimle birlikte “apo’lar ölmez” diye bağırdı. sol yumruğu havadaydı. haydar kavramakta güçlük çekiyor. anlayınca yumruğunu havaya kaldırıp sıktı. bağırmak istedi ama bağıramadı. ağzından anlaşılmaz sözcükler döküldü. sloganlarımız tüm hastaneyi inletti. direnişin 64. gününde bu kadar ses çıkarabilmiş olmamıza şaşıyoruz. nereden bulduk bu kadar enerjiyi.
    “apo’lar ölmez”
    “zaferi cesetlerimizle kazanacağız”
    “apo’nun katili oligarşi”
    “apo’nun hesabı sorulacak”

    katafalk önünde olduğu gibi, nöbet tutuyoruz.
    bir kişi ayakucunda, bir kişi başında, bir dakika
    bekliyoruz."

    * haydar başbağ - devrimci sol - 66.gün ölüm orucu şehidi
    ** mehmet fatih öktülmüş - tikb - 66. gün ölüm orucu şehidi
    *** hasan telci - devrimci sol - 73. gün ölüm orucu şehidi

    kaynak: direniş ölüm ve yaşam, boran yayınları
hesabın var mı? giriş yap