662 entry daha
  • yanlıs referandum dogru oylanmaz. o sebeple de boykot edilmesi gereken olay. cok eksik ve cok yanlis amaclarla kalkisilmis her sey gibi işimiz olmamasi gereken, kendini duzelt oyle gel kocum denilmesi sart olusum. uzun zamandir demokrasinin bile d`sini yasayamamis bir halk olmamiz saf enayi oldugumuz, bu derece azina amenna diyecegimiz anlamina gelmemeli. anayasa kesinlikle degistirilmeli, ancak daha kapsamlı, guzel onerilerle gelin degistirelim. guzel gunleri o sekilde gorelim cocuklar. bu sacma sapanliga evet ya da hayir diyeceksin zorlamasi da nedir? bu memlekette anayasa degisikligi istemek ancak bu sekilde istememek mumkun degil midir?
  • medyafaresi'nden öğrendiğimize göre sonar'ın son rakamlarına göre hayır'cılar küçük bir farkla da olsa öne geçmiş görünmekteler.

    http://www.medyafaresi.com/…gecti-iste-o-anket.html
  • ali sirmen'in 31 ağustos tarihli yazısıdır:

    son zamanlarda, artık "evet mi hayır mı?" sorularından bıkmaya başlamıştım ki, mine cumartesi günkü gazetelerden birinde, başbakan recep tayyip erdoğan'ın bir açıklamasını okudu ve hemen buyurdu:
    - her şeyi açık açık anlatıyor. sen de bunu yaz da herkes görsün!
    bir köşe yazarı, karısı yaz deyince, yazmaktan başka ne yapabilir ki? ben de yazıyorum.
    bakın tayyip erdoğan perşembe günü katıldığı iftar yemeğinde ne demiş:
    "inanın ayaklarımızda pranga var. biz prangaları çözemediğimiz sürece, sizler belki dışarıdan zannediyorsunuz ki, parlamentonun yüzde 65'ine sahipsin çöz de git! neyi çözüyorsun?
    türkiye'de parlamentonun da, yürütmenin de üzerinde bir yargı gücü var. seni engelliyor. ben bugün vali ataması yapamıyorum. seni engelliyor. atadığım valiyi geri iade ediyor aynı anda. 23 kere bir müdürü geri iade ediyor (geri iade ediyor denmez ama üslup başbakan'ındır aynen koruyorum a.s.) ben bir yürütme ve hükümet olarak, istediğim müdürü istediğim yere atayamazsam, istediğim valiyi istediğim yere atayamazsam, bu ülkede ben nasıl icrai faaliyet yapacağım? halkın karşısına o mu geliyor, ben mi geliyorum?.. yarın beni siz yargılayacaksınız, vatandaş yargılayacak. iyi yaptın kötü yaptın diye bana diyecek olan kim. onlar halkın karşısına çıkmıyor ki, ben çıkıyorum halkın karşısına. hesabı veren ben, ama gelip bana zulmeden de o. bu böyle yürümez. onun için bu anayasa değişikliğine evet istiyoruz."
    ***
    tayyip bey'in 23 nisan 2010 yılında koltuğunu sembolik olarak küçük bir çocuğa bırakırken söyledikleri de şuydu:
    - artık mühür sende, ister asarsın, ister kesersin!
    tayyip bey'in bu iki konuşması 12 eylül'de anayasa referandumunda neden hayır oyu vereceğimi gayet iyi açıklıyor.
    görüyorsunuz tayyip bey kendi sözleriyle açıklıyor ki, 12 eylül oylamasının asıl gerekçesi kendi astığı astık, kestiği kestik yönetiminin önündeki yargı engelini kaldırmak. tayyip bey'e bu açık sözlü konuşmasından dolayı çok teşekkür ederiz. bütün aldatmacaların ardında, gerçek niyetin ne olduğunu şimdiye dek hiç kimse, bu kadar net bir biçimde anlatamamıştı.
    teşekkürler tayyip bey! "hayır"ın en güzel en açık gerekçesini bizzat siz verdiniz.
  • bu referandumla ilgili evet için 5 eylül pazar günü (buıgün) akp muhtemelen istanbulun en kalabalık mitinglerinden birisini yapacaktır. ne de olsa istanbulda 1 milyondan fazla üyesi olan bir partiden bahsediyoruz.

    nedenini bilmesem de o masum kalabalığın dahi bu propaganda karşısında ne kadar kafaları karıştırılırsa karıştırılsın ülkelerini ve geleceklerini başbakanın iktidarından daha fazla düşüneceklerine eminim.

    tanım: kafası karıştırılan yurdum insanın sandıkta doğruyu bulacağına inandığım referandum.
  • evet dersek daha da özgürleşecekmişiz. hadi ya...

    2002den beri televizyonlarda yapılan sansürün haddi hesabı yok. yasaklanan internet siteleri 1000i aştı. polis tarafından 3 defa çevrilmeden şişli'den taksim'e yürüyemez hale geldik. şimdi de diyorlar ki evet deyince daha özgür olacakmışız.

    hadi ordan be...
  • 13 eylül 2010 günü özgürlükçü demokrat kesim, sloganını değiştirip, "evet ama yetmez" diyerek, açılan gedikten geçip yeni demokratik anayasa için çıkış yapacaktır.

    dün mecidiyeköy'deki eşitlik ve demokrasi partisi toplantısı, oradaki konuşmalar, konuşmacılar, ortamın havası gösteriyordu ki, "sol" kesimde "evet" demek bir taktik olmanın ötesine geçmiştir. demokrasinin bir hedef değil, hep gidilecek bir yol olduğunu öğrenenler çoğalıyor. toplumumuzdaki uyanışın önüne artık ne askeri darbelerle ne de yargı vesayetiyle geçilebilir. hangi oyu kullanırsak kullanalım, yeni bir döneme hazır olalım. eski yaklaşımımız ne olursa olsun safların yeniden karılacağını unutmayalım.

    bugün “yetmez ama evet” diyenler, yarın “evet ama yetmez”, "bugün evet yarın yeni anayasa" demeye hazırlanıyorlar. evet demeyi sadece akp'ye özgü bir taktik sananlar yanılıyor. demokrasi mücadelesi adım adım yapılır, başarılı adımlar yeni başarıların habercisi olur.

    umudun kaynağı budur.

    bu nedenle de "hayır"cıların zayıf argümanlarının 13 eylül'de ne kadar çabuk yıkıldığını göreceğiz. "hayı" oyunun baskı altına alındığını söyleyenler, 1921, 1924, 1961, 1982 anayasalarının yapılış, "tartışılış" ve oylanış süreçlerini unutmuş görünüyor. bu değişiklik paketi için şu rahatça söylenebilir:

    en özgür tartışma ortamı bugünkü olmuştur, olmaktadır.

    "hayır" deme, binlerce broşür dağıtmak, seçim otobüslerinin şarkılarıyla ortalığı inletmek, üstelik "hayır" demeyi kanal 7 gibi "evet"çi kanallardan bile söyleyebilmek serbest, taksim'deki bir toplantıda adalet ağaoğlu'na, osman can'a yumurta atmak bile;

    üzerindeki kimi baskılara, hatta kimi yargıtay kulaklarına rağmen (örn. kürtçe afişler toplatılıyor) "boykot" demek serbest;

    "evet" için istiklal'de "yetmez ama evet" renkli yürüyüşleri serbest...

    liderlerin kampanyalarını, mitinglerini, televizyonlardaki yüzlerce tartışmayı saymıyorum... seçim sonuçlarının %90'larda değil de %60'lar civarında bir "evet" ile sonuçlanacak olması da zaten bu nispeten demokratik ve özgür ortama işaret ediyor olacak...

    seçimin olası sonuçlarına herşey söylenebilir ama itiraz için, "hayır oyu vermek isteyenler baskı altında" argümanını kullanmak pek akılcı olmayacaktır. şimdiden bunun hazırlığını yapanları dostça uyarmalıyız: "bunu yapmak, çevrenizde size olan güveni sarsacaktır. gelin bir daha düşünün."
  • (bkz: truva atı)
  • evet'çilerin akılalmaz reklam kampanyasıyla beni düşüncelere sevketmiş referandumdur. madem kendi siyasi kitlene bu kadar güveniyorsun, haftalardır bu kadar gazete reklamı, billboard, afiş, v.s. neye gerek. sabahtan akşama kardeş ülke pakistan diyorsunuz, herkes elinden geldiğince üç beş yardım etsin diyorsunuz, şu reklam kampanyasına ayırdığınız bütçeyi pakistana bağışlasanız bu millet daha emin olmaz mı sizin samimiyetinizden? çıkar olunca hep bana hep bana diyim, yardım olunca bi kenara çekilip herkes gönlünden ne koparsa demek ne kadar inandırıcıdır bu milletin gözünde? yazık dünyanın bi ucunda kardeş ülke dediğimiz pakistan insanı ölümle yüzyüzeyken bizim paraları duvarlara, sayfalara saçmamız adına da seçim propagandası dememiz utanç verici. keşke biraz da insanlığın propagandasını yapmayı öğrenebilsek. ama nerde; vampirlik, kan emicilik dururken insanlık bizim neyimize değil mi!...
  • mernis ve seçsis projelerinde kullanılan bilgisayar programının kaynak kodlarını gözümle görmeden sonuçlarına kesinlikle inanmayacağım referandumdur.

    şöyle ki, bu projelerde donanım desteğini sağlayan sun microsystems firması bile kendi sitelerinde şöyle diyor:

    ilk çalışmalarla 35 ilde bilgisayar ortamına aktarılan 26 milyon seçmen ile ilgili veriler mernis ile eşleştirilerek, bu verilerin doğruluğu kontrol edildi. mernis ile ilk eşleştirmede, yedi kritere göre 26 milyon seçmen kaydının sadece %43'ü tam uydu; %13'ü bulunamadı; geri kalanının da benzerleri bulundu. ilçe seçim kurulları ve muhtarlar ile temasa geçerek bilgileri doğru olan seçmenlerin oranını %96'ya kadar çıkarıldı. geri kalan 17 milyon seçmen içinse aynı yöntemlerle bilgi toplandı ve mernis ile ilk eşleştirildiğinde %32'sinin tam uyduğu görüldü. tekrar muhtarlıklar ve ilçe seçim müdürlükleri aracılığıyla bu oranın yükseltilmesi sağlandı.

    hürriyet gazetesinde ayrı tarihlerde çıkan üç haber sistemin ne kadar güvenilir olduğu konusunda size ipucu verecektir:
    http://www.hurriyet.com.tr/…mi/15447166.asp?gid=373
    http://arama.hurriyet.com.tr/…ivnews.aspx?id=228779
    http://www.hurriyet.com.tr/…gid=112&srid=3428&oid=1

    her skandalda 'sisteme dışarıdan erişim mümkün değil' diyen bakanlık bunu külahıma anlatsın. bu proje için geliştirilmiş bir ağ yok, kullandıkları bildiğiniz internet!

    öte yandan bu projelerin baş danışmanı ali saatçi, adı kpss 2010 kopya skandalına karışan ösym başkanı ahmet ünal yarımağan ile aynı üniversitenin aynı bölümündeler. hatta aynı lisede okuyup, yurtdışında aynı üniversitede yüksek lisanslarını tamamlayıp, aynı yıl doçent ve aynı yıl profesör olmuşlar.

    tüm çabalara rağmen, bağımsız birkaç bilgisayar programcısına yazılımı göstermek istemeyişleride şüphelerimi katlıyor.

    ysk'nın sitesinden aldığım bilgiler ışığında, piyasada normalde olması gerekenden, 5 milyondan fazla seçmen hesaplıyorum. bunlar fethullah hoca'nın evet dedirtin dediği ölü vatandaşlar mı bilmem ama bu seçimde hayır çıkabilmesi için, sandık başına giden gerçek seçmenlerin en az %58'i hayır demeli.
  • hayır oyu vereceklerin kendi özgür iradelerini kullanmış sayılacağı, evet oyu verenlerin ise başkalarının güdümünde sayılacağı referandumdur. yerim sizin o mantığınızı... chp asırlardır seçim kaybeder, her kaybettiği seçimden sonra da "halk cahil, yanlış oy verdi" der. aynı chp'liler burada aynı teraneyi okuyor: "evet oyu veren herkes öküz."

    bu değişikliğin amacı üst yargıdaki chp yapılanmasına darbe vurmak. nasıl ki siz chp'liler bu gücü kaybetmek istemediğiniz için ölümüne hayırcıysanız, bizler de bu yapının biraz daha normalleşmesini istediğimiz için evetçiyiz. gördüğünüz gibi, herkesin bir hesabı var. anayasa değiştikten sonra oluşacak yargı düzenine nasıl ki sizler güvenmiyorsanız bizler de şimdiki yargı düzenine güvenmiyoruz. haklı gerekçelerimiz de var. bir aym üyesi kuvvet komutanına gidip akp'nin kapatılması için emir alıyorsa, 367 kararı kabak gibi ortadaysa, anayasa ile kesin yasaklandığı halde aym anayasa değişikliğini iptal ediyorsa, internete düşen ses kayıtlarında bi acaip ilişkilerin var olduğunu görüyorsak elbette "evet" diyeceğiz. eğer yargıdaki bu acaip ilişkilerin sadece 1 tanesi "yandaş yargıçlar"la ilişkilendirilseydi, mesela internete düşen ses kayıtlarında bir "yandaş hakim" başka bir yandaş hakime "x kişisine beraat kararı çıkar seni yargıtaya başkan yapacağız" deseydi yeri yerinde oynatırdınız.

    demem o ki, evetçileri de anlamaya çalışın, empati yapın.
701 entry daha
hesabın var mı? giriş yap