649 entry daha
  • ales 2011-ilkbahar’da 278 aday ve ygs (fen bilimleri) 2011’de 130 aday hatalı basılmış soru kitapçıklarının yerine yedekleri yetmediği için sınava girememişlerdi. ösym, yaptığı açıklamalarla bu adayların sınavlarının tekrarlanmasına karar verdiğini duyurdu (bkz: açıklama 1) ve (bkz: açıklama 2). ösym’nin yeni yasasında “ösym yönetim kurulu gerekli hâllerde sınavların kısmen veya tamamen iptaline, ertelenmesine, adayların eşdeğer sınavlara alınmasına karar verir.” denmiş ve böyle bir hakları olduğu yasayla sabitlenmiş. dolayısıyla ales ve ygs’deki kitapçıklar nedeniyle mağdur olan bu adaylar yeniden sınava girecekler. adayların bir kısmının sınavının yenilenmesi gibi bir uygulama 1974’ten beri var olan bu kurumun tarihinde ilk defa yapılıyor.

    bu uygulamanın bazı sıkıntıları var; onları açıklamak istiyorum. en kestirme tabiriyle, sınavların zorluklarının denk oldukları bilimsel kanıtlarla gösterilmedikçe farklı sınavlara giren bu adayların sıralamada aynı sınava girmiş gibi yer almaları uygun değildir. yenilenen sınavın zorluğu fazla olsa yeniden giren adaya haksızlık, yenilenen sınav kolay olursa da geri kalan adaylara haksızlık.

    bahsi geçen adayların yeniden girecekleri bu sınavlar “eşdeğer sınav” olarak adlandırılmış ve aynı yasada “başkanlık tarafından aynı veya farklı zamanlarda farklı sorularla yapılan, ancak adaylara sağladığı haklar bakımından eşit sonuçlar verdiği yönetim kurulu kararı ile belirlenen birden fazla sınav” olarak tanımlanmış. yani bu eşdeğerlik meselesini “ösym yürütme kurulu kararıyla eşdeğer kılınmıştır” deyip halledecek. yalnız bu sigaranın bakanlar kurulu kararıyla sağlığa zararlı olması gibi bir şey. yani koskoca tıp alanı dururken, bakanlar kurulu ne diye karar veriyor buna? neye bakarak hangi çalışmayı irdeleyerek diyor bu lafı? belli değil. ben karar aldım ve oldu. iyi güzel, sigaranın sağlığa zararlı olduğu bariz de o uygulayacağın iki sınavın bilimsel anlamda eşdeğer olması hakikaten çok zor. yani bilimsel olarak eşdeğer olmayan iki sınavı eşdeğer sayıp adayları aynı sınavlara girmiş gibi sıralamaya yerleştirip sonra da yerleştirmeye tabi tutacaklar. bu iş, benim tahminimce yargıdan döner. dönmelidir demiyorum, ölçme değerlendirme öğrencisi olarak bu işin ölçme değerlendirme kısmının sakat olduğunu söylüyorum. (gerçi başka kısmı da yok ya neyse.)

    sınavların eşdeğerliği nasıl kontrol edilir?

    ölçme değerlendirme alanının test eşitleme denen bir konusu var. bu alanda bu kontrollerin nasıl yapılacağı ve birbirine eşdeğer sınavların nasıl üretilebileceği irdelenmiş. 3 tane yöntem var. bu yöntemlerden birisi, aynı adamları iki sınava birden sokmak. bu yöntemin uygulanabilmesi için ilk sınava giren ve sınavı geçerli olan adayların bir kısmının yenilenen sınava alınması gerekiyor. sınavı iptal edilmemiş bir adayın yeniden sınava girmeye zorlanması bariz bir şekilde saçmalık olacağından bu seçenek nanay.

    diğer yöntemde adayların bir kısmı bir sınava diğer kısmı da ikinci sınava giriyor. bu ikinci durumda ise sınavlarda ortak sorular bulunuyor. eşdeğerliğin sağlanması bu soruların aynı olması sayesinde yapılabiliyor. bu yöntemin uygulanması için de ilk sınavda kullanılmış olan soruların bir kısmının yenilenen sınavda kullanılması gerekiyor. bu da yenilenen sınava giren adaylar için haksız bir avantaj sağlayacağından kabul edilemez bir uygulama olacaktır.

    sınavların eşdeğerliğinin sağlanmasında kullanılan bir üçüncü yöntem de yüzdelik sıralarla eşitlemeye dayanıyor ancak o yöntemle iki sınava giren grupların birbirine denk olduğunun kabulü gerekiyor. kabaca yenilenen sınavın birincisinin (yenilenen sınava ales’te 278 kişi ygs’de 130 kişi içinden çıkacak birinciden bahsediyoruz) puanı türkiye birincisinin puanına eşitleniyor. ygs’de sınava yeniden girenler içinde birinci olan adayın puanının türkiye birincisinin puanına eşit kılınması da saçmalık olacağından son yöntem de burada sıçıyor.

    hadi diyelim ki elde somut kanıtlar olmasa da, zorluk düzeyleri aynı olacak düşüncesiyle, ales ve ygs fen bilimleri testlerinin çok çok benzerlerini yenilenen sınavlarda kullandılar. bu sefer de yenilenen sınava giren adaylar, ilk sınavın sorularına çalışıp haksız bir fayda sağlamış olacaklar. bir nevi çıkacak soruları önceden görmek gibi.

    sonuç olarak, yenilenen ales ve yenilenen ygs fen bilimleri testlerinin bilimsel olarak eşdeğerliğinin kontrol edilmesi ve sağlanması bu sınav uygulamaları açısından mümkün değil. dolayısıyla yenilenen sınavlar, bilmem ne kurulunun kararı gibi bilimsel ve somut kanıtları sağlamaktan uzak bir biçimde eşdeğer sayılacak. her pozisyonda ya ilk sınava giren adaylar ya da yenilenen sınava giren adaylar haksızlığa uğrayacak.

    yurtdışında bu eşdeğer sınavlar meselesi nasıl sağlanıyor?

    toefl, sat, act, gre, gmat ve bu türden sınavların soruları basına açıklanmıyor. bu sayede, puanlamada kullanılmadan önce adaylar üzerinde deneniyor. zorluk düzeyleri ve diğer parametreleri elde ediliyor. ek olarak yukarıda bahsettiğim test eşitleme yöntemleri kullanılarak veri toplanıyor ve bu şekilde eşdeğer testler üretilebiliyor. oysa ülkemizdeki bu sınavlar kamuoyu dikkati çektiği ve mahkemelerin de kararları doğrultusunda sınavlardaki sorular açıklanıyor. bu durum da soruların önceden denenmesini veya eşdeğer testler oluşturulmasını imkânsız kılıyor. hatta uygulanan iki sınavın eşdeğer olup olmadığının kontrolü de bu sistemde mümkün değil. ales ve ygs-fen bilimleri testlerinin bazı adaylar için yenilenmesi meselesine geri dönersek: o iş yaş hocam.

    ne yapılmalı?

    1) toplumun büyük bir kesimince kuşkuyla bakılan ve adayların bir kısmının giremediği sıralamaya dayalı bu sınavlar iptal edilmeli ve kuşkuları ortadan kaldıracak önlemlerle yenilenmeli. ösym sınavlarda soruların ve seçeneklerin yerlerini değiştirmekten yani “adaya özgü soru kitapçığı” uygulamasından vazgeçmeli (ki bu sorunlu kitapçıklar da hep o şekilde baskı işinden çıkıyor bence yıllardır yoktu böyle bir hatalı kitapçık nanesi).

    2) ali demir istifa etmeli. artık kendisi de bıkmış olmalı çoktan.

    3) ösym, ölçme ve değerlendirmenin ne olduğu hakkında uzmanlık sahibi olan kişilerce yönetilmeli. ali demir başa geldiğinde, gazetecilerin “ölçme değerlendirme alnında bilgi sahibi misiniz?” tarzı bir sorusuna “bir öğretim üyesi test, nedir sınav nedir bilir.” gibi bir cevap vermişti. kazın ayağı öyle değil hocam. test nedir sınav nedir en iyi ygs’ye hazırlanan liseliler bilir. onlardan biri geçsin o zaman kurumun başına?

    3) son ve en önemli olarak, ösym'yi yönetmesi için “yargı iptal etmezse ben sınav iptal etmem” diyen bir zihniyete değil, toplumdaki şeffaflık, adalet ve eşitlik duyguları zedelendiğinde hemen sınav iptal edecek, yanlışından dönüp, gerekli düzeltmeleri yapacak bir yönetime ihtiyaç var. daha önce de dediğim gibi, ösym bu ülkede şeffaflık ve eşitlik için var. onları sağlamayacaksa varsın hiç olmasın.
1725 entry daha
hesabın var mı? giriş yap