• mezhebine airbus a380 sorunsuz iniş yapar.
  • birol güven dizilerinin vazgeçilmez konusudur.
  • paris'te parisli bi arkadaşımın yaşadığı.
    gerçi adam yollamış sayılmazdı, pek hoşnut da değildi, hatta gitmesini istemiyodu.
    sevgilisi de parisliydi, baya dertlenmişti bana. benle yaşadığından mıdır nedir türk gibi bira içip anlatıyodu her gün.

    bazen gidip nöbet tutuyodu gizliden, bi erkekle çıkarsa görmek için. dalga geçiyodum eline bi de sandviç al amerikalı ajanlar gibi bekle diye..

    bir iki ay sonra ayrıldılar. ayrılma sebebi kıskançlıktı görünürde. sonra bi gün bi alış veriş merkezinde danstaki eşiyle el ele gördük kızı. bizim oğlan fransızlığın verdiği beyefendilikle çıkalım hadi görmesin bizi rahatsız olur dedi.

    çıktık ordan gidip bira içtik yine 3-5 tane. çok zor atlatmıştı çocuk bu dönemi.

    ırk ve çevre farklı da olsa kadın erkek ilişkilerinde yaşananların genellikle benzer olduğunu anlamıştım o zaman.

    bi de eğer kadın ya da erkek başka arayışlar içindeyse istenmediğinizi kabullenin ve uzaklaşın.
  • yanlış yapan erkektir. neden yanlış yapmaktadır? çünkü gün gelir o sevgili erkekten "sen benim kursa gitmeme nasıl izin verirsin, hiç mi kıskanmıyorsun beni?" diye hesap soracaktır. yapacaktır bunu.
  • kız arkadaşım bana dans kursuna gitmek istediğini söylese ve konuyla alakalı fikrimi alsa, söyleyeceğim şey ''hmm bak ne diycem, acaba birlikte buz patenine falan mı gitsek? hem eğlencelidir de :)'' gibi bir şey olur. kabul etmezse ve dans kursuna gitme konusunda kararlıysa, öğrenmek istediği dansın türünü sorarım. bachata, tango gibi türleri söylerse: (bkz: geçecen o işi)

    gitmesini engelleyemem haddime değil ama ayrılırız öyle gider ya da birlikte gideriz.

    onun dışında rumba, çaça gibi türlerin benim açımdan bir sakıncası yok. hoş, niyeti belli olan insan için geri kalan her şey teferruattır ama yine de daha masum bu dans türleri.*

    not: evet gerikafalıyım. dans kursuna ''belki garı düşer la'' diye giden hemcinslerimin olduğu bir ülkede böyle düşünürüm maalesef.

    edit: bakın bachata böyle bir şey: https://www.youtube.com/watch?v=2rq3j2jgkec
  • sevdiceğini başka bir erkeğin kollarında,

    şöyle (bkz: kizomba)
    şöyle (bkz: tango)
    şöyle (bkz: bachata)
    şöyle (bkz: salsa)

    görmekten rahatsız olmayan erkektir. takdir edilesi, saygı duyulası bir genişliğe sahip. ne de olsa başka erkekler onun sevgilisine dokunabilir ama sevgilisi esasında onundur.

    (bkz: hahahahahaha)

    sanırım ben de geri kafalı falanım. olsun.

    hımmm bi de özgüveni düşük oluyorum sanırım. dediğim gibi, olsun.

    ama bir de siz düşünün: belki gavatsınızdır. belki de alagavatsınız.

    (bkz: bilemiyorum altan bilemiyorum)

    sonuç olarak bir kadın dans kursuna gidebilir ama bu kadın benim sevgilim olamaz. talep ederse ayrılırız, olur biter. yoksa siz şans eseri bir kadınla olmayı başardınız da ne yaparsa yapsın kabul edebiliyorsunuz? böyle şeylerden konuşursak beni terk eder ben de yalnız kalırım, "partnersiz" kalırım derdine mi düşüyorsunuz? başkasının sevgilinize dokunmasından rahatsız olmayabilirsiniz, belki de rahatsız olduğunuz halde ifade edemeyecek kadar eziksiniz.

    edit: dans isimleri linklerin önüne eklendi.

    edit 2:özel olarak bana laf soktuğunu sanan embesile cevaben: kizomba ve salsa kurslarına gittim. embesil herif, anca iç geçirirsin falan yazmış. ya sabır. o videoları da örnek olsun, özellikle bu danslarda erkek ve kadın ne derece yakınlaşıyor, örnek olsun diye ekledim zaten. zaten millet de söyleyeceğini söylemiş de sen de istersen karını gönder bir kursa. tercih senin. ama kizomba'da öyle yakınlaşmak zorunda mesela gönderdiğin ve eşim dediğin kadın. sen bilirsin. zaten gitmişsin o kurslara ben ne anlatıyorum... en iyisi gönder ben de izleyip iç geçiririm. iç geçireyim. bi sakıncası yok sevgili benim olmadığı sürece.
  • ooo mezhepler falan, yine sevimsiz muhafazakarlık had safhada.
    şahsen ben kıskanç biriyim ama herkesin benim gibi olmaması dünyayı güzel bir yer yapıyor zaten.
    çok sevdiğim bir iş arkadaşım ve ondan da çok sevdiğim bir karısı var. günlerden bir gün arkadaşım yanıma geldi, "karımın doğum günü yaklaşıyor, tango öğrenmeyi de çok istiyor, ona dans dersi hediye alayım diyorum, bana yardım eder misin" dedi.
    birkaç ön bilgi vereyim, arkadaşımın karısı milli voleybolcudur ve boyu 184 cm. tanıyabileceğiniz en sıcak kanlı ve çevresindeki herkesi kendine aşık ettirebilecek* kadar iyi biridir. eşi olan zatı muhterem de düğünlerinde bile dans etmemiş, ritm duygusundan fersah fersah uzaklarda bir beydir. zaten onun boyu da 2 m. gibi bişey. (benden baya yukarda oldukları için çok ilgilenmiyorum küsaratlarla)

    arkadaşıma dedim ki "sen çok tatlı bir adamsın ama biraz saf mısın ne? "
    "niye ki" dedi?
    "tango için ne derler bilir misin? bana boş gözlerle baktığına göre bilmiyorsun. bu dansı izleyen biri demiş ki "iyi de, neden ayakta"ve sen bu kadını bilmediğin bir adamın kollarına mı atacaksın?"
    "saçmalama, ne kadar da dar bir görüş bu" dedi bana. ama gözlerini kaçırdı bunu derken. çünkü içine şüphe tohumunu atmıştım.
    "kusura bakma arkadaşım ama ben bu günahın vebalini alamam, git kendin bul çok istiyorsan" dedim.

    bizim uzun adam aramızda geçen konuşmayı aynen aktarmış karısına ve dans dersi hediye etmekten vazgeçmiş. aynı akşam arkadaşımın karısı beni aradı "ya sen niye benim kısmetime mani oluyorsun, kıskanç cüce" dedi (ben kısa değilim, onlar uzun)
    onu bunu bilmem ama ben bir evliliği kurtarmanın iç huzuruyla hayatıma devam ediyorum. ayrıca yazılanlardan anladığım kadarıyla arkadaşımı da godoş olmaktan kurtarmışım. aferim bana!
  • "algıda duyma dezavantajı"na kurban gitmiş olabilir:

    - sevgilim, eşli dans kursuna gidiyorum?
    - ashley dans kursu mu? hay hay.
  • konumuz partnerli dans.
    o dansı öğrendikten sonra kiminle edicem?
    sonsuza dek her şarkı çaldığında dans kursu partnerimi arayıp " falanca düğündeyim kap smokini gel" mi diyeceğim.

    sevgilim ile giderim dans eğitimine. partnerim bilmedikten sonra mal gibi kendi kendime tango mu yapıcam?
  • babacım yapmayın böyle şeyler.yani dans derken kastedilen, belden sarılmalı,bazen kucağa almalı,bazen bacağını beline sarmalı,kalça sallamalı falan bir dans bildiğim kadarıyla.tango,salsa v.b mesela.insan dediğin hormonlarla yönetilen bir varlık. yani zihinsel anlamda ne kadar medeni olursan ol, kadın derin yırtmacıyla ayağını belime sarınca medeniyet mi dinler benim hormonlar? diyeceksin ki "dinlemiyorsa hayvansın" hayır değilim güzel kardeşim.fiili bir şey yaparsam kadına elbette hayvanlık.yapmıyorum ama içim akıyor kadına doğru ne olacak?onda da aynı şeyler olursa al sana kıvılcım. e şimdi sevgilim,eşim derken bile iyelik eki kullanıyoruz bak.bunu sahiplik olarak algılamasan da aidiyet belirtiyor.bana ait olanı başkası kucağına alamaz hemşehrim.ne maksatla olursa olsun.(entry'i biraz sert bitirdik ama durum bu)
hesabın var mı? giriş yap