• 2001-2002'de sezon sonuna dogru takim sampiyonluk sansini son haftalara tasimak isterken sertan adam eksikliginden 11'de baslar bir maca. fakat her zamanki gibi suratiyle son cizgiye tasidigi toplari reklam panolarina teslim eder. mac berabere biterken sertan icinde anadolu yolllari gozukmeye baslamistir. mac sonunda (dustan once) muhabir sertan'i yakalar ve sertan'in neden besiktas'ta oynayamayacagini tescilleyen diyalog gerceklesir.

    muhabir : sertan haftalar sonra 11'de forma buldun. iyi degerlendirdigini dusunuyor musun ?
    sertan : (once dilini isirip bsg bakisi atarak) degerlendirdim tabi!!! degerlendirmedim mi !!
  • be$ikta$'ta $ans bulamadıgı zamanlarda antreman sonraları spor gazetelerinin genel yayın yonetmenini ziyaret eder ve ''hoca bana taktı'', ''bi $ans verseler'' gibi ilkokul cocugu gibi $ikayetlerde bulunurdu.
    cok suratli, ko$an bi oyuncuydu ama o beyaz cizgiden sonrasının aut oldugunu anladıgında coktan be$ikta$'tan gonderilmi$ti.
  • yanlis hatirlamiyorsam bu arkadas besiktas'imiza antalyaspor'dan gelmis idi.

    ben de o zamanlar 10-12 yaslarinda bir genc olarak (pehey 10-12 sene olmus) antalya'da tatil icun bulunmakta, her sabah yaptigim gibi spor (yazin olmasi dolayisiyla da transfer) haberlerini okumakta idim.

    o zamanlar (uzun zamandir uzaktayim, belki hala vardir) hurriyet kelebek ekinin yanisira akdeniz deyu bir yerel ek daha verirdi gazetede. bu gazetenin de spor sayfalari vardi haliyle... ne bileyim serikspor'un 3. lig c kategorisi maclari, kemerspor'un amator kume maclari vesairenin yanisira en onemli haberler hep o zamanlarin 2. lig takimi antalyaspor ile ilgili olurdu.

    o haberlerden en kocamani ise ruzgarin oglu sertan besiktas'ta idi...

    vay anam...

    ruzgarin oglu he mi...

    len ne egzantrik isim o...

    bekledik aylarca ki hala bekliyoruz bir patlama yapsin deyu...

    patladiysa bizim haberimiz olmadi.

    en son baktigimda sol bekten aldigi topu auta kadar suruyordu istanbulspor formasiyla.

    simdilerde bursaspor ile anlasmis.

    hayirlisi olsun...

    yalniz tek bir tavsiyem var bursaspor'a...

    birader su sol aut cizgisine bir adam koyun, bagirsin sertan'a "sag yap birader" diye...

    ruzgarin bacanagi seni...

    hadi ordan.
  • benim de amatör olarak vakti zamanında antalya köyhizmetleri spor'da oynadığımda kulüpte takım fotoğrafları içerisindeki 11'lerde sertan'ı da görürdüm takımın 3. lig zamanlarından tabii ki o zamanlar 3. lig şu zamanın 2. ligine eş değer. ilk profesyonel olduğu takım antalya köy hizmetlerispor ha ben bu bilgiyi neden verdim, kimin ihtiyacı olacak şu an gecenin şu vaktinde bilmiyorum sanırsam topçuluk günlerim aklıma geldi.
  • rutin spor gazetesi ziyaretlerinden birinde ''ben ronaldo'dan daha iyiyim'' diye bi demec vermi$ti ama fazla dikkate alınmadı.
    ben kendi adıma bi sonraki demecinin ben schmeichel'den da iyiyim olmasından korkmu$tum.
  • bizim halı salı takımı dışında her takımda oynamış futbolcu.

    antalyaspor, bursaspor, sakaryaspor , istanbulspor , malatyaspor , beşiktaş , adanaspor , gençlerbirliği, diyarbakır , yozgatspor
  • bu adamin şöyle bir durumu vardi. beşiktaşta forma şansi bulamadiği zaman anadolu takimina kiralanır. o sezon anadolu takiminda 3 buyuklerle oynanan maçlarda firtina gibi eser; ertesi sezon beşiktaşa geri doner ve gene forma şansi bulamaz başka bir anadolu takımının yolunu tutardi. bu bitmeyen gidiş gelişler malatyaspor da noktalanmiş gibi gözüküyor.
  • anlaşaılamamış topçu. tevatüre göre yıllar evvel akmerkez'de yakalanan sergen'e sorarlar, takımdan memnun musun diye, üstad da cevap verir: "sertan ile oynamak ne demek hiç düşündünüz mü? işte, sertan böyle bir oyuncudur, o zamanın büyük ustası sergen'i klimatize ortamlarda derin düşüncelere gark etmiştir. beşiktaş taraftarının nelere gark olduğu ise hâlâ bilinememektedir.
  • hiperaktif, futbolun ayak-top uyumuna gerek duymadığı zaman süperstar olabilecek seabiscuit...
    bir oraya, bir buraya; bir sağa, bir sola koşar durur. hep boş alanlara kaçar, hep top ister ama o topla şimdiye kadar bir şey yaptığını gören olmamıştır.
    ziya doğan'la aralarındaki ilişki, alfred hitchcockla cary grant arasındaki ilişki gibidir... birbirlerini bulamadan rahat edemezler...
hesabın var mı? giriş yap