• tyler durden der ki;
    sahip olduğun herşey, en sonunda gün gelir sana sahip olur.
    ancak, herşeyini kaybettikten sonra, herşeyi yapmakta özgürsün. umudunu kaybetmen özgürlüğündür.
  • hayatına kattığın herşey ruhuna da katılmaya başlar bir süre sonra. bir organın veya dışarıya bir uzantın haline gelir. bağlanmak bazen en pahalı bedelle ödenir.
  • sadece fight club repligi degildir, bu filmden yillar once cekilmis french kiss filminde de bu repligin aynisi gecmektedir.
  • daha da öncesi yoksa, ilk olarak john fowles tarafından, büyücü isimli kitapta yazılmıştır.
  • eğer bir oyunu çok oynarsam bırakırım, bir pantolonu çok seversem hediye ederim, eğer bir kitabı 3 defadan fazla okumuş tekrar okumak istersem hediye ederim... vazgeçemediğin her şeyin kölesidir insan.
  • çoğu insanın ilk kez fight club filminde duyduğu repliktir. aynı o film gibi popüler kültürün ve kapitalizm deliliğinin bir yansımasıdır. günlük hayatta da arabamı değiştirmemle kendimde gördüğüm davranış değişikliğidir.

    köy seven bir aile yapımız var. sık sık gider toprak işleriyle uğraşırız kendimi bildim bileli. üniversiteyi bitirip memlekette çalışmaya başladıktan sonra da bu böyle devam etti. ilk başta abimin aracını yükseltmesiyle boşta kalan paliom ile giderken yaz kış farketmeksizin yolda bir amca, teyze, çoluk çocuk kimi görsem, torbasına poşetine bakmaksızın alırdım. tereddüt ettiğim zamanlar yanından geçerken hüzünlü bakışlarıyla göz göze geldiğim kişileri geçer geçmez fren yapar geri geri gelmek suretiyle o kişiyi arabama alırdım. hatta bir keresinde geri geri gelip aldığım tonton kambur bir amca oturduğu ön koltuğun benim görmediğim açıdaki kısımlarına muhtemelen eline sürülmüş olan mal(inek) bokunu silmişti. bu bile içimdeki yardım etme hissini hafifletmemişti. olsundu, temizlediğimde hiç bişey kalmamıştı.

    ne zaman ki biraz para biriktirip sözlükçülerin gözdesi dizel golfe terfi ettim. işte o gün her şey değişti. bi kere araba yeni kokuyordu ve o kokuyu çok seviyordum. çantası, çuvalı olanları yanlarından geçerken sanki solumda bir şey varmış da oraya bakıyormuşum gibi yaparak es geçiyordum, yağmurlu havalarda uzakta bekleyen kişinin ayakları çamurlu mu diye dikkat kesiliyor, eğer çamur varsa o dikkat kesilen ben değilmişim gibi görmezden geliyordum. baktım insanlığımı kaybetmeye başladım, içimdeki yardım etme hissi günden güne kayboluyor. ben de arabada kullanmak için en koyu renklisinden güneş gözlüğü aldım. kim olursa olsun görmemiş gibi yapıyorum. çalışsınlar onlar da alsınlar, bana ne!
hesabın var mı? giriş yap