• soner yalçın samizdat vasıtasıyla kendisinden bahseder. polis.

    edit: ben tek bi' tespit yaptım, sonrasında amcamın incileri döküldü. madem ki o inciler döküldü; bizim de güzel bi' alıntı vasıtasıyla çorbada tuzumuz olsun.

    emniyet müdürü sabri uzun, 29 kasım 2009'da gazeteci fatih altaylı'ya yazdığı mektupta ve 2010 yılında hanefi avcı'nın kitabıyla ilgili içişleri bakanlığı mülkiye müfettişlerine verdiği ifadede çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. buna göre; 14 haziran 2001 günü (yani daha akp hükümeti yok ama tuncay güney sorgusu yapılmış) emniyet istihbarat daire başkanı sabri uzun'un masasına bir şema geldi. şemayı veren aynı dairede görevli bir polis müdürü olan recep güven'di. bu şema istihbarat şube tarafından hazırlanmıştı. şema "ergenekon" şemasıydı.

    samizdat, sf 74, dipnot 13 / soner yalçın.
  • "dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz. eline silah almış çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de entegre edemiyorsanız devlet değilsiniz"

    şeklinde bir açıklama yapmış emniyet müdürü.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25388167

    bir devlet görevlisinin ağzından böyle şeyler duymaya alışık değiliz pek.
  • "diyarbakır emniyet müdürü recep güven siirt emniyet müdürüydü. gerilla cenazalerinin yanyana gömülmesine bile tahammülü yoktur.

    temmuz 2011'de siirt emniyet müdürü iken bir gerilla cenazesinin sadece 4 kişiyle taşınmasına izin vermiş öğle sıcağında 6 saat bekletmiştir

    gerillaya üzülen emn. müdürümüz gerilla cenazesi yerdeyken bekletmiş mezarının kepçeyle kazılmasına izin vermemiştir. dayanamayıp duvardan++

    atlayarak mezar kazmaya yardıma giden arkadaşlarım da dahil 6-7 kişi daha tutukludur. sonra da pkk'linin mezarına kimse katılmadı diye++

    4 kişinin taşıdığı tabut fotoğrafları ulusal basına dağıtılıp yayınlanmıştır. bu zülmü unutmadık unutmayacağız

    2010 yılında siirt'e geldiğinde ilk icraatı yanmış halde gelen 4 kadın gerilla cenazesini halka vermeyip morgtan kaçırmasıydı

    nisan ayında gece gelen ve tek sloganın dahi atılmadığı gerilla cenazesinde bahane bulamayınca camide yıkanması engellenmeye çalışmadı mı?

    bahsettiğim zaman dilimi 90'lar değildir. 2010-2012 arası siirt'ten bahsediyorum."

    twitter.com/j3az isimli kullanicinin tweetleri.
  • sözleri, ntvmsnbc'nin sitesindeki yorumlar bölümünde "ben insan değilim" nidalarıyla karşılanmış emniyet müdürü.
  • helal olsun, böyle de polisler var işte.
  • turkiye'nin iki milliyetci partisi -mhp ve dtp- tarafindan elestirilen adam.
  • "dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir" diyerek tüm şehit analarına,babalarına,yakınlarına,yıllardır toprak bütünlüğümüzü korumak için canını esirgemeyen ordumuza ve hatta yönettiği teşkilata da insan değil diyen hümanist diyarbakır emniyet müdürümüz. bence kendisi cümlesini yanlış kurduğu için kendini ifade edememiştir.
  • ergenekon örgütü şeması'nın sahibi.

    --- alıntı ---

    diyarbakır emniyet müdürlüğü’ne atanan “dağdaki teröristlerin ölümüne ağlamayan insan değildir” diyen recep güven’in bu sözleri hayli tartışılacak gibi gözüküyor. daha kimse “ergenekon” adını bilmezken recep güven, “örgüt şemasını” tam 11 yıl önce hazırlamış, yeni göreve başlayan istihbarat dairesi başkanı sabri uzun’a o şemayı sunmuş. yetinmemiş, 2006 yılında aynı şemayı yine gündeme getirmiş. yine operasyon başlamamış. ancak, uzun ayrıldıktan sonra ünlü “ergenekon operasyonu” gerçekleştirilmiş.

    “ergenekon bombaları” nın bulunuşundan 6 yıl öncesine döneceğiz. toplam 6 yıl istihbarat dairesi başkanlığı görevinde bulunan sabri uzun’un, mülkiye müfettişleri ferdi ileri, mustafa yavuz, ilhami doğan ve polis müfettişi necat özdemiroğlu’na verdiği 29 ekim 2010 tarihli ifadesi hayli ilginç. çünkü, uzun’un, çok önemli iddiaları var. hem “ergenekon” hem de istihbaratın nasıl çalıştığına ilişkin önemli ip uçları olduğu için o ifadeleri okuyalım:

    "ergenekon terör örgütü" yazıyordu
    “ben 14 haziran 2001'de göreve başladığımda bir şube müdürü önüme bir şema getirdi. şemanın en başında 'ergenekon terör örgütü' diye yazıyordu. şemaya göre örgütün sorumlusu orgeneral çetin doğan'dı. ona bağlı çalışan 5-6 korgeneral vardı. onlardan birisi de çorlu'da görevli korgeneraldi. bunların altında da tuğ ve tümgeneraller vardı. toplam 22-25 kişilik bir şemaydı.
    bu şemayı getiren arkadaşa 'şemanın hukuki bir geçerliliği yoktur. adli işlemlerde ifade tutanakları geçerlidir. bu şema, hangi ifade veya belgeye dayanıyor' diye sordum. tuncay güney'in ifadesini getirttim. hatırladığım kadarıyla 52-55 sayfadan oluşuyor ayrıca 20-22 sayfalık da bilgi notu vardı. ifade tutanağında, ne çetin doğan'ın ne de şemada görülen diğer generallerin isimleri yoktu. sadece veli küçük'ün adı geçiyordu. o da, bu kişinin bir gazetede çalışan emekli generalle arkadaş olduğu yazıyordu.

    istihbaratçı olmaya gerek yok
    tuncay güney'in ifadesinde türk silahlı kuvvetlerinden (tsk) 24 bin kalaşnikof silah alıp bunu kamyonla kuzey irak'a götürdüğünü de belirtiliyordu. ifade tutanağını getiren şube müdürüne yazmasını istedim. 24 ile 3,5'u çarpmasını istedim. şube müdürü bana '84' dedi. 24 bin kalaşnikofun 84 bin kilo tuttuğunu, bunun bir kamyonla taşınamayacağını bilmek için de istihbaratçı olmaya gerek olmadığını, bu ifadede bir hile olduğunu söyledim.

    oyuna gelmediğim için yapamadılar
    2006 yılının ocak ya da şubat ayında ergenekon konusu yine gündeme geldiğinde, başbakanın imzasıyla bütün bu bilgileri genelkurmay başkanı hilmi özkök'ün adına yazılmasını istedim. hatta, üst makamlardan gizli iş yapmanın yanlış olacağını ağır bir ifadeyle şube müdürüne söyledim.

    şimdi anlıyorum ki, şu anda gündemde olan ergenekon operasyonunu, beni iğfal etmiş olsalardı, o tarihte yapacaklarmış. ben oyuna gelmediğim için o tarihte yapamadılar.

    ergenekon operasyonunu yapabilmek için
    görevde bulunduğum dönemde, istanbul'daki bu istihbarat personeline eşimle birlikte araca binerken fotoğrafım çekilmesi talimatı verildiğini öğrendim. işi özü şudur: cemaatin karar organı olan 'şura' benim ergenekon operasyonu yapılabilmesi için görevden alınmamın şart olduğuna kanaat getirmiş. benimle ilgili görevden alınma sürecimi başlatmışlar.

    cemaat bir kişi hakkında operasyon yapıyorsa, onun etrafındaki insanları tamamen uzaklaştırır ve o kişiyi yalnızlaştırılır. daha sonra bu kişiler yayın organlarıyla itibarsızlaştırılır. ben bunları yaşadım. mal varlığı soruşturması açıldı, telefonla arayanların sayısı yüzde 90 azaldı, tanıdıklarım etrafımdan uzaklaştırılıp yalnızlaştırıldım. bütün bunlar, tek bir karargahta hazırlanıp uygulanıyor.

    ben bu cemaatin, bir komutanla ilgili yaptığı yasadışı işi bizzat tespit edip ilgili bir makama 'kişiye özel' yazıyla bildirdim. ne o yazının içeriğini, ne de o makamı, yetki verilmeden asla açıklayamam. benim görev yaptığım zamanda böyle bir illegal örgüt yoktu. böyle bir örgütün varlığından haberdar olsam, yasal gereğini yapardım.”

    “çok yanlış sözler”
    recep güven istihbarat dairesi başkanı ramazan akyürek’in, yardımcılığını yaptı. akyürek alınınca da yerine vekalet etti. “önleme amaçlı telefon dinlemelerinin” en yaygın olduğu dönem olarak bilinir.
    güven’in, “dağdaki teröristlerin ölümüne ağlamayan insan değildir” sözlerini meslek büyükleri yanlış buldu. emekli emniyet müdürleri derneği başkanı barbaros hayrettin aydın’ın da arkadaşları adına sözleri şöyle oldu:

    “insani açıdan yaklaşıyor ama böyle bir ortamda çok yanlış ifade. bir emniyet müdürünün bu şekilde açıklama yapmasını asla etmiyorum.”

    emniyet müdürü recep güven, 11 yıl önce hazırlanan ergenekon şemasıyla ilgili eski başkanı sabri uzun’un iddialarına açıklık getirebilse daha büyük bir hizmet yapmış olur…

    http://www.saygiozturk.net/…asini-yapan-mudur-cikti

    --- alıntı ---
  • (bkz: #30506448)
  • söylediklerini siyaset kurumu showmanleri kendi meşrebine göre eğip bükünce "iyi polis" konumuna düştü, yazık!
hesabın var mı? giriş yap