pass this on
-
the knife grubunun güzel, akılda kalıcı şarkısı öyle ki sabah gözümü açtığımda beynimde yankılanıyordu. son zamanlarda dinlediğim en seksi şarkı...
-
bu şarkının klibini cok sevdigim bir arkadasın ricasıyla indirdigimde ne tür bir surprizle karşılaşabilceğimi bilmiyordum, her sabah gözlerimi açtığımda yaptığım ilk şey olan bilgisayarımın başına geçtim ve bu klibin indigini görüp geriye yaslandım ve klibi açtım.
klib başladı ve bitti bu aralıkta zamanda durdu. arkadaşım dün gece yaptığım homofobikçe şakalarıma karşılık ağzımın üstüne kocaman bir yumruk indirse bu klipten daha az etki bırakabilirdi herhalde. (inanın homofobiklerin, ırkçıların, benim gibi salakların suratına daha iyi ve daha büyük bir yumruk olamaz)
hayatınızda görebileceğiniz en (postmodern) alaturca mekanların birinde, biraraya gelmesi imkansızmış gibi duran garip bir insan topluluğuna bir travesti şarkı söylemeye başlıyor ilkin. yalnız mekan öyle ilginçki ve o insanların o an orada bulunmaları garip bir tezatlık ve absürdlük barındırıyor. mekanda kolunda altın saat, önünde cep telefonu duran siyah-beyaz tshirt altına, eşofmanlı türk, araplar, zenciler, sanırım çingene bir amca, takım elbiseli yaşlı hintli bir adam, oranın sahibi gibi duran ve müşterilerle ilgilenen zayıflama eşofmanlı şişman şarışın bir kadın, yaşlılığının son günlerini yaşıyormuş gibi duran tekerlikli sandalyede bir adam, ne olduklarını çıkaramadığım bir iki kişi (italyan, yugoslav olabilir), nazimsi, hiphop takılan iki genç ve olan bitene alkolün etkisiyle şaşkın bir şekilde bakan bir kadın. arapların oturduğu yerde duvarda mekke camileri desenli yeşil bir namazlık ve içi doldurulmuş bir kartal var, her masada ve mekanın bir çok yerinde çalışan onlarca vantilatör bulunuyor, nazimsi iki çocuğun olduğu yerde duvarda kocaman bir tesbih asılı ve inanılmaz derecede alaturca kokan; ama görünüşüyle bir avrupa barı ya da benzeri bir mekan olduğu anlaşılan ve sanki zamanının bilinmeyen bir noktasına hapsedilmiş gibi duran bu ucubik yerde herşeyin ağır çekimde hareket ediyor olması ise akılda kalıcılığın zirvesine erdiriyor insanı.
harikulade çekimleri sayesinde klib sizi öyle etkisi altına alıyor ki alkolün etkisiyle şaşkın şaşkın bakan o kadın gibi kalakalıyorsunuz olduğunuz yerde. travesti şarkıcının mikrofon başında korkunç seksi dans edişini ve ona bakan nazimsi gençlerle etkileşimini bu müthiş melodi eşliğinde öyle iyi anlatmış ki, biraz sonra o gençlerden temiz suratlı sevimli olanın şarkıcının karşısına geçip ağır çekimde acayip bir şekilde dans etmesi bu kadar garip şeyin arasında beklenilen birşey olmuş oluyor. ama en beklenilmeyini ise o şaşkın bakışlı kadın haricinde kafası kazınmış nazimsi çocuk ve tekerlekli sandalyedeki adamda dahil herkesin piste çıkıp dans etmeye başlması ki "allah allah ne oluyor kardeşim" demeye başlıyorsunuz bu olay karşısında. sonra müzik bitiyor, her şey normal ritmine dönüyor ve oradaki insanlar müziksiz dans etmeye devam ediyor. ve en sonunda tüm olayı şaşkınlıkla izleyen; ama bu olayları aslında pek garip bulmadığı bir şekilde anlaşılan kadınla kalakalıyorsunuz orada.
not:
şarkıyı söyleyen travestinin onunde dans eden temiz suratlı, sevimli veled the knifeı kuran kişilerden olof dreijer, ayrıca o şaşkın bakışlı ve dans etmeye kalkmayan sarhoş kadında şarkıyı söyleyen karin dreijer in ta kendisi. şuh bakışlı, cool travesti rolünü oynayan abimizde (rol değil galiba!!!) inanılmaz etkileyiciydi ki aklımdan kemiksi erkek yüzünün ardındaki müthiş bakışlarını hala çıkaramıyor olmam bunun en temel göstergesi olsa gerek.
neyse sabah sabah bu klibi izledim ve hala etkisi üzerimde, birazdan geçer umarım. son olarak klipte olan kişiler hakkında yakıştırmalarım benim şahsi fikirlerim belirtmek isterim.
şarkının sözlerini de yazayımda kapak olsun:
i'm in love whit your brother
what's his name
i thought i'd come by
to see him again
when you to dance
oh what a dance
when you to love
oh what a love
so mention my achelove
or is it mornign to younger to die back here
i'm in love whit your brother
i'd thought i'd come by
i'm in love whit your brother
yes i am
but mayby i
shouldn't ask for his name
and you dance
oh what a dance
and you laughed
oh what a laugh
does he know what i do and
you pass this on
i want you and
if i asked him once what would he say
is he willing
can he play
i wasn't really looking for some morning
some company only transform it
does he know what i do and
you pass this on
want you and -
doğru sözleri aşağıdaki gibidir.
i'm in love with your brother
what's his name?
i thought i'd come by
to see him again
when you two danced
oh what a dance
when you two laughed
oh what a laugh
has he mentioned my age love?
or is he more into young girls with dyed black hair?
i'm in love with your brother
i thought i'd come by
i'm in love with your brother
yes i am
but maybe i shouldn't ask for his name
and you danced
oh what a dance
and you laughed
oh what a laugh
does he know what i do?
and you'll pass this on, wont you?
and if i ask him once what would he say?
is he willing?
can he play?
if i ask him once what would he say?
is he willing?
can he play?
does he know what i do?
and you'll pass this on, wont you?
and if i ask him once what would he say?
is he willing?
can he play? -
(bkz: huzur bulduran melodiler)
-
ilac sarki biraz. arada loop'a alinim dinlenildiginde iskandinav ritimlerle halinin uzerinde twister oynarmiscasina dans edilebilir. tek basina hemde, evet.
-
an itibariyle beni ve o'nu anlatan güzel eser. bir garip oldum, ağlayıp gülen sakalar gibiyim, kiraz ağaçları çıkıyor ağzımdan gözümden burnumdan, tepesine çiçeklerimi yağdırasım var, camdan uçup kaçasım var, aksi takdirde soyunup yürürken ormanın ortasında bir yerde kök salacam mübarek toprağa ve bir daha soluk almayacam, başka bir şey yapmayacam, neo-mitolojik kaybeden olacağım.
-
ilginçtir ki yazılışı passion'a benzer. klipte anlatılan arzu bizede bulaşır izlerken, klibe karşı bir arzu oluşur ister istemez.
-
klipteki drag queen olarak gösterilen kişi rickard engfors'dır. transseksüel falan değildir.
buna benzer diğer drag queen görüntüleri için;
http://www.lucire.com/2004a/0130fe1.jpg
http://www.lucire.com/2004a/0130fe2.jpg -
varlığına şükrettiğim şarkılardan biri. 100.000 kez daha dinleyebilirim..
-
şarkının sonlarına doğru ikişer kere duyduğumuz (benim içses olarak değerlendirdiğim) bölümün sözleri şu şekildedir:
i wasn't really looking for some more the
some company on the dancefloor and
does he know what i do and
you'll pass this on, won't you and?
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap