• dilimizden yabancı dillere odalisque şeklinde geçmiş kelime.. en nihayetinde bulduk türkçeden diğer dillere geçmiş bir kelime, bokumuzda boncuk bulmuş kadar sevinçliyiz..harbiden..
  • eskiden nikahsiz olarak alinan cariye..
  • osmanlı'da metres.

    soz konusu evlilik di$i ili$ki ya$anan kadina, adam tarafindan bir ev -oda- tutulur ve kadin orada ikamet eder, odalık ismi de buradan gelir.
    cariye, harem ve gozde terimleri ile kari$tirilmamasi gerekir.
  • phorkyas:
    "unuttun mu yoksa senin deiphobos'unu,
    savaşırken ölen paris'in kardeşini, duyulmamış türde
    sakatladığını, senin gibi direngen bir dulu
    zorla kaçırıp odalık aldığını, tadına baktığını*?
    kulaklarını, burnunu kestiğini, korkunçtu bu."

    helena:
    "ona bunu yaptı, benim yüzümdendi bu yaptığı."

    phorkyas:
    "ona yaptığını sana da yapacak, onun yüzünden.
    güzellik bölünmez; kimde güzellik varsa
    kaçınır ortalıktan, ürküp uzaklaşır, tiksinir." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    (bkz: metres), cariye, kurtizan
  • dayanamayacam hepsiburada comun eser ile ilgili notunu yapış edecem na şuraya..

    "içe kapanık japon edebiyatından, ihara saikaku'nun, bir erotik öyküsü, geleneksel japon resim sanatının olağanüstü çizgileriyle, eşşiz bir animasyon filmde canlanıyor. sefahate düşkünlüğün, zirvede olduğu 17.yüzyıl japonya'sında, sadece yüksek tabakadan erkeklere hizmet veren, seçkin ve çekici bir fahişenin, zengin bir tüccar olan yonosuke ile olan, fırtınalı aşk yaşamı anlatılıyor. yetişkinlere, seçkin ve özel bir film

    erotik ve çarpıcı bir görsellik, 'matrix'

    inanılmaz animasyon estetiği ve soluk kesici erotik öykü 'le film français' "
  • odalık nam eski bir eser olduğumuzu sanıp hatırlamadığımdandır ki ideefixe semalarında uçtum ve capan işi eserin bir cd ve bir kitaptan müteşekkil olduğunu öğrendim. ideefixein kitabın arka kapakında yer aldığını iddia ettiği tanıtım yazısı ise şöyledir.

    "içe kapanık japon edebiyatından, ihara saikaku'nun, bir erotik öyküsü, geleneksel japon resim sanatının olağanüstü çizgileriyle, eşsiz bir animasyon filmde canlanıyor.

    sefahate düşkünlüğün, zirvede olduğu 17. yüzyıl japonya'sında, sadece yüksek tabakadan erkeklere hizmet veren, seçkin ve çekici bir fahişenin, zengin bir tüccar olan yonosuke ile olan, fırtınalı aşk yaşamı anlatılıyor. yetişkinlere, seçkin ve özel bir film."

    demek ki matrix, le film français gibi başlıklar hepsiburdanın hepsiorda editleyenleri tarafından metne eklenmiş.

    ayriyeten idefiks bize cd kodunu ve izlenebilecek lisanın türkçe olması bilgilerini de veriyor. yetmiyor, aynı ürünü alanların "tantra tensel hazzı, yudumlayarak, tatma sanatı", "candan erçetinin nedeni", "atom egoyanın exoticası", "emir kusturicanın yeraltısı", "kama sutra" gibi eserleri temin ettiğini gözler önüne seriyor. bu verilerden kimlik tahliline vesair gideceğiz ama, işimiz çıktı, elektrikler filan kesildi.
  • ingres'ın 1814'te yaptığı, çıplak bir cariyeyi arkadan gösteren, louvre müzesinde sergilenmekte olan tablo.
  • osmanlı döneminde, padişahların ve şehzadelerin, saraya alınan karavaşlar arasından gözde olarak seçtiği kadına verilen isimdir.

    aynı zamanda 19. yüzyıl oryantalist resim repertuvarı içinde dikkate değer bir bölümü oluşturan, egzotik oryantalizm örneklerini teşkil eden harem yaşantısı ve hamam konulu eserlerde sıklıkla kullanılan bir doğu imgesidir.

    bu dönem eserlerde doğu temsili olarak resmedilen kadın figürler avrupa'nın o dönemki güzellik anlayışı ile birebir örtüşmektedir. hatta daha geri gidecek olursak bu güzellik idealinin kökü antikiteye kadar uzanmaktadır. doğulu bir dekora sahip iç veya dış mekanda, doğu kostümleri ile resmedilen kadınlar aslında erken rönesans'tan beri batı resminde sıkça işlenen roma mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrıçası venüs'ün temsillerinden başka bir şey değildir.

    oldukça eski ve köklü bir geleneğin ürünü olan venüs betimlemeleri binlerce yıl boyunca farklı karakterler yerine konularak resmedilmiştir. başlangıçta yunan ve roma sanatında heykelleri yapılan ulaşılmaz tanrıçalarda kendini göstermiş olan çıplak ya da yarı giyinik haldeki ideal kadın betimlemeleri, sonrasında avrupa'da hristiyanlığın sanat karşısındaki katı sınırlamaları sonucu uzun bir süre önemini kaybetmiştir. ancak bu dönem içinde yine benzer bir tipolojideki çıplak kadın karakteri olarak havva ortaya çıkmıştır. cennetten kovulma sahnelerinde sıklıkla resmedilen havva figürü, cinsel çağrışımlardan oldukça uzak olsa da tipolojik olarak antikiteyi fazlasıyla yansıtmaktadır. sonrasında giorgione'nin uyuyan venüs resmiyle başlayan hareket, tıpkı bu resimde olduğu gibi resim düzlemine paralel yerleştirilmiş bir döşek üzerinde uzanan çıplak veya yarı çıplak figürlerin titian, velazquez, rubens, goya, manet gibi başarılı ressamlarca tekrarlanmasıyla devam etmiştir. bahsi geçen sanatçılar tarafından yerleşikleştirilmiş bu venüs şablonu 19. yüzyıl itibariyle oryantalist resim geleneğine taşınmıştır. batılı erkek özne için her daim gizemini koruyan harem kadınının görülemezliği ve ulaşılamaz oluşu onun bir fantezi nesnesine dönüşmesine olanak sağlamış ve doğulu kadın figürlere uyarlanan kadim venüs betimlemeleri “odalık” temalı oryantalist resimleri meydana getirmiştir.

    batılılarca harem cinsellik için tahsis edilmiş özel bir alan iken doğulu kadınlar cinsel zevk sunan, her daim müsait ve itaatkar kölelerdir. batılı ressamlar mahrem olanı ve bilinmeyeni, sözde doğulu kadınları, kendi düş dünyalarında yarattıkları biçimde betimlerken, bu betimlerde batılı heteroseksüel bir erkeğin egosu, hayalleri, fantezileri ve arzuları açıkça gözlenmektedir. durgun, uygun pozları ve çıplak bedenleri ile odalıklar, o gösterişli iç mekanların varsayılan erkek sahiplerine ve vekil olarak izleyicilere cinsel ödül olarak sunulmaktadır. dolayısıyla batılı erkek ressamlar tarafından resmedilen harem ve özellikle de “odalık” konulu eserlerin alıcısı da yine batılı erkekler olmuştur.

    çoğunlukla bir omzu üzerinde, yastıklara dayanarak uzanmış olan ve genellikle karşıdan görülen kadın figürlerinin biçimsel benzerlikleri dışında oluşturulma amaçları da ortaktır. venüs imajı da, odalık imajı da dönemlerinin erotizm talebine yanıt verme gayesi taşımaktadırlar.
  • capan menşeeli, orotik ve çizgi bir belgesel film. nası oluyo demeyin kimse bilmiyo.
  • osmanlı zamanında karısı ölen erkekler tekrar evlenme zahmetine katlanmamak adına, evde bir kadın -birden fazla da- olsun diyerek nikahsız hayat sürdükleri kadınların mevzuudur.
hesabın var mı? giriş yap