• yamulmuyorsam daha önce 10 kez all-star olup, bunların ikisinde mvp seçilen, lig'e adımını attığı sene yılın çaylağı olmuş, 1 defa normal sezon mvp'si, 4 kere sayı kralı olmuş, şekli, şemali, hali, tavrı, saçları ile bile nba'in efsane isimleri arasına girmiş ve son sezonu olması ihtimali olan bir basketbolcunun ki adı da iverson'dır, all-star seçilmesine şaşırılmasına şaşırdım.

    -alayına isyan, elin ayvırsın.
  • usher'ın 2010 yılında yeah isimli şarkısıyla hala ekmek yediğini gördüğümüz organizasyon an itibariyle. sahne şovu için ise söylenicek kelime yok.
  • bu yıl 14 şubat günü yapılacak olan organizasyon. o gün i love this game sloganı daha bi anlamlı olacak sanırım.
  • gecenin şimdiye kadarki en iyi hareketleri shakira'dan geldi.
  • 2 sene önceki forma rezaleti, geçen seneki yavan maçtan sonra, iyi gelmiştir bünyeye.

    lakin dikkatimi, lebron efendi çekti.

    aldığın her topu niye potaya atarsın, niye koşturursun çembere? nedir bu, en çok bana soracaksınız, ben saksı değilim havaları?

    dwyane wade'in ödülü aldığı açıklanınca, adamın bildiğin morali bozuldu, suratı falan değişti, wade'e baktı ters ters.

    o zaman hıncal uluç tadında bitireyim;

    lebron adam değil.
  • bu tribünlerle bu iş olmaz dedirten maç olmaktadır. tribünlerde all-star olmalıydı. eşit olarak, panathinaikos, olympiakos, çarşı, gfb, ultraslan, river plate, boca ve texas traftarlarıyla doldurulmalıydı.
    birde o dev ekrana ps3 bağlayıp üst tribünllerden pes 2010 oynama isteği uyandırdı
  • bugüne kadar izlediklerim arasında, 2003'de ki all-star maçından sonra, izlediğim için kendimi şanslı hissettiğim ikinci all-star maçı. 2003'ün neden özel olduğunu anlatmaya gerek yok, o maç her zaman birinci sırada. bunu benim için özel kılan biraz dwyane wade'in mvp olması, biraz maçın sonlarında ki çekişme, biraz da muhteşem şov. haftasonunu gün gün inceleyelim şimdi.

    cuma günkü kısımdan açıkçası zaten beklentim yoktu, o yüzdendir ki anca ilk yarının sonuna doğru uyanabilmişim. uyandım da ne oldu derseniz, keşke hiç zorlamasaymışım bünyeyi. maçta dejuan blair'in performansı dışında akılda yer edecek pek bir şey olmadı. zaten bu seneki kadrolara bir daha bakınca bu maçtan bir şey beklemenin anlamsız olduğu belli oluyor. slam dunk elemesi vasat bile değildi, üstüne bir de nba.com'da yapılan hatayla daha da pişman oldum uykusuz kaldığıma.

    all-star'da cumartesi demek slam dunk contest demek ama önce kısaca diğer yarışmalar hakkında ki yorumumuzu yazalım. öncelikle horse denen yarışma kesinlikle izlemesi keyif verici lakin bunu geçen sene de bu sene de saatinde canlı izleyemedim. kesinlikle diğerlerinin arasına bir yere eklenmeli yada olmuyorsa ntv yada ntvspor bunu da yayınlasın. kesinlike eğlence potansiyeli yüksek bir yarışma, tabi bu seneki gibi üçlük yarışmasına çevirmezler her sene umarım*. üç sayı yarışmasını ise billups'ın kazanamamasına üzüldüm, gallinari'nin sakatlık problemi düşünüldüğünde kendisi en büyük adaydı. artık kısmetse seneye. yetenek yarışması ise adı ile uyumlu olarak dört yarışmacı arasında en yetenekli olana* gitti*. ve gelelim cumartesi gününün asıl anlamı olan smaç yarışmasına. aslında yarışma bile olmadı. nate robinson denen bücür elini kolunu sallaya sallaya ve beğenmesek de hakederek kazandı. burada sorun nate robinson da değil elbet. onun karşısına bu adamları çıkaran nba yönetiminde. demar derozan'ı bir kenara ayırırsak, ne gerald wallace, ne de shannon brown bu yarışmada olmayı hakettiklerini ispatlayacaklayacak bir smaç yapamadılar. hele gerald wallace'ın olayla hiç alakası yoktu. shannon brown ilk denemesinde güzel bir şeyler yapacak gibi durdu ama onda da başarısız olunca ikinci kez denemedi ve bu adam için mi bu kadar yaygara koparıldı diye düşündürdü. nate robinson ve demar derozan çok kötü demek haksızlık olur ama vasatın biraz üzerinde denebilecek smaçlarla geçiştirdiler. hadi fazla haksızlık etmeyeyim aslında ikisininde birer smacı fena değildi ama o kadar. fakat bu iş böyle gitmez, bu yarışmanın eski günlerine dönmesi için mutlaka yıldızlardan faydalanmalı nba yönetimi. yoksa gidişat kötü.

    gelelim pazar geceki maça. kadrolara bakınca artık net bir şekilde anlaşılıyor ki bir devir kapanıyor. sakatlığından dolayı oynamayanları çıkarırsak, 24 oyuncudan 9'u ilk defa all-star oldu. ama insan gene de eskilere özlem duyuyor yahu, al horford'ın all-star olduğu yerde shaq'ı arıyor gözler ister istemez. tabi eski toprakların aldıkları sürelerde gittikçe azalıyor, misal kg sadece 13 dakika oyunda kalmış.
    sahada ki dev ekrana değinmeden geçmek de olmaz. bunu yapanlar insan olamaz diyorum ama içten içe öyle bir ekranda bir pes atsak nasıl olur demekten de kendimi alamıyorum.
    cumartesi gecesinin hayal kırıklığını sağolsun wade, lebron ve howard yaptıkları smaçlarla ve şovlarla unutturdular. son anlarda yaptığı hata için deron williams'a teşekkürü borç bilirim, belki de dwyane wade sayesinde mvp oldu. ödül de çok yakıştı kendisine bu arada.

    seneye los angeles daha heyecanlı bir cumartesi gecesi ve güzel bir maç daha geçirmek dileğiyle entryyi burda bitirirken, önümüzdeki sene ile birlikte 8 senedir doğuya all-star vermeyen nba yönetimine de sitemlerimi iletirim.
  • shooting stars'i canini yedigim becky hammon onderligindeki teksis takimi kazandi. dirk * ve kenny'e * tebriklerimi sunar, becky'i ise her yerinden operim.
  • ya arkadaş babam bile kadroları gördükten sonra ''oğlum şakin oniyıl nerde'' diye sordu.

    evet bende aynı soruyu soruyorum şimdi, david stern ve koclar sözüm size: oğlum şakin oniyıl nerde lan. nedir sizin amacınız son all star'ı bu adamın bir daha istesen de yok. bu kadar senenin hatrına hak etmedi mi bu adam son kez all star olmayı. jordan a gelince oluyo iverson a gelince ilk beş shaq a gelince ''yok la yaşlandı zaten o kocaman poposu var oynamasın yavuşak'' bir de yerine aldıkları adam al horford lan şaka gibi eh artık duncan post up yapar, al horford rebound falan alır bizde eğleniriz bir güzel.

    nası süper di mi..
hesabın var mı? giriş yap