• 9. senfoni'yi nota yığını, sistine şapeli tavanını boya yıgını, la sagrada familia'yı inşaat yıgını, kendini de et yıgını olarak goren insanların anlamlandıramadıkları yapıdır.

    görebilmek için sadece bakmak yeterlidir. ama algılamak çaba ister...
  • dünyas mirasıdır, atalarımızın tarihte bıraktığı bir izdir. insanlık için üretilmiş bir yapıdır. neticede taştan yapılmıştır evet, ama en ufak bir şeyi bile üretmekten aciz insanlar tarafından "taş yığını" olarak adlandırılması da ironiktir.
  • bu köprünün ne anlama geldiğini görmek istiyorsanız, köprünün sonunda sağda bir fotoğrafçı var. mutlaka girin o dükkana. aslında müze duvarları gibi, köprünün aşama aşama yıkılma süreçlerini gösteriyor, devasa fotoğraflar. köprüyü korumak için üzerine asılan araba lastiklerinin paramparça olduğu bir resim var hele, insan o zaman anlıyor bir taş yığını insanların hayatında nereye oturur.
    sonra köprünün tamamen yıkıldığı bir resim var, kocaman bir boşluk, havaya gidiyor sanki köprü ayakları. sadece ve sadece o boşluğa bakarak bosna savaşını bile tasvir edebilirsiniz.

    halkların arasında koca bir boşluk yığını
  • ta$lari oyle bir koymu$lar ki ust uste, bir sure once kopruyu onarirken, aralarina koyduklari harcin, ne oldugunu bulmaya cali$iyordu bilim adamlari. atalarimizin estetik duygularinin, bizden daha geli$mi$ oldugunun, en guzel ispati. gordukce, zarif dedemle ovunesim geliyor fena halde...
  • teknik olarak da estetik olarak da şaheser bir "taş yığını"dır.
  • gecen pazar, gunduz yayinlanan bir magazin programinda levent yuksel'e bakis acimi degistiren kopru..

    spiker- onunuzde yeni projeler, konserler vs. var mi?
    l.y. - evet.. mostar koprusu diye bir yer varmis.. osmanli doneminde cok onemli bir kopruymus ama savasta yikilmis.. sonra yeniden insa etmisler ve yeniden acacaklarmis. acilisina katilmasini istediginiz sanatci anketi yapmislar, ben cikmisim.. oraya gidecegim hede hodo..
    (bkz: dusunuyorum oyleyse varim ama ben kimim)
  • (...)

    çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
    biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.

    yahya kemal beyatli
    (üsküp hakkındaki kaybolan şehir adlı şiirinden. ama görüldüğü üzere, ha üsküp ha mostar işte...)

    (bkz: kaybolan şehir/@aficionado)
  • mostar köprünün acilisi ile bosnadaki uluslararasi yönetimin, cok kültürlü toplum ve yasam geyiklerinin gereksizligi kanitlanmistir. bu nasil garip bir istir ki, programi düzenleyen ekip icinde bir tane bile müslüman bosnak yoktur? ne garip bir restorasyondur ki, tarihinden, kim tarafindan yapildigindan tek kelime bile bahsedilmemistir?
    acilisin yapildigi gün sokaklari dolduran beyaz avrupalilar baris ilahileri okuyordu. evet evet baris ilahileri. onbinlerce insan katledildi, milyonlarca kitap yandi, muhtesem bir kültürün neredeyse bütün yazili kaynaklari tarihe karisti ve avrupalilar 10 sene gecikmeyle baris getirdiler mostara. bunu yemeyecegiz. balkanlarda baris icin tek yapmamiz gereken, tekrar viyanaya dönmektir.
  • bosnalı mimar hayrettin osmanlı’nın batıda ulaştığı en uç noktada osmanlı’nın ve islam’ın mührünü vurmak için köprüye hilal şekli verip üzerini bembeyaz mermerler ile döşedi. allah’ın (c.c) güzel isimlerini çağrıştırmak için de 99 basamak yaptı. bu sebepledir ki, hırvat topçusunun 9 kasım 1993 sabahı saat 08:10’da neretva üzerinde bir gökkuşağı gibi asılı duran mostar köprüsüne atış yaparak yıkmaya çalıştığı bir köprüden daha fazlası; boşnakların geçmiş ile aralarındaki bağları idi.
  • köprü konusunda hassas olan boşnaklar tekrar inşaasında eski taş blokların kullanılmasını istemiş fakat analiz edilen taş bloklar bombalama ve nehir suları ile zayıf düştüğü için yeterli mukavemeti sağlayamacağından dolayı kullanılmamıştır. çözüm olarak köprünün taşlarının alındığı kireçtaşı ocağı seçilmiş, taş bloklar buradan alınmıştır.
    ancak bu mimaride bir taş köprüyü yapmak zordur. mühendisler aradıkları çözümü bulurlar, taşları birbirine demir çubuklar tutacaktır. eski yıkıntıları incelediklerinde görürler ki köprü zaten bu yöntemle yapılmıştır. ünlü demir ustalarına ölçü verilerek istenilen çubuklar yaptırılır, taşlar buna göre hazırlanır. ancak bir problem daha vardır. taşların arasından sızan yağmur suları demiri oksitleyip direnci azaltabilir ve kırılmalara yol açabilir. demiri bu korozyon korumak için koruyucu boya gibi bir madde ile kaplamak gerektiğinin farkına varırlar. yıkılan taş blokları ve demir çubukları incelediklerinde ikinci kez şaşırırlar. çünkü hayrettin demirleri kurşun ile kaplamıştır. ama nasıl? taş blokların ortasındaki demir çubuğun yerleştirildiği yerden yukarı bir kanal açılmıştır. taş yerleştirildikten sonra kurşun buradan aşağı dökülür.üstün bir mühendislik ürünüdür. inşaat firması aynı yöntem ile demiri kaplar. kurşun dumanı solumak kansere yol açabileceğinden bu adım dikkatlice yapılmalıdır. eski taşlarla kaldırımlar da yenilendikten ve (ki kaldırım taşlarının nereye geleceğine ünlü bir arkeolog inceleyerek karar vermiştir) kilit taşı yerine konduktan sonra hizmete açılmıştır.
    kaynak: mostar köprüsü belgeseli
hesabın var mı? giriş yap