• bikaç gündür estirdiği rüzgardan korkarak, karalamak için şimdi de alevi olduğunu ısıtıp ısıtıp kamuoyunun önüne sunuyorlar.
  • başarısızlığına emin olup da neden hevesle saldırdıkları anlaşılmaz. yandaş medyanın baykal'a bu kadar yüklendiği görülmedi.
  • facebook'taki sayfası çoktan 300,000 hayran sınırına dayanmış politikacı, chp'nin genel başkan adayı, umudu.

    http://www.facebook.com/…ll#!/k.kilicdaroglu?ref=ts
  • iyi bir insan ve iyi bir politikacı olduğu hemen anlaşılan kişidir. ama chp'nin bu yapısıyla istediği değişimi yaratamayacaktır, hele ilk başta önüne o kadar çok engel çıkaracaklardır ki bürokrat günlerine dönmek isteyecektir. bol şans diliyorum kendisine.
  • kurultay salonuna gitmek için eşiyle birlikte yola çıkmış. kızı, damadı, torunu duru ve komşuları balkondan el sallayarak uğurlamış. 'torunum duru'dan uğur öpücüğü aldım'' demiş.

    (bkz: allaam yareppim)

    baykal'ın kaset olayında da söyledim. özel hayatı siyasete alet etmek, siyasete olumlu etkisi oluğu zaman kimse tarafından sorun edilmiyor. millete süper baba kemal imajı vermek için "torunumdan uğur öpücüğü aldım" derken iyi. mutlu aile tabloları pazarlamanın siyasetle bir ilgisi var mı?

    eğer ileride ailenle olumsuz bir durum yaşarsan ve medya bu işe burnunu sokarsa, "lütfen özel hayatım siyaset malzemesi yapılmasın" diye çemkireceksin ama değil mi?
  • umarım, beklentileri bosa cıkarmaz.

    umarım, baykal gibi, "duymadım-görmedim-bilmiyorum" demez.

    umarım, statüko ve beyaz türk hayranlığı yerine, gerçek sorunlara eğilir.

    umarım, bir zamanlar kendi ailesine, halkına, kişiliğine, kimliğine yapılan baskıyı bilerek, gücü sevenlerin ellerine gectiğinde neler yapacağını bilerek hareket eder.

    umarım, devlet bizim devletimiz, ne yaptıysa gecmiste kabulumuzdur demez de, sorgular, hesaba ceker, gerekirse kendi namına özür diler.

    umarım, ders almaz, ders verir, örnek olur,

    umarım, kısa sürede etrafına toplanan yalakalar topluluğu medya mensuplarına göre değil, vaatlerine göre hareket eder.

    umarım, cinerler, doğanlar, mutlular değil, işçiler, köylüler, ciftciler önderi olur,

    umarım, en sonunda bir adam, en sonunda chpli biri, parti ismine layık olur,

    umarım, ayrıştırmaz, birlestirir.
  • yolunun her zaman açık, başının her zaman dik olmasını istediğimiz, kendisinden çok şey beklediğimiz siyasetçi
  • chp lideri seçilmesinden sonra kendisini zor günler beklemektedir.

    akpnin bir sonraki adımı chpdeki değişimi test etme girişimi olacaktır zannediyorum. kılıçdaroğluna "madem değiştiniz, gelin şu türban sorununu çözelim o zaman" diye bir teklif götürebilir ve kılıçdaroğlu köşeye sıkıştırılabilir. chpnin o kemikleşmiş tabanının hassas olduğu böylesi bir konuda akp ile işbirliğine gitme sonucunda oy kaybetme ve, "değişim" iddialarını boşa çıkaracak olan, işbirliğine gitmeme durumu ile karşılaşabilir.

    akpnin yapacağı ölümcül hata ise bu saatten sonra sosyal politikalara ağırlık vermesi olur. çünkü bu saatten sonra emekliye yapılan her zam, öğretmene verilecek olan her ek ders ücreti artışı "bak kemal geldi, akpnin aklı başına geldi" algısı ile chpnin zafer hanesine yazılacaktır.
  • umuttur. dürüstlüktür. sakinlik, sükunettir. liderdir, halkçıdır. türkiye'nin uzun zamandır ihtiyaç duyduğudur.

    korkularının kokusunu alabiliyorum. 2002'den beri süregelen bu buhran ve bu buhranın savunucularının korkularını gördükçe, 8 yıldır mutlu olmadığım kadar mutlu oluyorum. ilk defa bu anlamda yüzüm gülüyor, ilk defa rahatladım. gerçekten üzerimde çok büyük bir sinir, stres varmış. türk haklı mutluluğu hak ediyor. kemal kılınçdaroğlu'na teşekkürlerimi sunuyorum buradan. iyiki varsın kemal kılınçdaroğlu, iyi ki başbakan adayı oldun türkiye'nin gandisi.

    bir daha dile getirmek istiyorum: korkunuzu görmek, hissetmek beni orgazma ulaştırıyor. çok mutlu oluyorum.
  • efendim, kendisine ilişkin erken tarihe yönelik bir arşiv araştırması yaptım buyurun;

    maliye bakanlığı hesap uzmanı olduğu bir dönemde 26 nisan 1975'te "vergi kaçakçılığını önlemek.." (milliyet) başlıklı yazısı ile ilk kez politik bir tavır aldığını söylemek mümkün. bu yazısında vergi kaybını önlemenin vergi yasalarını değiştirmekten geçtiğini savunmuştur. sonra 1979'da maliye hesap uzmanları derneği'nin düzenlediği bir panelde "vergi denetiminin yeniden örgütlendirilmesi" başlıklı bir sunum yapmıştır. buradan anlıyoruz ki kılıçdaroğlu 70'lerin ikinci yarısında vergi kaçakçılığından bir hayli dertli bir karakter.

    maliye ve gümrük bakanlığı gelirler genel müdür yardımcısı olduğu dönemde 1989'da izmir'de düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmadan da aynı kaygıları 1980'lerde de devam ettirdiğini görüyoruz.

    1990 yılında maliye ve gümrük bakanlığı gelirler genel müdür yardımcısı iken tek faturalarındaki kdv'nin doğru olmadğına ilişkin bir tartışmaya katılarak bunun katma değer vergi kanununa aykırı olmadığını ve tüm dünyada böyle uygulandığını belirtmiştir. (26 haziran 1990) aynı yıl uğur dündar'ın işte hayatımız adlı programına konuk oluyor (kasım 1990).

    17 mart 1991'de servet beyanının kaldırımasına ilişkin bir yazı kaleme alıyor (milliyet). burada bu beyanın kaldırılmasını eleştirenlere cevap veriyor. bunun bir vergi kaçırmaya neden olmayacağını savunuyor.

    1992'den itibaren bağ-kur genel müdürüdür ve ilk önemli açıklaması "bağ kur'lular bu yıl primlerini aksatmasınlar" olur. bu açıklamasının nedeni kısa süre sonra anlaşılır bağ-kur ödeme sıkıntısı yaşamaktadır (kurum sağlık hizmetleri verememekte ve maaşları ödeyememektedir) ve ona göre bu sorun "yeni yasal düzenlemeyle" giderilebilir. kısa süre sonra yüz bağkurludan ancak birinin düzenli ödeme yaptığını açıklar. bir habere göre bağ-kur'un gelirleri 1.402 milar tl giderleri ise 2.082 milyar tldir (milliyet, 2 mayıs 1992).
hesabın var mı? giriş yap