kafir
-
kök anlamı arapça'da "örten, kapatan" olan kelime, "toprağı örten, kapatan" mantığıyla "çiftçi" anlamında da kullanılır. dinî terminolojideki kullanımı ise, "apaçık hakikati örtüp görmezden gelen" mantığına dayanır.
klasik dönem türk şiirinde ise, kelimenin kullanım maksadı "siyah, simsiyah" demektir.
mesela, nedim'den:
hâl kâfir, zülf kâfir, çeşm kâfir el-aman!
ser-be-ser iklim-i hüsnün kâfiristan oldu hep
yani diyor ki hazret:
el-aman; benin kafir (simsiyah), saçın kafir, gözün kafir... baştanbaşa bütün güzellik iklimin kafiristan olmuş!
gene nedim'den:
şöyle gird olmuş frengistan, birikmiş bir yere
sonra gelmiş, gûşe-i ebrûda hâl olmuş sana
yani ki:
şöyle içiçe girmiş de bütün kafir ülkesi (simsiyah küfür bölgesi), bir yere birikmiş. sonra da gelmiş kaşının köşesine (öylece simsiyah) ben olmuş!
bir de kelimenin, "naz konusunda ileri giden zalim sevgili" gibi bi mantıkla da kullanıldığı var. gene nedim'den:
tahammül mülkünü yıktın, hülâgû han mısın kâfir!
aman dünyâyı yaktın, âteş-i sûzan mısın kâfir!
bu gazel sonuna kadar aynı redifle devam eder, "kâfir, kâfir!" diye.. sevgilinin ölçüsüz nazı, şairin ölçüsüz niyazı! -
kökü küfr ve küfûr olan kelime. köken olarak "örtme" manasını taşır. peygamber islamı tebliğ ederken gerçek hakikati görmeyen ve göstermeyen kişilere yakıştırılmıştır. bir nevi hem kendisi için hem diğerleri için "hakikatin üstünü örten" kişilere kullanılır.
sözgelimi arap dilinde bir kişinin yaptığı iyiliği görmemek de küfür olarak adlandırılır. çünkü yapılan iş küfran-ı nimettir. -
kafirin etimolojisini incelediğinde, karşınıza çiftci çıkacaktır.
“toprağın üzerine örten kimse” anlamında kullanılagelen kafir kelimes,i zamanla anlam kaymasına maruz kalarak, “gerçeği bilerek gizleyen, gerçeğin üzerini örten” anlamında kullanılmaya başlanmıştır.
şimdi özel mesajla “kafir” olduğumu iddia eden arkadaşa, buradan vereyim cevabını.
islami prensipler üzere yaşayan ve ve kuran-ı kerim’i allah’ın kitabı olarak gören kimselerce, kuranda geçen ya da geçtiği düşünülen (yorum farklılıkları buralardan kaynaklanır) herhangi bir konuda itirazı olan, ya da kuran’ı ve islamı tümden reddeden kimselere kafir denmesi olağandır. allah'ın indirdiği ile hükmetmek konusu ise biraz çetrefilli. bu konuda ortaya atılan görüşlerin çokluğu, çeşitliliği ve bazen birbiri ile çelişikliği göz önüne alınırsa, islamın çerçevesinin genelde bireyin iç dünyası, kişisel alanları ile sınırlı olduğunu; genele ilişkin konularda ise evrensel hukuk ve değerlerin dışına marjinal bir kaç yorum dışında çıkılmadığı görülür.
örneğin; islamın bir devlet modeli yoktur. bu çerçevede gerçek anlamda seküler bir laiklik anlayışının uygulandığı, gerçek hukukun toplumsal ilişkileri düzenlediği ve kişisel özgürlüklerin en geniş çerçevede yaşandığı bir ülkede müslüman gibi yaşamak en kolay olanıdır. müslümanım diyen insanların, müslümanlık adına sık sık fetva vermeleri dinlerine yapabilecekleri en büyük kötülüktür.
yunus suresi 100. ayet şöyle der ''allah taakkül etmeyenlerin üzerine pislik atar, zorluklar verir.'' taakkül, “işletilen akıl” demektir. bir müslüman aklını işletmiyorsa kendi için cehennemlerin en büyüğünü hazırlamaktadır.
islamın savunulmaya ihtiyacı yoktur. kimseye ispat edilmesine de ihtiyaç yoktur. “onu biz indirdik, biz koruyacağız” diyen bir allahtan daha kuvvetli koruyucu ve ispat edici de olamaz. bu noktada sözlükte sözde mücahitlik yapıp egosuna, hırsına, benliğine, din süsü vermektense, “madem müslümanım, bu din bana ne diyor, ne istiyor benden” diye merak edip sormak, araştırmak daha makuldür. -
ar. gerçeği örten, saklayan; nankör.
-
ayaan hirsi ali nin infidel isimli kitabının türkçeye çevrilmiş ismi.
-
bir hitap cumlesinde kullanilacagi zaman tek bashina kulaga pek hosh gelmeyen ve bu yuzden bre gibi tamamlayici bi nidayla kullanilan sozcuk.
- oluceksin bre kafir
- oluceksin kafir
den cok daha etkileyici oldugunu dushunuyorum sahsen -
örtmek manasına gelen küfr kelimesinden türemiştir. tohumu toprakla örttüğü için çiftçiye, karanlığı ile her şeyi örttüğü için de geceye arapça'da kafir denmiştir. hakikati örtmeleri nedeniyle inkar edenlere de bu isim verilmiştir.
-
enfes gaza getiren ve iç titreten bir nile parçası. madem çevirisi yazılmamış onu da ben yapayım;
kafir!
allah'tan başka tanrı yoktur
allah'tan başka tanrı yoktur
gerçek ilahtan başka tanrı yoktur
saklı ilahtan başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
allah-u ekber!
merhametsiz bencil adına
dünyaların lideri adına
yargı günün sahibi
bize öfke kazananların yolunu göster
ve o yoldan gidenleri
kafirler gelince
sen onları uyar ya da uyarma
onların hepsı bir
onlar imansız
ve onlara korkunç bir azap var
kafir!
insanlık
yaratana ibadet et
seni yaratan
ve senden önce gelen
insanlık
maymun atanın oğulları
kendini ateşten koru
kafirlere hazırlan
yakıtı taşlar ve insan olanlar
allah'tan başka tanrı yoktur
allah'tan başka tanrı yoktur
gerçek ilahtan başka tanrı yoktur
saklı ilahtan başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
başka tanrı yoktur
allah-u ekber!
o değil de nile neden böyle bir şarkı yapma isteği duyar lan?
edit: grubun beyni karl sanders bir süre müslümanlarla yaşamış ve onların haksızlığa uğradığını düşündüğü için jest olarak yazmış. -
ibn ömer r.a. demiştir ki: resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu :
bir şahıs din kardeşini ''kâfir!'' diye, itham ederse, söylenilen bu iddia ya sözün muhattabına
ya da söyleyen kişiye râci olur. eger küfür ithamına maruz kalan kişi söylenildigi gibi hakikaten
kâfir ise o zaman o şahıs ehl-i küfürdür; söz yerini bulmuş olur. eger itham edilen kişi kâfir değilse,
söylenilen iddia boşta kalmayıp söylenen kişiye geri döner (o kişi kâfir olmuş olur).
buhâri edep 73; müslim iman 111 -
bir ülkede azınlıkta kalan kanaat sahibi. istanbul'da hıristiyan, italya'da müslüman kafirdir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap