jude

• almanca yahudi
  ayrica (bkz: hey jude), (bkz: jude law)
• temasını alphonse daudet nin jack romanı ile kıyaslayabileceğimiz film. herşey çürüse de elimizde kendi değer yargılarının tamamen arkasında ölecek/yaşayacak bir esas oğlan kalıyor, fimi tamamen umutsuz yapmayan da bu.
• michael winterbottom sinemasının en başarılı örneklerinden biri. daha ilk dakikalardan gelecek o trajediyi hissediyorsunuz. jude'la sue'nun en mutlu anlarında bile her şeyin iyi gitmeyeceğini görüyorsunuz, mimiklerde değil jestlerde değil ama bütün olarak bakınca perdede hep acı var. sue ve jude arasındaki büyük aşk, toplumun yazısız kurallarının baskısı altında aşklarını yaşatmaya çalışırken bir yandan da hayat içinde tutunmaya çalışmaları, tüm zorluklara rağmen vazgeçmemeleri ve sonunda yaşadıkları, sue'nun kaderden aldığını düşündüğü ceza, jude'un kendilerine olan inancı; öyküdeki her noktanın sağlam bir senaryoyla ortaya konduğu bir uyarlama bu. karanlığın edebiyatı, trajedinin estetiği, hayat karşısındaki çaresizliğin gerçekliği.
  
  ve en son repliğinde jude'un inancına hayran kalıyorsunuz:
  
  - we are man and wife, if ever were two people on this earth.
• o ne bicim bir filmdir oyle? oldum bittim geberdim, aglayamadim bile mal mal bakakaldim. kesinlikle izlenmeli, sonunda calan parca bulunup adi sani bana soylenmeli.
• iyi ki dogmus, buyumus, benim olmus. dogum gunu kutlu olasica, kurban oldugum.
• not yazmis caktirmadigini dusunerek. ''hayatimin en guzel tatilini gecirdim. senin yaninda her yer bana cennet'' demis. bilmukabele lafi hic olmadigi kadar cuk diye oturmakta. bil yani.
  
  gunlerden cumartesi. saat 4 nerdeyse. uykun var. hadi iyi geceler.
• seviyom la. oyle boyle degil. uyusun da buyusun..
• james lipton inside the actors studio'ya katılan jude law'a sorar:
  "jude the obscure musun yoksa hey jude mu?"
  jude law da fena halde brit bir aksanla th'i patlatarak "both" der ve devam eder:
  "sanırım ikisinden de biraz. annem ikisinin de kendisi için özel bir anlamı olduğunu söyler. bana hamileliği sırasında şarkı piyasaya çıkmış ve aynı süreçte romanı da okumuş."
• 3 yaşında o balkondan düşmeyeydi iyiydi. normale dönemedi.
  
  kardeşi zırtapoz, annesinin sesi güzel, babası selamun aleyküm der. kendisi de bunların karışımı.
• river phoenix'in ikinci ismi.
  - why jude?
  - hey jude