• 1930lar buhran donemi amerikasının yarattigi en unlu suclu. kısa omrune bircok banka soygunu, silahlı catısma, hapisten kacıs, polisi maymun edis sıgdırmıstır. 31 yasina geldiginde fbi tarafindan bir numarali toplum dusmanı ilan edilmis ve o donem birlikte oldugu kadının ihbarıyla sinema cıkısı tuzaga dusurulerek oldurulmustur.
  • godardin a bout de soufflesinde jean paul belmondo ve jean sebergin arasindaki iliski sanki bu adamin hikayesinden geliyor. soygun yapmaya her an musait bir adam, gordugumuz kadariyla bir sebekesi de mevcut, sevgilisi var baska bir uyruktan, ve sevgilisi ihbar ediyor adami.
    ah bir de derlerdi godard o senaryoyu hep cekimlerden bir gun once yazdi diye, dogrudur oyle yazmistir ama amcam amerikan b tipi filmlerinden etkilenirken bu adamin hikayesini de kacirmamistir gozden saniyorum, hadi o kacirdiysa da goruyoruz ki bilincalti kacirmamis.
  • etrafı federallerle* çevrilmiş durumda bulunan sinema kapısından çıktığında, önce kapıda kendisini teşhis etmek için bekleyen ve dillinger'ın dışarıya çıktığını sigarasını yakarak arkadaşlarına işaret eden ajan melvin purvis'in gözlerinin içine sonra da sokağın karşısındaki polislere bakmış ve durumu anlayarak kaçmaya başlamıştır.
    3 ajan tarafından arkadan ateşlenen 3 mermiyle vurulmuştur. mermilerden ikisi sırtından, en ölümcül olanı ise ensesinden girerek sağ gözünün altından çıkmıştır.
    hatıra almak amacıyla pek çok kişinin mendillerini dillinger'ın yerde biriken kanına batırdığı rapor edilmiştir. aynı şekilde hatıra olarak saklamak amacıyla mezar taşı pek çok kez parçalanmış ve yenilenmek zorunda kalınmıştır.
  • posteri halen fbiın atı$ poligonlarını süslemektedir.
  • şiddetten kaçınırmış, halka yakın davranırmış falan derken insani yanları yüksek bir karakter ortaya çıkarılmış ve bunun üzerinden yorumlanmış bir kişidir. hele mann filminde tam bir kahraman gibi gösterilmektedir.

    oysa fbi kayıtlarina göre o ve çetesi içlerinde polis memurlerı da bulunan 10 kişinin öldürülmesi ve 7 kişinin de yaralanmasından sorumludurlar.

    filmde aşık olduğu kadına sadakati olduğu ön plana çıkarılmaya çalışılsa bile genç metresiyle sinema çıkışında öldürülmüş olması çelişkisi filmde de gözlerden saklanamamıştır.

    sonuç olarak doğasından şiddete düşkün amerikan toplumunda, otoriteye ve servete düşmanlığın hat safhaya vardığı kriz yıllarında, biraz da iyi yürütülmüş halkla ilişkiler ve satın alınmış kilit noktada kişiler ile akıllıca yaratılmış gibi görünen bir pozitif şöhret oluşmuş gibi görünmektedir. peki bu dillinger'ın ne kadar işine yaramıştır. şöyle söyleyelim bunca dillere destan kariyeri 1933 eylül'ü ile 1934 temmuz'unda öldürüldüğü gün arasında bir yıldan az sürmüştür. öldüğünde 31 yaşındadır.

    http://www.fbi.gov/…amcases/dillinger/dillinger.htm
  • tam adı john herbert dillinger.
  • tutuklu bulunduğu yerlerden kolayca kaçmasıyla nam salmış banka soyguncusu. kanımca kaçış maceralarından en ilginç olanı indiana'daki bir tutukevinden siyaha boyadığı bir tahta parçasını polise silah diye yutturması ve tüymesidir.
  • bir banka soygunu esnasında gişe önünde ellerini kaldırmış duran adama;

    "paranızı alın beyefendi, sizin paranızı değil, bankanın parasını çalmaya geldik." diyen abd'li ünlü banka soyguncusu gangster.

    (bkz: public enemies)
  • fotografina bakarak soylemek gerekirse bu eleman, resmen problem cocuk filmindeki papyonlu mahkum-suclu.

    edit: film duzeltmesi icin hamzaya tesekkurler. ben evde tek basina filminde gordum diye hatiriyordum.
hesabın var mı? giriş yap