• the following dizisinde kevin bacon ile birlikte baş rol oynayacak aktör.

    yönetmenin şöyle bir yorumu var kendisi için:

    "gözlerinin içine baktığınızda biraz ürküyorsunuz. çünkü sizi öpecek mi yoksa öldürecek mi bilemiyorsunuz."
  • rome'daki performansıyle gerçek mark antony dirilse 'abi sen ol mark antony sana daha çok yakışmış, biz yeterince mark antony değilmişiz' derdi heralde. şahsen seyrederken adnan oktar misali iltifat etme sanatının inceliklerini tatbik ettim. kendi kendime kedi canını senin ekolünden pek çok latife türettim. o ne güzel adam yarabbim, soruyorum?

    hele ki, rome'da mark antony'nin umursamaz, çok da şeyimde tavırlarını canlandırırken, ya da mısıra sürülürken atia'nın kapısında muhafızlar içeri girmesini engellediklerinde atia diye bağırırken....

    bu arada mark antony bu adam olsaydı ben de olsam cleopatra'nın yerinde beraber ölmekte beis görmezdim. bu adamdan sonra yaşayıp napacaksın.
  • the following izlerken bir bakıyorsun kevin bacon'a, hep böyle bir kakası gelmiş de tuvalete gidememiş adam bakışları, bir chuck norris stayla sabit bakışlı donuk oyunculuk. csi new york'ta sürekli 'bir derdim var' yüz ifadesiyle gezen gary sinise vardi ya, onun gibi. gerçekten de bu herifin en başarılı performansı hollow man filmindeki görünmez adam karakteriymiş. sonra james purefoy'un karakterinin sahnesi geliyor, adamın 70-80 değişik tipte gülümsemesi var. hiç konuşmasa yine rakı muhabbeti yapar.

    bazan wesley sneijder galatasaray'da inanılmaz bir ara top atıyor ama takımda kimsede o futbol zekası olmadığı için boşa giden pas sonrası bir an 'allam ben nerdeyim' gibi bir ifade oluşuyor ya yüzünde, hah bu herif de kevin bacon'ın oyunculuğuna bakıp aynı ifadeyle "düzenleyeceğiniz cast'in amk" demiyorsa terbiyesizim.
  • rome da gordugumuz kadariyla (bkz: tas) gibi bi abi. bunda canlandirdigi marcus antonius karakterinin de etkisi yadsinamaz.
  • madem ki çoluklu çocuklu, minaresi yıkılmış fakat mihrabı yerinde duran hatunlara milf deniyor, 1964 doğumlu bir de çocuk sahibi bu enfes adama filf dememizde bir sakınca yoktur sanırım. rome'u izledikten sonra "yau o kadar kostümü kime giydirsen karizmatik olur" şeklinde düşünülse de kendisinin değil roma askeri üniforması çuval bile giyse, hatta -tercihen- çıplak bile olsa karizma saçmaya devam edeceğini görmek için google images'da kısa bir gezinti yeterlidir. ingiliz aksanıyla konuşur, oyunculuğu on numaradır -mark antony'yi oynamamış adeta yaşamıştır, bir de az önce fena halde sikko bir frankenstein uyarlamasını 2 saat gözümü kırpmadan izletmiştir.
  • the following ile kutsal olmuştur.

    ama o bir katil değildir; o bir azmettirici de değildir, o başka bir şeydir. bunun için the following izlenir.

    tiyatrocu olduğundan belki böyle etkileniyoruz bilmiyorum ama evet şu anda yaşayan
    en yetenekli oyunculardan biridir ve izleyicileri üzerinde büyük bir etki yaratmaktadır. bir anlamda hakikat dizi olmuştur.

    the following'deki rolü tesadufi değildir. saygıyla ve sevgiyle selamlıyoruz kendisini
  • sırf onu seyredebilmek icin the following i takip ediyorum , masterpiece sozluk karsılıgıdır bu adam.
  • tarihin gördüğü en iyi marcus antonius....

    --- spoiler ---

    and i have an angry morb that will roast and eat your man of quality on the ashes of the senate house

    --- spoiler ---

    (uhaha tabii muhtemelen marcus antonius'un kendisinden sonra)
  • tam bir drama oyuncusu. ingiliz aksanı ve gözlerini kısarak attığı bakışlarla hem kendini izlettiriyor hem de rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. * bu adamı gördükten sonra diğer adamlarda hep bir eksik görüyor insan.
  • (bkz: semigod)
hesabın var mı? giriş yap