• buna bulduğumu düşündüğüm çözüm şöyle:
    itinayla hayatınızın amına koyunuz ve kariyerinizi sikiniz.

    sonra da yeniden, o duygularınızın hepsini de karıştırıp, tüm atarınızla hepsini yeniden kurunuz.

    hala düzelmiyorsa bi daha, bi daha...
  • kaplumbağa eviyle bu sendromlu kişi wc ile birlikte yaşar!

    herkes bir otele gidince manzaraya vs'ye bakar önce ya o banyo temiz mi diye bakar; ne olur ne olmaz zira! sınav, toplantı,iş güç dinlemez bu sendrom. servisle gidilen işler bu açıdan kabustur;saatlerce suskun olan sendrom kapıdan çıkmaya 5-10 dakika kala belirir, servisi kaçırıverirsiniz, açıklaması da güçtür geç kalınca işe. ve bu durum günlerce seyredebilir, yapacak cidden kesin bir şey yoktur, bitmesi o dönemin geçmesi gerekir. sakince uykuya dalsanız da geceyarısı sizi ve çevrenizi çaresiz bırakan kramplarla bırakabilir. yarım bardak kola bir geceye malolabilir. debridat vs hak getiredir o esnada. enteresan bir şekilde kas gevşeticiler biraz rahatlatabilir. anlayışlı sevdikleriniz varsa en azından bir de bunu dert etmemiş olursunuz, iyi gelir.

    alerjiniz mi var? ya da son zamanlarda böyle bir kaşıntı, hapşırık vs var bunda etkin olan sendromdur.

    eğer idealist vs biriyseniz hayatınız daha zordur (muhtemelen bu yüzden sizde konuçlanmıştır bu sendrom aslında). size uymayan ayakkabı tarzında bir hayatınız varsa fizyolojik ve psikolojik olarak kendinizi cendereye sokarsınız.

    bağırsakların cidden bağırmasıdır bu sendrom. takmayın etmeyin ciddiye almayın hayatı (dermişim şimdi!).
  • tibet'in gençlik pınarı hareketleri bunu düzeltmek için oldukça yararlıdır.
  • universiteye hazirlanirken ve ilk senesinde, bayagi muzdarip olmustum bundan. sonra bizim orada bir rum doktor vardi, yaslica bir amca. "ekmek yeme, baharatcilardan bira mayyasi al. sabah aksam suya karistirip, ic." dedi. aninda duzeldi. bir ay kadar, bok gibi bira mayasi icmeye devam ettim ama.
  • insani hayattan sogutabilen bir hastalik. yaklasik iki uc senedir karnimin davul gibi sismesinden sikayetciydim, ama gastroenteroloji hakkinda cok bir bilgim olmadigindan nedeninin gastrit oldugunu saniyor, gecistiyordum. ama son sene artik oyle bir sekle donustu ki basa cikamaz hale geldim. bir ara ciddi ciddi hamile olup olmadigimi soran insanlar oldu. son derece normalken, iki dakika icinde sisebiliyordum. sonra bir gastroenterologa gittim ve hastaligima reflu ve spastik kolon teshisi konuldu. bu aralar spasmomen kullaniyorum, ne kadar ise yarar bilemem, cunku doktorun da dedigi ve benim de emin oldugum gibi tamamen stresle alakali. eger bir de cok mukemmelliyetci ve idealist bir insansaniz gunleriniz bu hastalikla zehir oluyor... cok guzel bir gunde bile olusan en ufak bir stres, korku size karin sismesi olarak geri donecektir. bir de bazen oyle bir agri yapar ki, evlere senlik...
  • ismi ciddiyetini vurgulamaktan cok uzak olan sendromdur. ibs yerine internette gördügüm bir isim alternatifi olan hells asshole syndrome kendisini sahsi fikrimce cok daha iyi tanimlamaktadir. hayatimin son 9 yilini ibs ile yasamis biri olarak yeni tehsis olmus potansiyel okuyuculara kendi tecrübelerimden yola cikarak bazi tavsiyeler vermek istiyorum.

    öncelikle üzgünüm, gercekten. eger durumunuz gercekten kötüyse, artik dayanamiyorsaniz, hayatinizi böyle devam ettiremeyeceginizi düsünüyorsaniz, artik bir seyler yapmanin zamani geldi diye düsünüyorsaniz, hayatinizda cok radikal bazi degisiklikler yapmaniz gerekecek. ya sizin onu ya onun sizi yokediceginin farkina vardiginiz an geldiginizde hayatinizda yeni bir döneme girecekseniz. benim acimdan öyle olmustu en azindan. bagirsak bölgemde sorunlarim ilk ortaya ciktiginda daha 12 yasinda bir cocuktum. cok iyi hatirliyorum bir gün okulda dersteyken bir atak gecirince doktora gitmek icin dersten cikmami, ordaki hemsirenin bana tuvalete gitmemi önermesini. ne oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yoktu ama gectigi icin cok da umursamamistim sahsen. sonra ataklar siklasmaya basladi, 13 yasindayken de artik her günümün bir parcasiydi. her ne kadar annemle babama sikintilarim oldugunu anlatmaya calissam da normaldir dediler. ben de iyi tarif edememisimdir tabi, ufacik cocuktum ve bu tarz konulardan bahsetmek beni cok rahatsiz ediyordu. sonunda kücük bir cocuk olarak hayati böyle kabullendim, cünkü kimse normal olmadigini kabul etmek istemez. bir kac yil olaylar böyle devam etti. gecirdigim her atak sonrasi, kendimi eve ya da en yakin tuvalete attigim her gün sonrasi internette bir cevap arama cabalarim, yasadigim sinir bozukluklari... sonra gün geldi artik canima tak etti. bu olay böyle devam etmeyecekti. böyle bir yasama devam etmek bir alternatif degildi.

    17 yasimdaydim ilk kez bu konuda bir doktora göründügümde. sözde isinin cok büyük uzmani olan bu doktor hanim bana ilk teshis koyan insan oldu. ibs dedi. ne oldugu hakkinda en ufak bir fikrim olmasa da, en azindan sorunlarima artik bir isim koyabildigim icin, savasabilecegim bir kavram oldugu icin huzur bulmustum biraz. ibs dedi. irritabl bagirsak sendromu.

    bir sendrom nedir? sendromun bildigimiz grip gibi, bronsit gibi hastaliklardan farki nedir? öncelikle bunu ögrenmen gerekiyor ey okur. cünkü eger hayatina ibs ile devam edeceksen, etrafindaki her dallamaya en az bir kere bunu anlatacaksin. bir sendromu her zaman tedavi edemezsin. sendromun semptomlarini tedavi etmeye calisirsin. bir ibs hastasinda bir cok semptom görülür. bagirsaklarin asili kasilmasi, sismesi, ishal, kabizlik, bunlara bagli stres vb. eger ibs ile yasiyorsan ishal icin nane cayi icebilirsin, düzelmene yardimci olur, ayni zamanda bol su icebilirsin, bagirsaklarda emilimi arttirdigi icin atak riskini düsürür, kasilmalar ve spazmlar icin agri kesici alabilirsin (bkz: buscopan plus), sindirilmesi zor, özellikle yagli yiyecekleri yemeyi birakabilirsin, ama alacagin herhangi bir hap, ya da olacagin herhangi bir operasyon, bu sendromu tedavi etmez.

    tabi bunlar 17 yasindaki crovax'in bildigi seyler degildi. doktor tarafindan aciklanmis seyler de degildi. o doktora hala her gün küfrederim, cünkü her ne kadar sonunda tehsis koymus olsa da, bana bir antidepresan vererek herseyin düzelecegini söyledi. ilk verdigi ilac (bkz: librax), bir sikime yaramamakla beraber aldigim ikinci gün ekstra alerjik ve cocuklugu alerjik astim la gecmis bir bünye olan bende alerjik bir tepkimeye yol acti. bir aralik günü hali sahada dop deperken kasilmaya baslayan yüz kaslarimla beraber dakikalar icinde bir mutant a dönüserek hayatimin en kötü saatlerini yasatti bana. yasamayan birinin anlayabilecegi bir sey degil bu pek ama aynaya baktigimda gördügüm yansimanin benden cok korku filmlerinden cikmis bir canavara benzemesi, su hayatta yasadigim en korkunc seydi.

    sonra ayni aminakodumun doktorunun verdigi antidepresani kullandim iki ay boyunca.antidepresan kullanmayin. en azindan tirt olanlari kullanmayin. adini hatirlayamadigim bu ilaci kullandigim iki ay boyunca gün gectikce daha da depresiflestim, cünkü hala eskisi kadar kötüydüm, cünkü hala yasadigim her günün en azindan bir kismi kabus gibi gecmeye devam ediyordu, fiziksel ve zihinsel sikintilarimda en ufak bir azalma olmadi. 2 ay sonunda sinirli bir sekilde tekrar doktora gittigimde daha önce bana bu sekilde bir cok hastasini tedavi ettigini, "internette bir sürü hastanin yazilarini okudum, tedavisi yokmus" dedigimde de internette okudugum herseye inanmamam gerektigini söyledi g.t .

    sonra gittigim baska bir doktor bana bazi yagli yiyeceklerden uzak durmami söyledi ve yemeklerden önce talcid sonra duspatalin almami söyledi. cok dramatik bir degisiklik olmadiysa da 2 yila yakin aldim bu ilaclari. sonra elime gecen eating with ibs kitabi hayatimdaki ilk köklü degisikligi yapmama sebep oldu. kitabin dedigine göre artik süt ürünleri, kirmizi et, herhangi bir yagli sey, yumurta, siyah tavuk ve hindi eti, sert taneli seyler, asit orani yüksek seyler, gazli icecekler tamamen yasakti. 18 yasinda sagliksiz beslenen tipik bir türk genci olarak 1 gün icinde bu saydigim herseyi birakmak büyük ihtimalle hayatimda yaptigim en zor seydi. cok iyi hatirliyorum ilk günümü, buzdolabini acip dolu olan dolapta hicbirsey bulamadigimda yasadigim o hayal kirikligini ve sinir bozuklugunu. ama böyleydi artik hayat, sike sike afedersiniz. 3 ay icinde verdigim 10 kilodan sonra insanlarin sagligim hakkinda endiselerini dile getirmeye baslamasi, derdimi kimseye anlatamam, kimsenin duyarli olmamasi, hala en yakinlarinim bile artik yemem imkansiz olan seyleri yemem icin israr etmelerini. insanlarin yanimda yemeklerden, bilmemnerde bilmemneyin ne kadar güzel yapildigindan, yemekten aldiklari zevklerden falan bahsetmelerini.

    ey bunu okuyan dertdasim, sana bu olaydan anlayan her doktor ya da bu olaya sahip her hasta hic bir seyi takmamani söyleyecek. kolay degil tabi aminakoyim bu hayatta hic bir seyi takmamak ama en az takicagin sey etrafindaki insanlar olsun. seni hicbir zaman anlamayacaklar, hicbir zaman da duyarli olmayacaklar. olmalarini bekleme. bu hayatta herkesten cok yalnizsin.

    ibs hakkinda yaptigim en mantikli sey besin intoleransi testi yaptirmakti sanirim. ne olursa olsun bunu yaptirin. ben yaptirdigimda baya tuzluya patlamisti ama su hayatta harcadigim en iyi paraydi sanirim. intoleransiniz olan gidalar tetikleyicidir, o yüzden bu testi yaptirdiktan sonra hangi besinlerin sizin icin güvenli oldugunu, hangilerini sartlar ne olursa olsun yememeniz gerektigini gösteren en önemli sey bu olacak. sahsen bahtsiz bedevi olarak 43 tane besine intoleransim cikmisti. sorsaniz cogu insan sayamaz 43 tane farkli besin. bu intolerans olayinin 4 farkli seviyesi var. ilk seviyedeki besinleri 3 ay, ikincidekileri 6 ay yemedikten sonra 5 günde bir yiyebiliyorsunuz. 3 ve 4. seviyelerdekileri hayatiniz boyunca yememeniz gerekiyor. her ne kadar hayatimda yaptigim en zor sey olsa da bu ikinci diet degisimi 6-7 yil sonra yasadigim en normal ve huzurlu günleri de beraberinde getirdi. bu intoleransim olan besinleri yemedigim ve ek olarak probiyotik kullandigim(yogurt degil tabi ki) günlerde ataklarim bir süre gercekten de azaldi. tabi bu besinleri yememek 3 ay boyunca pirinc yememek, 6 ay boyunca maya icerdigi icin ekmek yememek, hayatim boyunca süt ürünleri, yumurta sarisi, sogan yememek anlamina gelse de ilk defa biraz huzur bulmami saglayan seylerdi. gittigim doktor bir bakteri uzmaniydi ve ayni zamanda bir diyetisyene de gidiyordum. imkaniniz varsa bu konuya asina bir diyetisyene gidin, benim gibi aylar boyunca etiyopyali gibi gezmeyin. alisveris yapmak muhtemelen iskenceye dönüsecek. almak istediginiz herseyin icindekiler kismini okuyup geri biraktiginizda ayni caresiz duyguyu yasacaksiniz. testin sonuclari ne olursa olsun süt ürünlerini kullanmaktan kacinmaniz tavsiye edilir, yani yediginiz cikolatalar, bisküviler, tatlilar kisacasi tadi güzel olan herseye elveda demeniz gerekiyor. yediginiz herseyden plastik tadi almaya baslayabilirsiniz. bu konuda en büyük yardimciniz soya sütü ve yan ürünleri olacak. piyasada satilan her cikolatada süt proteini bulunur, ama alpronun bu danone gibi olan tatlilari ve aromali soya sütleri hayatinizin tek tatlisi olabilir.

    yukarda demek istedigim asil sey internette insanlarin yazdigi, glutenli yiyecekler yemeyin, tavuk yemeyin, ketcap yemeyin, tuzu tamamen birakin gibi seylerin her insanda ayni sonuclari vermeyecegini ve size neyin iyi gelip neyin kötü gelicegini sadece bu sekilde ögrenebileceginizi anlatmak. kisacasi internetteki ibs dietlerine kanmayin.

    cogu doktor size bu hastaligin psikosomatik oldugunu, herseyin kafanizda oldugunu, stres yapmazsaniz herseyin düzelecegini söyleyecek hatta arkadasim dediginiz gerizekalilar "abi psikolojik yeaa ehehehe" diyecek. bunlar külliyen yalan. bana bu hastaligin nedeni konusunda sadece bir kez mantikli bir aciklama yapildi. son gittigim doktor bendeki sorunlarin nedeninin cocuklugum boyunca kullandigim onlarca astim ilacinin bagisiklik ve sindirim sistemimin amina koymasinin sonucu olusan bir durum olarak aciklamisti. 1.5 yil psikologa gittim ve bu süre zarfinda bir psikiyatrdan receteli ilac da aldim. hic biri bir sike yaramadi. ne zaman intolerans testini yaptirdim, ya da kullandigim ilaclari degistirdim, o zaman bir degisiklik gördüm. hersey kafanizda falan degil. stres her ne kadar herseyin nedeni olmasa da bazen tetikleyici olabildigi ya da durumu kötülestirdigi dogru. mümkün oldugunca rahat olmaya bakin. takmamaya calisin hic bir seyi. gerekirse yoga ya da meditasyona falan gidin.

    ilac olarak verecegim tavsiyeler meteospasmyl ve debridat. gercekten mucize etkiler yaratabiliyor. daha önce haftada 4 ataktan assagisini iyi bir hafta olarak degerlendirirken, su an 2 hafta atak gecirmedigim oluyor. ama dedigim gibi sizin icin dogru olan dieti bulmaniz cok önemli.
    spor yapin. kosun, agirlik calisin. fiziksel olarak da yardimcidir ama sahsi fikrim zihinsel olarak daha cok yardimci olur. yiyemediginiz yemeklerin, ibs yüzünden cikamadiginiz gezilerin, katilamadiginiz partilerin, arkadaslarinizla disari cikamadiginiz gecelerin acisini sporla cikarmaya bakin. eger vücudunuzda bir sakatlik yoksa kesinlikle düzenli spor yapin ve diger seylerden alamadiginiz hazzi spordan almaya bakin.
    en önemli tavsiyelerimden biri, bir cizelge mümkünse günlük tutun. gecirdiginiz her atagi 0-10 arasi kötülük derecesine göre not edin. haftada kac atak gecirdiginizi uzun süreli bir sekilde kaydederseniz, hangi tedavilerin size iyi geldigini ya da hangilerinin bir sike yaramadigini ya da en basitinden durumunuzda bir düzelme olup olmadigini gözlemleme sansiniz olur.
    ellerinizi, ayaklarinizi ve midenizi mümkün oldugunca sicak tutun. insanlar tisörtle gezerken deri eldiven giymekten cekinmeyin. siktiredin ne düsünürlerse düsünsünler.
    kendinize bir rutin belirlemeye calisin, yani her gün ayni saatte tuvalet ihtiyacinizi gidermeye calisin. gerekirse yarim saat kalin tuvalette deger. ciktiktan sonra buscopan plus ve nane cayi tavsiyelerim. nane ve papatya cayi her zaman dostunuzdur. bol bol su icin. cok bol bol ama öyle böyle degil.
    uzun yolculardan kacinin malum nedenlerden dolayi.
    kafaniz güzelken atak gecirmezsiniz sacma sapan bir sey yemediginiz sürece. ama bol alkollü bir günün ertesi günü acilardan acilara gark olabilirsiniz.
    disarda yemek yemek isterseniz tavsiyem cin lokantalaridir. bol yagli olan türk mutfagi ya da süt ürünleri üzerine kurulu italyan mutfagi (bkz: pizza) (bkz: parmesan) ya da fast food sizin icin kötü secimler. biliyorum bu arkadaslarinizla cogu zaman disarda yiyememek anlamina geliyor. icerigini bilmediginiz hicbir seyi yemeyin. özellikle soslardan uzak durun.
    yemek zamanlarinizi evden cikisiniza göre ayarlayin. atiyorum evden cikmadan bir saat önce birseyler yiyin. son dakkada birseyler yiyip cikarsaniz disarda sorun yasama olasigiliniz daha cok artar. ne kadar erken o kadar iyi.
    gün gelicek yiyemediginiz yemekler ya da sorunlariniz yüzünden davet edilmediginiz etkinlikler size koymayacak sadece tek bir dileginiz olacak. acinin yokolmasi. herseyi siktiredeceksiniz hayatta iskence gibi o agrilari ve acilari bir daha cekmemek icin. lanet edeceksiniz tecavüzün kacinilmaz oldugunu belirten o hareketlenmeler baslayinca, ensenizden assagi dogru o terler dökülmeye baslayinca..
    eger kaciriniz yoksa, yumurta kapiya dayandiysa, diger insanlarin ne düsündügünü takmayin, gidin tuvalete, gelmeyin uzunca bir süre.
    dedigim gibi etrafinizdaki insanlarin ne düsündügünü pek fazla umursamayin. unutmayin beraber büyüdügünüz, ayni okullara gittiginiz, ayni seyleri yaptiginiz cok yakin bir arkadasinizla bile bir yerde ayni hayati yasamiyorsunuz. bunun bilincinde olun. eger durumunuz konusunda espri yapiyorsa insanlar, ruh halinize göre onlarla beraber gülün, ya da kirin agizlarini(hakediyo bazen ibneler). etrafinizdaki insanlarin sorunlari cok yalan gelmeye baslayabilir. normaldir, en büyük derdi kiz arkadasiyla yasadigi tartisma olan bir insani anlayamazsiniz. ya da vermek istedigi birkac kilo icin sürekli yakinan insanlarla empati kuramazsiniz. cünkü bu insanlar ne kadar aciktiklarindan dem vururken, sizin mecburiyetten aksam yemegi olarak yediginiz bir paket yulafli bisküvi gelir akliniza. ya da caniniz cok yandigi icin yemek yiyemediginiz geceler, son 6 saat icinde aldiginiz tek besin nane cayi olan günler gelir akliniza. unutmayin baska bir ibs hastasi sizi hayatta en iyi anlayacak insandir. tanidiginiz hicbir insandan göremeyeceginiz sempatiyi tanimadiginiz bir hastadan görmeniz cok daha olasidir. o yüzden cekinmeyin. konusun insanlarla. facebookta ibs support group ve bilimum internetteki hasta gruplarina bir göz atin. güclü olmaya calisin. her gecirdiginiz gün bir iskenceye dönüsse de, disari cikamamaya basladiysaniz da, sosyal hayatiniz dibe vurduysa da, etrafinizdaki herkesi zaman zaman esek sudan gelinceye kadar dövmek istiyorsaniz da, devam edecek gücünüz kalmadiysa da, vazgecmeyin. kolay yolu secmeyin. cünkü sadece zayiflar kolay yolu secerler.
  • 10 gündür; günde belirli aralıklarla beni ziyaret eden; geldiğinde de en az 20 dk oturan bir orospu çocuğudur. kapıdan kovsan bacadan geliyor.

    not: koltukta göt baş açık uzandığım anda yakaladı beni. uykudayken, savunmasızken.
  • sanırım insanlar ismine bakınca "vay amına koyım o ne öyle, irritabl bağırsak sendromu. çok mühim bişey olsa gerek!" diye düşünüyorlar. oysa ki olay tam tersidir. tamamen psikolojik bir rahatsızlıktır(en büyük etkeni de strestir). sanıyorum ki doktorlar böyle gelen hastalara "tamamen psikolojik, yaşam tarzını değiştir" deyince insanların ters tepki gösterdiklerini, psikolojik kelimesini hiç sevmediklerini görünce bir isim yaratalım diye düşünmüşler ve ortaya gayet karizmatik ve mühim bir şey gibi duran "irritabl bağırsak sendromu" çıkmıştır. tabii benim tahminim böyle, tıbbi bir gerçek değildir(ismiyle ilgili en azından).

    sözlükte bununla ilgili yazıları okuyunca böyle bir kanıya vardım. tipik hasta modeli vardır ya, bir sürü şikayeti vardır ama oysa ki ciddi hiçbir şeyi yoktur, ama doktor birşeyin yok deyince "ne biçim doktor bu, hiçbir şey bilmiyor" moduna girer. hah işte bu tip hastalar onlara ilaç yazılınca, bir sürü tetkik yaptırınca, bir hastalık adı konulunca resmen mutlu olurlar ve bu hastalıkla da resmen gurur duyarlar. sanırım bu rahatsızlığı olan insanlar da bu moda giriyorlar.

    yapmanız gereken şey gayet basit: eğer çok rahatsız oluyorsanız, dayanamayacak kadar kötü durumdaysanız, hayat tarzınızı değiştireceksiniz.

    dipnot: yanlış anlaşılma olmasın, çektiğiniz ağrılar, ishaller falan gerçek, biliyorum. ama bu bir hastalık değildir. sizin kendi vücudunuza yaptığınız işkenceye vücudunuzun cevabıdır.
  • tamamen psikolojik bir rahatsızlık değildir. bu hastalık, doğuştan var olan ya da daha sonradan oluşan bağırsaktaki şekil bozuklukları ve ilerleyen dönemde görülen bağırsak kıvrımlarının kaybedilmesi ile birlikte ortaya çıkar. bu yüzden hastalığın teşhisi için kolonoskopiye başvurulmaktadır. stres ve diğer psikolojik etkenler sadece tetikleyici olabilir. bağırsaktaki kaybolan kıvrımların yeniden kazanılması gibi bir durum söz konusu olmadığı için, bu hastalığın tedavisi yoktur. bu sebeple doktorlar tetikleyici etkenleri en aza indirmek ister ve hastanın yaşam şekli ile ilgili tavsiyelerde bulunur. ideal yaşam şeklini sürdürseniz bile, hastalıktan tamamen kurtulmanız mümkün değildir.
  • bu rahatsızlıktan mütevellit kronik ishal sorunu yaşayan birisi olarak geçenlerde solgar advanced multi-billion dophilus kullanmaya başladım... günde 1-2 tablet diyor ama ben gece yatmadan önce bir tablet içiyorum. bu besin takviyesine başladığımdan beri hem ishal ortadan kalktı hem eskisi kadar şişkinlik yaşamıyorum... kabızlık sorunu yaşayanlar için bir şey söyleyemem ama ishal sorunu yaşayan arkadaşlara denemelerini tavsiye ederim... geçmişler olsun, zor rahatsızlık valla...

    yıllar sonra gelen edit: hangi probiyotiği kullanırsanız kullanın, hiçbiri evde yapılan doğal yoğurdun yerini tutmuyor, bilginize :)
hesabın var mı? giriş yap