• icra edene duruma gore "yuh hayvan yavrusu" da denilebilir..
  • şimdi efendim, şunu öncelikle söylemek isterim ki, kesinlikle ama kesinlikle bir sanattır illüzyon. yalnızca "sanat" da değil, aynı zaman da "teknik"tir. en basit illüzyon gösterisinden, en sofistike olanlarına kadar hem iyi bir sunuş gerektirir, hem de üzerinde çok çalışılmış hileli aletler hazırlama becerisi. bu yüzden, illlüzyon, hem sanatı hem tekniği bir arada barındıran az sayıda uğraş alanından biridir.

    ama maalesef, pek bir tepeden bakılır bu sanata. insanlar "şaklabanlık", "hokkabazlık" der küçük görür. hollywood filmlerinde genellikle iyi karakterler olarak gösterilmezler illüzyonistler.

    bu sanata meraklı ve öğrendiği numaraları çevresindeki insanlara yapmayı seven bir amatör olarak, izleyiciyi dört gruba ayırabilirim:

    1) “aaa… bu imkansız… sen kesin bir hile yaptın” cılar: her on izleyiciden ikisi bu gruptandır. hiçbir şekilde izleyicinin geri zekalı olduğunu göstermez, çünkü öss’de derece yapmış odtü’lü bir mühendisten bile böyle bir tepki aldım. (cem yılmaz bir gösterisinde sağlam dalga geçmişti bu gruptakilerle).

    2) “ben sırrı anladım… sır kesin şu:… öyle değil mi?.. öyle öyle, anladım ben, evet kesinlikle benim dediğim gibi” ciler: bunlar, maalesef, ilk gruba oranla daha fazladır. her on izleyiciden üçü diyelim. bunlar, gösterinin büyüsünü kaçırmak için hep beraber hazırlanıp yemin etmiş gibidirler, gösteri başladığı andan, bittiği ana kadar, hemen her harekette, “aha yakalıyorum, aha yakalıcam, aha yakaladım” deyip, gösteri bittikten sonra da tahminlerini sıralarlar. sanırım, bir illüzyon gösteri izlemeyi eğlenceli bir uğraş olarak görmekten ziyade, zekalarına yapılan bir saldırı olarak algılamaktadırlar.

    3) “hmm… çok ilginç…” ciler: en “cool” grup bunlardır. heriflerin yanında dinozor yapsanız kendinizi, yine de şaşırtamazsınız. o kadar duyarsızdırlar. on kişiden ikisi diyelim.

    4) “ … “ : işte, en super illüzyon izleyicisi bu son gruptakilerdir. izlerken çıtı çıkmaz, yorum yapmaz, dikkat dağıtmaz, gösteri bittikten sonra da gözleri faltaşı gibi açılır kalır. büyülenmiştir. “nasıl yaptın?” diye sormaz. “hassiktir!” deyip saçını başını yolar, “imkansız bu!” der düşünmeye başlar, dakikalar geçer hala dünyaya dönemez. böyle izleyiciler bulmak, amatör illüzyonistler için bir keyiftir. bir defasında, böyle birine “bak ben bir amatörüm, o yüzden sırrını anlatmam da bir sakınca yok” demiştim, adam “sakın anlatma, büyüsünü bozma! bırak kalsın böyle” demişti. (bu son gruptakilerin çoğu sanata meraklı fen fakültesi öğrencileridir bu arada).

    uzun lafın kısası, çok ama çok keyifli bir uğraş alanıdır.
  • "illuzyon; icimizdeki boslugu gizlemek icin lazimdir.."*
    (bkz: criminal minds)
  • çok eski zamanlardan bu yana, hindistan'da kulaktan kulağa anlatılagelen bir söylence vardır.

    bir gün tanrı brahma, sonsuzluğun getirdiği yalnızlıktan çok sıkılır ve eğlenmenin bir yolunu arar...

    bunun üzerine tanrıça maya'yı yaratır. ona var olma nedenini anlattığında, güzel tanrıça biraz düşünür ve şöyle der: "senin için hayal edilebilecek en muhteşem oyunu yaratacağım, yalnız söylediklerimi harfiyen yapmalısın!"

    brahma, maya'nın tarif ettiği şekilde evreni; yıldızlar, gezegenler, ay ve güneşi yaratır.

    maya şöyle der: "yarattığın illüzyonlar dünyası harika, ama yapmanı istediğim bir şey daha var..."

    "...öyle zeki bir hayvan yapmalısın ki, bütün bu yaratımın değerini anlasın".

    nihayet brahma, insanı yaratır.

    güzel tanrıça heyecanlanarak, brahma'yı yatırır ve milyarlarca parçaya böler. her bir parçasını bir insanın içine yerleştirdikten sonra, brahma'ya son kez seslenir ve şöyle der: "şimdi kim olduğunu unutacak ve tekrar hatırlayana dek burada kalacaksın..." ekler, "oyun başlasın".

    söylenene göre, brahma o günden bu yana, hala kim olduğunu hatırlamanın yollarını arayıp durur.
  • (bkz: illuminati)

    göstermek istedikleri gibi gösteriyorlar. anladınız siz onu.
  • bu konuda şu videodan daha ileri gidilebileceğini görebileceğimizi sanmıyorum ama bu duygu da sutyenin icat olduğu dönemde 'bu tutmaz!' diyen adammışım gibi hissetmemi sağlıyor. dur bakalım, bekleyip göreceğiz. (ilk sutyen tahtadan olsa da fikir tutmuş. -bu bilgi gerçektir.-)

    video
  • "ne ölüm, ne de hayat! hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. hiçbirinin eli bana değmiyor. çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar. varlığıma nedensizlikten delirdim ben. hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. hepsini giydim. hiçbiri olmadı. hepsi dar geldi. inansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. okyanuslar kırmızı olurdu. pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. ama inanamadım. bir türlü inanamadım… bütün hayat bir illüzyon. benim gibi.''

    hakan günday - kinyas ve kayra
  • (bkz: yaşam)
hesabın var mı? giriş yap