• 1951'de nazım hikmet'in yüzüne tüküren cumhuriyet'te 1964'te şu güzel yazıyı yazmıştır:

    "biz bir garip ülkeyiz. yabancı ülkelere yalnız işçi, doktor, mühendis değil şair de ihraç eden bir ülke!.. çünkü şairlerimize bile nefes almak imkanını vermiyoruz. hemen söyleyeyim ki, bütün bunları nazım hikmet'in komünist olduğunu bile bile yazıyorum. bir şairin komünist olması, eğer onu kendi vatanında kendi dilinin edebiyatından silmek için yeter sebep olsaydı dünya edebiyat tarihinin çetelesini tutmak çok zor olurdu... komşumuz yunanistan'ın (benzer) şair ve yazarlarına reva görmediği muameleyi nazım hikmet'e yaparız. ama fransız halkı salle pleyel'de nazım'ı türk şairi diye alkışlar...

    ...

    söylendiğine göre nazım hikmetkaçmasaymış öldürülecekmiş. gene de:

    - kaçmasaydı da öldürülseydi!.. diye temenniler savuranlar var. böyle düşünenlerden birine bir ünlü şairimiz:

    - dostum, sen hiç öldün mü? diye sormuş.

    biliyorum ki kaçıp amerika'ya yerleşmenin vatanseverlik, kaçıp rusya'ya yerleşmenin vatan hainliği sayıldığı garip ortamda yaşıyoruz. buna rağmen, nazım hikmet'in affedilip hapisten çıktıktan sonra ölüm tehdidi altında yaşadığını ileri sürenlerin iddialarını aydınlatıcı incelemeler yapmak gerekir. eğer doğruysa, bir şairi on iki yıl zindana atmak, çıkardıktan sonra da:

    - seni öldüreceğim... diye tepesine dikilmek ve canını kurtarmak için kaçtığında "vatan haini" diye ad takmak ne demektir?

    herhalde nazım hikmet meselesinin gerçek yüzüyle ortaya çıkarılmasının zamanı gelmiştir."

    ha şimdi, nazım hikmet meselesi gerçek yüzüyle ortaya çıkarılmış mıdır yoksa hala etrafından tırtıklanmakta mıdır, bu da başka bi entry'nin konusu artık.
  • bugünlerde bir süreden beri “pencere”si açık değil. hastanede, yatarak fizik tedavi görmekteymiş; tez zamanda sağlığına kavuşmasını dilerim.
    *
    o ki, cumhuriyet’in ikinci sayfasındaki penceresi’ne baktığınızda görünenden daha fazla birisi; 60’lı yılların başından itibaren kemalizmin, cumhuriyet ve laiklik ideolojisinin yılmaz savunucusudur.
    bu duruşuyla ve cumhuriyetin bu iki ilkesine saldırı olduğunu düşündüğünde, bir devlet darbesi tertipleyebilecek kadar jakoben bir teşkilatçıdır.
    yazdıkları, etkisi azalmakla birlikte, “sol” kemalist düşünceye yatkın en az üç kuşağın fikri referansı olmuştur.
    gazetede yer aldığı bütün bu zaman içinde ve kurduğu cumhuriyet vakfı aracılığıyla adım adım gazetenin tek yöneticisi ve ağırlıklı hissedarı; hakimi olmuştur. başka hiçbir gazetede, gazetenin patronu, o’nun kadar gazetesine sahip değildir.
    beğenin veya beğenmeyin, sadece cumhuriyetin değil, türk basınının son dönemde yaşayan fenomeni haline gelmiştir.
    bu vasıfları, yaşadığı ve sağlığı elverdiği sürece cumhuriyet’i ve yazmayı hiç bırakmayacağını göstermektedir. hem eden bıraksın: cumhuriyetin ve “sol” kemalizmin alameti farikasıdır.
    *
    kendinden sonra, yarattığı efsanenin boşluğunu en fazla gazetesi cumhuriyet hissedecektir; hissetmektedir. daha şimdiden, savundukları ideolojileriyle birlikte, görüntüleri ve etkileri ile daha küçük bir alana çekilmektedirler. elde kalana razı olacaklardır.
  • türkiye’ye şeriat meriat gelmez. yılbaşında televizyonları izleyince gördüm. şeriatçılar artık sermaye ve medya sahibi oldu”. tamamdır. sözlerinin sahibi olduğu iddia edilen (çünkü başka bir kişi tarafından dile getiriliyor) gazetecidir.

    edit : kaynak hikmet çetinkaya imiş ...
  • (the) taraf (inşallah) gazetesi'ne, hasan cemal'e (namı diğer provokatör), emre aköz'e vs. göre yargılanmaya çalışılan büyük yazardır. darbeci diye yaftalanınca değerini mi yitirecek ilhan selçuk? ziverbey köşkünde işkence gören ve takdir edilesi bir akıl oyunuyla işkencecileri köşeye yatıran ilhan selçuk her şeyi yapmış darbe için ama olmamış öyle mi? yazarken küfretmem, sevmiyorum yazıda küfretmeyi, onca anlatılacak şey varken boş bir kelimeyle harcanmış sayıyorum küfürün doldurduğu yeri ama ilhan selçuk'a darbeci demek için kılı kırk yaran adam kırk kat gevezelik, harf kalabalığı yapmış olmuyor mu?

    tarihin gösterdiği gibi, politikanın gerektirdiği gibi, yeni bir kavram, ideoloji inşa ediliyosa sermaye sınıfı tarafından, eskisi harcanacak, küfredilecek, ezilecek. ilhan selçuk bir hata yapıyorsa o da eski ideolojide (resmi ideoloji deniyor buna sanırsam), 1. -yazıyla birinci- cumhuriyetçilikte diretmesi, (bkz: misak-ı milli), her devrin adamı olmaması, stratejik müttefikle sarmaş dolaş olmak, hükümet ve yakın çevrelerine, cemaatlere karşı saygıda kusur etmemek gibi önemli "gazeteci" özelliklerine sahip olmamasıdır. tam bağımsız türkiye'den yana olmak gibi ağır bir günah işlemektedir bu yaşlı adam.

    ulusalcı deniyor hakaret eder, suratına tükürür gibi... ırkçı demek istiyorlar ulusalcı deyince, sosyalizm kadar liberalizmden de haberi olmayan gençler ve liberalizmden bal gibi de haberi olan ancak getirdiği değerleri kolayca kendisinin ve iktidarının amaçlarına göre yontan liboş tayfası...

    milletini, ülkeni sevmeyeceksin! şirketleri, markaları seveceksin! ikonları, idolleri seveceksin! becerebiliyorsan, ezilen sen olmuyorsan sömürüyü seveceksin! yoksa seni sevmez bu genç siviller...

    ırkçı demek istiyorsunuz ya hani bu ruhu özgür adama, bir araştırıverin genç ve boş beyinler, bu adam eski ceza kanunun 159. yenisinin 301. maddesinden kaç kere yargılandı... bir tek orhan pamuk ( sessiz ev'i gerçekten güzeldir, keşke birilerinin hoşuna gitmeye çalışmak zorunda kalmayacağı, sadece eserleriyle para kazanabileceği bir ülke olsaydı türkiye) ile hrant dink (ki kendisi de diasporaya karşı olabildiğince karşı durabilmeyi becermiş değerli bir aydınımızdı) mi yargılandı zannediyorsunuz yoksa bu sebeple?

    özgürlük kuşları, on binlerce yurttaşımızın katillerini kurtarıcı, yol gösterici bellediniz de komünistlikten iki defa yargılanan bir çınarı solcudan saymadınız öyle mi...

    haydi ordunun alışveriş listesi gibi darbe listesi yaptığına inandık öyle istediniz diye, herhalde bu adamın ölüsünü kullanacaklar değil mi, bazılarınızın yaptığı gibi? adamın eli kalem tutmuyor, yaşı kemale ermiş ama darbe yapılırsa sevinçten uçacak, hem de askerden en güzel yargılama ve sorgulama (!) yöntemlerini sıkıyönetimde yemişken bu adam! siz öyle diyorsanız doğrudur tabi...
  • hasan cemal'in referansıyla ne olduğu anlaşalıcak kişiymiş.
    o hasan cemal ki uğur mumcunun arkasından neler sallamış cumhuriyeti çok severken. ve insan!
  • 17 gündür yoğun bakımdaymış. cumhuriyet gazetesi başyazarı. imtiyaz sahibi.
  • ergenekon davasında iddianameyi hazırlayan savcılara karşı açtığı hukuk davasında, talebi yerel mahkmece kabul edilen yazar,sanık.
    http://haber.gazetevatan.com/…d=299580&categoryid=1
  • "özel telefon görüşmelerindeki üçüncü kişiler hakkında yaptığı konuşmalarının iddianamede yer almasının türk medeni kanunu’nun 25/1 maddesi uyarınca hukuka aykırı olduğunu" birilerine öğreten. http://www.hurriyet.com.tr/…em/14413145.asp?gid=373
  • vefat etmiştir.
  • hakk'a yürümüş, allah rahmet eylesin. türkiye onun gibi düzgün adamları bi daha zor görür.
hesabın var mı? giriş yap