• ingiliz kuvvetlerinde gorev yapmis, oradan bir ingiliz yatkinligi olan, sonralari halk adami havasindaki oboteyi darbeyle devirip, "halk beni istiyor, beni goreve secti" diye diye uganda baskani olan bir adam.

    zamaninda sirin gozuktugu icin bu gelisme pek bir rahatsizlik yaratmiyor, zaten arkasinda ingilizler ve israil'in parasi var. (israil'in zamane kolonicilere ozenerek bir dizi "yatirim" yaptigi bir zamana denk gelmis arkadas). fakat iktidara geldikten kisa sure sonra, gercek yuzunu gostererek rakiplerini tek tek altetmis. bunun icin de sahane bir yol bulmus, silahla yakalanan ugandalilarin idamini ongoren bir kanun gecirerek. bu sayede istediginin eline silah tutusturup idam ettirebilmis.

    bir polis ve teror devleti kurmasini tahmin edilecegi gibi milliyetcilik naralariyla ortbas etmis amcam. kisa sure icinde ulkedeki yabancilari hedef almis populer destek icin. israillilere terk etmeleri icin 1 hafta sure tanimis ve bu da israille arasinin bozulmasinin baslangici olmus. daha sonra, ulkedeki ozel sektorun cogunu elinde bulunduran ingiliz vatandasi hint asilli uganda dogumlu homo sapiens sapienslere 3 ay sure vermis gayrimenkullerini birakip ulkeyi terk etmeleri icin. (wikipedia diyor ki idi amin bu hareketi ruyasinda gordugunu ve vahiy olarak geldigini aciklamis)

    tabii millet kendi ulkesindeki islerin basina gecince cok sevinmis ama vasifli isciler ve yoneticiler cok yetersiz kaldigi icin bir halt calismamaya baslamis. bizim guneydoguda, birinci dunya savasi sirasinda, demiryollarinda calisan ermenileri kovup (daha dogrusu alman demiryolu sirketine nota verip), sonra isler bozulunca iscilerin bir kisminin geri alinmasini hatirlatiyor bu olay. ama bunlar asyalilari geri cagirmamislar, halki da egitememisler, isler de pek duzelmemis ve halihazirda kotulesmis olan ekonomi cokmus. tabii gunahkecisi olarak bircok insan oldurulmus.

    idi amin beyimiz bu siralarda kendi halkini oldurmek, kenyayi filan isgal etmek icin yeni silahlara ihtiyac duymus ve ingiltereye yollanmis plansiz programsiz. havaalaninda buna niye geldiniz diye sorunca, kralicenizi ziyaret etmek istedim demis ama tabii kralicenin bundan haberi yok. sansina o da o sirada londradaymis, uyduruk bir gorusme ayarlanmis alelacele. boyle sacma hareketlerle kendine egzantrik bir hava verdikten sonra, asil amaci olan silah gorusmeleri icin disisleri bakanligina yollanmis ve ingiltere inanilmaz bicimde adama silah satmayi reddetmis. bunun uzerine libyaya, fkoya, suudi arabistana filan donmus idi amin ve tabii ic politikada da buna paralel olarak musluman kardesligi edebiyati yapmaya baslamis bol bol.

    sonra bir gun fko'nun rehin aldigi israillilerle dolu bir ucagin inmesine izin verip, onlara konuslanmalari icin bir yer sagliyor ve boylece baslarda cok ekmegini yedigi o sirin diktator imajini artik kesin bir sekilde yokediyor. israil ozel kuvvetleri bir operasyonla adami hacemat edip, neredeyse tum rehineleri kurtariyorlar ve bu idi aminin prestijini cok zedeliyor. o da her zamanki gibi hirsini daha cok insan oldurerek almis. zaten bu aralar artik iyice paranoyaklasmis, ingilizler buyukelciliklerini kapatinca, onlari yendigini aciklayip kendine "ingiliz imparatorlugunun fatihi" gibi bir unvan vermis. hemen arindan sizin gibi "ulan ufak at da civcivler yesin" diye gulen birsuru insani insaatlara cektirmis. discovery times channeldaki bir belgeselde gormustum, adamin upuzun bir resmi kiyafeti var ve butun on tarafi madalya kapli; yarisi iste boyle ingiltere fatihi, iskocya krali gibi gotten uydurma seyler, diger yarisi da ikinci dunya savasinda her ulkenin kendi askerlerine verdigi madalyalar. ve tabii ki amcamin askeri unvani field marshall olmus nasil olduysa. bu da size enver pasayi hatirlatsin, gerci onun hayalgucu ve piskinligi bununla boy olcusemez ama.

    en sonunda gercekten askerlikle alakali birsey yapip tanzanyaya saldiriyor ama tanzanya, bundan iyice bikmis olan ugandalilarin da yardimiyla, ulkeye girip idi amini koltugundan ediyor. ama bu mutlu son falan degil. idi amin suudi arabistana, rahat bir surgun hayatina kaciyor ve kendisinden hic bir zaman, oldurdugu 300 ila 500 bin insanla geri biraktigi koca bir ulkenin hesabi sorulamiyor. bu da bana ulkemiz tarihinin baska yapraklarini hatirlatti, hani diktatorluk anayasasina "bizi hicbir suctan dolayi yargilayamazsiniz" diye madde koyduran simdinin egzantrik, sirin ihtiyarlari var ya netekim.
  • hababam sınıfı serisinin bir bölümünde sınıftakiler okuldan kaçmak için uganda cumhurbaşkanını karşılamaya gideceklerini söyleyerek kapıcı veysel abiye kapıyı açtırırlar. filmin çekildiği tarih açısından bakarsak hababam sınıfının güya karşılayacağı uganda lideri idi amin'den başkası değildir.
  • bu amcanın iktidarı sırasında bakanlarından birini yediğine inanılır.
    zira kendisi de hayattayken bu söylentiyi asla yalanlamamıştır. bir devlet başkanına yakışmıyor tabii. misal bizim buralarda olmaz öyle şey. bir kere bizimkiler incecik afrikalı değil ki. şişmanlar. bir oturuşta dış işleri bakanını yiyen adamı takdir ederim aslında.
  • bu adamın hikayesinde benim en çok dikkatimi celbeden unsur, bu elemanın tahtını taşıyan beyaz (çoğu britanyalı) iş adamlarının mentalitesidir. şu fotoğrafa (http://getir.net/kf3) bakan birisi, manyak diktatörün bu iş adamlarını, tahtını ya da şemsiyesini taşımamaları halinde pişirip yemekle (ki başka insanlara yapmadığı şey değildir) tehdit ettiğini falan düşünebilir. mamafih durum hiç de göründüğü gibi değildir.

    gerçekte, söz konusu iş adamları bu eziyet gibi görünen şeyi tamamen uganda'nın yağlı devlet ihalelerini alabilmek için yalakalık olsun diye yapmaktadırlar. kapitalistlerin dinlerinin imanlarının para olduğunu, yüklü miktar para söz konusu olduğunda bir kapitalist için şeref, namus, onur gibi kavramların asla bir şey ifade etmediğinin en iyi göstergesidir bu fotoğraflar.

    öte yandan idi amin'in tutumu ise anti-kapitalist olmayan kof ulusalcı ideolojinin nasıl da gösterişçi bir geri zekalılık olduğunu ortaya koyar. amin kitleler önünde tahtını taşıtıp, yaptığı bu şovla halkının (ve daha da çok kendinin) boş bir gurura kapılmasına neden olsa da, yoksul uganda halkının kaynaklarını doyasıya sömürenler yine bu batılı, beyaz kapitalistler olacaktır.

    aslında idi amin'in tahtını taşıyan kapitalistler yarım saatlik bu küçültücü yalakalık sayesinde şirketlerini fukara ugandalıların sırtlarına yüklemekte ve zenginliklerine zenginlik katmaktadırlar.
  • oğlunun adı esteban olsa ne güzel olurdu.

    (bkz: idi amin oglu esteban)
    (bkz: esteban idi amin oglu)
  • the last king of scotland'a ve internet üzerinden erişebildiğim pek çok kaynağa göre acımasız bir dikdatördür. anlayamadığım şey, devlet başkanlığı söz konusu olunca her düşüşte muhteşem bir zafer kazanmış gibi sokaklara dökülen ugandalıların arasında hala idi amin için 'süper askerdi, ne dahi adamdı, bizim ezilmememiz için her şeyi göze aldı' gibi yorumlar dönüyor olması. ilginç tabi. kolonizasyona ve esarete karşı muhteşem bir savaş çıkardığını söyleyenler de var. nitekim neo-nazilere sahip bir dünyada, neo-aminlerle karşılaşmaya şaşmamak gerekir belki, lakin 300.000 insanı öldürmüş bir insana hayranlık duyulabiliyorsa, hikayenin tam olarak aslı, okuyup görebildiğimizden ibaret ise yani, bir manüplasyon yok ise ortada, insan ırkının derinlerinde muhteşem bir şiddet eğilimi ve orospu çocukluğu olduğunu düşünmeye başlayacağım.
  • bu zalim diktatörün batılılar tarafından en affedilmez özelliği beyaz iş adamlarını ve ingilizleri köle olarak kullanmasıydı. lakin bazı fotoğraflarını görünce gizlice takdir etmiştim. beyazları köle gibi kullanıyor, onları esir alıyordu. hele bir fotoğrafta görmüştüm. iki kravatlı ingiliz iş adamı ellerinde yelpaze ile idi amin'i serinletiyordu. sanki ben serinledim. "etme bulma dünyası", "dinsizin hakkından imansız gelir", "çivi çiviyi söker", "faşizminden faşizme mektup"...
    ne derseniz deyin. ingilizler/avrupalılar yüzyıllarca kara kıtayı yağmaladılar. siyahî insanları sattılar, çalıştırdılar. zengin avrupa medeniyeti idi amin'in yeğenleri, komşuları ve kardeşlerinin kanıyla kuruldu. eh intikam da böyle bir şey işte. maalesef. bu kanlı diktatörün yaptığı avrupaya ders olsun. londra metrosunu hintli kölelere boğaz tokluğuna yaptıran ülkenin işadamı da böyle yelpaze sallar.
  • beyaz iş adamlarını köle olarak kullandığı bir resim aşağıdaki adresten görülebilir:
    http://www.wehaitians.com/…ler of unganda dies.html
  • ayvalık'ta üç beş kafadar eğlencesine bir ilan vermişti. idi amin öldüğünde taziye mesajı hazırlamışlardı. bunu beğenen yerel gazete yarım sayfa basmıştı ilanı.

    "başsağlığı

    yüksek tansiyondan 80 yaşında hayata veda eden
    uganda devlet başkanı

    idi amin'e

    tanrıdan rahmet sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz

    (isimler isimler)
    ve bir grup yamyam

    not: çelenk gönderilmemesi rica olunur.
    rahmetli çiçek sevmezdi.

    ayvalık"

    ardından soruşturma açıldı. zira, yakın zamanda iki ayrı insan eti yeme vakası yaşanmıştı. ilanı verenler bunun şaka maksatlı, eğlencesine bir olay olduğunu söyleyip sıyrıldı. cnn röportaja geldi. ytü'den bir profesör öğrencilerini tez yazmak için teşvik etse de, ilanı verenler çok meşgulüz gelmeyin diyerek bu girişimi engelledi.

    gel gelelim, ayvalık afrikalıların da yaşadığı bir ilçe. (bkz: afrikalılar kültür ve dayanışma derneği)
    eskiden çokça afrikalı varsa da şimdilerde sayıları epey azaldı. bu ilan nefret söylemi ihtiva da ediyor. neyse ki iş o kadar uzamadı, unutuldu.

    http://i.imgur.com/fdycg.jpg
  • 1970lerin sonunda düzinelerce şempanzeye uganda ormanlarının derinliklerinde kendisine ait alanlarını korumak için pala kullanmayı ve palayla saldırmayı öğretmiştir. yıllar sonra hayatta kalan bu şempanzeler primatoloji uzmanları tarafından bulunduğunda, birbirlerine palaları kullanmayı öğrettikleri farkedilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap