• girit adasinin ana liman kentidir. "gorursun hanya'yı konya'yı" soyleminde bahsedilen hanya burasıdır.
  • bir konferans vesilesiyle 5 gün tadına vardığım girit adasının bir şehri. bir şekilde yolu düşeceklere lazım olabilecek birkaç yorum da ben yazayım:
    hanya şehir merkezine taksi ile 20 dakika uzaklıkta uluslararası bir havalimanı mevcut. chania i. daskalogiannis international airport olarak geçiyor ismi. daskalogiannis, ada osmanlı yönetimindeyken ruslardan cephane desteği alıp türklere isyan etmiş bir giritli. bunun bedelini daha sonradan çok ağır ödüyor.
    ister konforlu taksilerle (çoğu mercedes), isterseniz bizdeki havaş benzeri otobüslerle şehir merkezine çok rahat ulaşılabiliyor. otobüsler çok sık değil ama fiyatı çok uygun. taksiyle 20 euro civarı tutuyor. benim booking.com aracılığı ile bulduğum el greco hotel gerçekten gerek lokasyonu gerek uygun fiyatları açısından barınma sorunu için ideal çözüm. nea chora denen plaja 10 dakika yürüme mesafesinde ve aynı zamanda eski kent merkezi ve venedik limanının hemen dibinde. yalnız, bu otelde kalırsanız kahvaltıyı otelde yapmayın. vasat bir kahvaltı menüsü var ve oda fiyatına dahil değil. onun yerine, her gün farklı bir mekanda kahvaltı edin. ara sokakları dolaşın güzel yerler mutlaka çıkıyor karşınıza. yunanistan' da bir hayli yaygın everest adındaki zincirin bir şubesi de mevcut. hamur işleri, kendi isteğinize göre hazırlanan sıcak ve soğuk sandviçleri de kahvaltı için gayet uygun bu cafenin. akşam yemekleri konusunda #16919030 nolu entry'e ve silensio'ya aynen katılıyorum. söylenecek herşeyi söylemiş. limanda denize bakan bu kişiliksiz restoranlar aynı zamanda bir o kadar kazık ve yavşağın en önde gideni garsonlara sahip. eski şehrin ara sokakları her daim daha güzel. mesela biz şans eseri son gün ara sokaklardan birinde the well of the turk diye bir restoran bulduk. fas yemekleri yapılan yunan meyhanesi ortamında bir yer ama ortam ve yemekler şahane. gezilecek görülebilecek enteresan şeyler konusunda şehir merkezini dolaşırken kendiniz görecekseniz. merkezi gerçekten çok güzel. tek kötü yanı fazla turistik. eylül başında gitmeme rağmen turist kaynıyordu.
    şehire girerken, 2 minare göreceksiniz. vay efendim 2 cami faaliyette, hala türk-müslüman faaliyeti mevcut demeyin. bir tanesi kapalı diğeri de minare ile kilise çan kulesinin aynı yerde buluştuğu bir formatta gezginlere sunulmuş. aslında kilise olarak kullanılıyor ama giritliler minareyi yıkmamışlar. zaten osmanlılar gelmeden önce de kilise olarak kullanılan yapıya yeni bir çan kulesi eklemişler. böylece enteresan bir dinlerin buluşması ortamı çıkmış ortaya.
    şehir merkezindeki nea chora plajından bıkarsanız ve bir araba kiralamak isterseniz, şehrin kuzey kesimlerinde (havalimanının doğusuna denk geliyor) güzel ve daha sakin ve daha az turistik plajlar mevcut. hatta bu plajlardan bir tanesi meşhur alexis zorbas filminin maden sahnelerinin ve final sahnesinin çekildiği dağın dibindeki sahil. bu zorba'nın plajına belediye otobüsü de mevcut ama araba ile giderseniz, buraya kadar gitmişken kırsaldaki 2 çok eski manastırı ziyaret edebilir, girit teknik üniversitesi'ni görebilir, venizelos' un muhteşem hanya manzaralı mezarını gezebilir (kendisi hanyalıymış) ve çok leziz dağ havası alıp mediterraneo formuna geçebilirsiniz. platanias gibi hanya'nın kent merkezinin güneyindeki kasabalar beş para etmez tatil köyleri dolu. tipik bir turistik tatil sunabilir sadece.
    son olarak, yol kenarlarında zaman zaman küçük minyatür kiliseler ve içinde mum yanan küçük küçük şapel maketleri görebilirsiniz. bunlar nedir deyip şaşırmayın. o yerde trafik kazası geçirip ölen birisi olursa, öldüğü yere (örneğin bir viraja) ailesi bir nevi onun anısını yaşatmak için yaptırırmış bunlardan yolun kenarına.
    bir hatırlatma: girit rakısı tsikoudia almadan gelmeyin derim. ev yapımı olanları (hatta içine bal da katıyorlar) daha makbul diyorlar yerliler ama benim g.tüm yemedi açıksası buna. hanya merkezde, carrefour'da bile bulunan 'kretarakı' markasından aldım. susuz, shot bardağıyla içiliyor. suyla içileni için (bkz: ouzo). carrefour'da birde konserve ahtapot bulunuyor. zaten hanya'nın genelinde çok bol ahtapot. taze taze asıyorlar iplere, güneşte pişiyor. tabi konservesini de yapmışlar haliyle. bunlardan 5-10 tane almadım. 2 numune aldım geldim. lakin pişman oldum az almakla.
  • balayını geçirdiğimiz yer. ege ve akdeniz'e aşina insanlar olarak çok da bir numarasını göremedik aslında. direkt uçuş olmadığı için uçakla heraklion'a oradan da otobüsle hanya'ya geçtik. otobüs 2.30-3 saat sürüyor. 20 euro verdik sanırım kişibaşı. hanya'da daha çok beach otel tadında yerleri barındıran agia marina'da amalthia diye bir otelde kaldık. denizi fenal değil. en azından kum sahil ama deniz biraz bulanık, berrak değil ege gibi. bir gün araba kiralayıp yakındaki sahillere gittik (1-1,5 saat uzaklıktaki yerler). araba kiraları yüksek bayağı bu arada. auris'i 75eur'a kiraladık. yüksek sezon olduğu için daha ucuzunu bulamadık. balos lagoon sıkıntılı yoluna ragmen gitmeye değer bir yer. şöyle ki araba kiralama şirketleri bile yasak koyuyor gitmene araba mundar olmasın diye ama yasaklar delmek için:) zaten gittiğinizi anlamasının bir yolu yok arabada gizli bir gps yoksa. biraz suladık arabayı tabi teslim etmeden önce. toz toprak olmuştu. kaliviani köyünden kalkan servisler de oluyorormuş ama 2 saatte bir geçtiği için yakalamak zor. yola dönecek olursak köyün hemen bitiminde toprak yol başlıyor. 20-30 dakika boyunca sarsıla sarsıla yürek ağızda gidiyorsun çünkü yol hem dar, hem bir taraf uçurum koruma da yok. yaklaştığınızda kilometrelerce uzunlukta bir kuyruk halinde yol kenarında park etmiş arabaları göreceksiniz. sakın bizim düştüğümüz hataya düşüp ilk bulduğunuz yere ki kuyruğun sonu yani, park etmeyin zira bütün o araba kuyruğu boyunca girişe kadar da yürümeniz gerekecek. girişten sonra yaya olarak gitmeniz gereken 3km daha var. o sıcakta gerçekten eziyet oluyor. girişe kadar arabayla devam edin. orada bir otopark var. birileri çıkana kadar bekleyin. insanlar yer yoktur diye yol kenarına park ediyor riske atmamak için ama biz girişe vardığımızda birkaç tane boş park yeri bile vardı. bayağı pişman olduk dönüşte o sıcakta araba kuyruğunun taa sonuna kadar yürümek zorunda olduğumuz için. girişten sonra yaya gidilen patikada mad max'teki gibi bir ortam var, bir ağaç gölgesi yok anca kızıl bir toprak ve bodur çalılar. ama sonrasında muhteşem bir manzara bekliyor sizi. (bkz: http://i.ytimg.com/…i/1sq2l6nukn4/maxresdefault.jpg) biz aşağıya kadar inmedik, gözümüz yemedi. resimleri çekilip geri döndük ama inip denize giren yüzlerce insan vardı. yanınıza mutlaka büyük boy su alın o yolu yürürken, bolca da güneş kremi.

    balos'tan arabayla falassarna'ya devam ettik. orası da kumları beyazımsı, kaputaş kıvamında bir kumsal. aşırı dalga vardı ama dalgalarla boğuşurken eğlendik. falassarna'ya inen yoldaki restoranlardan birinde yemek yiyebilirsiniz. hem lezzetli hem de manzarası güzel. biz spilios diye bir yerde yemiştik. fena değildi. güneyde elafonisi diye başka güzel bir kumsal daha var ama vaktimiz yetmedi oraya da gitmeye. ikinci dünya savaşına meraklıysanız souda ve maleme yakınlarındaki alman mezarlarını ziyaret edebilirsiniz.

    hanya kordonboyuna 2-3 kere gittik akşamları. şirin bir yer ama saatler geçirebileceğiniz bir yer değil. bir de acayip kalabalık. yolda zor yürüyorsunuz. bir akşam da stalos'a gittik. kaldığımız yere yakın dağda bir köy. bize önerdikleri bir restoran için gittik ama dağ havası çok güzel, buram buram kekik kokusu da cabası.

    yemekler için genel söyleyeceğim şey bizi uçuran bir lezzet olmadı ama restoranların geneli ortalamanın üzerinde lezzetli. yani türkiye'de herhangi bir restoranda yemekler kötü olabilir ama girit'te herhangi bir restoranda lezzetli bir şeyler yiyeceğiniz garanti. birkaç öneri yapmam gerekirse hanya sahildeki apostalis, stalos'taki leventis taverna ve agia marina ile hanya arasında kalan corinna star restoran (trip advisor'da 1 numarada zaten) denemeye değer. apostalis'te deniz ürünleri, leventis'te et yemeli. bir çılgınlık yapıp salyangoz da yedik ama bizim damak tadımıza uymadı. corinna star'da ambiyans çok güzel. denizin tam dibinde. biz gün batımını kaçırdık ama denilene gore tam günbatımını izlemelik bir yer. yemekleri ve kendi şarapları da güzel. az çeşit var ama lezzetli. zaten aile restoranı. genelde tıkabasa yiyip en fazla 60eur hesap ödedik. bu arada hesap istediğinizde ikram olarak tatlı meyve ve küçük bir şişede uzo geliyor. yani hesaptan once ayrıca tatlı sipariş etmeyin ve son şişe uzo'ya midenizde yer ayırın zira içmezseniz ayıp oluyor.

    sonuç olarak deniz ve doğa için gitmeye çok değer olmayabilir ama yemekler için değer. sakin bir balayı isteyenlere tavsiyemdir.
  • girit adasının heraklion'dan sonra 2. büyük şehri. ülkemizden direk uçuş bulunmadığı için atina'dan feribot ya da uçak ile ulaşabilirsiniz. 2 çeşit feribot bulunmakta bir tanesi hızlı(5-6 saat) diğeri yavaş(min. 10 saat), tabii ki aralarında fiyat farkı var. ben 5 sene önce kullandığımda yavaş olan 10 eur gibi bir ücrete sahipti.

    gelelim şehri anlatmaya. feribot ile gelirseniz souda limanında iniyorsunuz. burdan tüm yapmanız gereken bir souda - chania otobüsüne binip şehir merkezine gitmek. taksi de kullanabilirsiniz çok pahalı değil (10 - 12 eur) ancak otobüs tüm işinizi görüyor. otobüs sizi şehir merkezinde kapalıçarşı tarzı bir yerin önünde indirir. burası gerçekten şehrin en kalabalık ve en turistik noktalarından biri. söz konusu kapalıçarşı tarzı yerde her türlü yiyecek ve hediyelik eşyayı bulabilirsiniz.

    burdan biraz ilerlerseniz oldtown denilen yere geliyorsunuz. daha önceki entrylerde bahsedilmiş el greco hotel yeri açısından kalmak için çok uygun bir seçim. yemek için ise tamam adlı restorantı tavsiye ederim. patlıcandan nefret eden biri olarak hayatımın en güzel hünkar beğendisini orda yemiştim.

    chania'da gezilecek yerler, yapılacak şeyler çok. size tavsiyem araba kiralamanız. elefanossi, falassarna ve ballos mükemmel plajlar. günübirlik retyhmno'ya da gidilebilir araba ile 1 saat. çevredeki sayısız dağ köyüne gitmekte fayda var. bu arada kimse bahsetmemiş ama chania'nın şehir merkezinde gece en hareketli olan yer sayısız cafe ve barın olduğu kumkapı adlı yerdir. neden kumkapı dediklerini öğrenememiştim.

    gitmek isteyip de daha detaylı bilgi isteyenlere yardımcı olabilirim.
  • cevat çapan 'ın memleketi.
  • yüzyıllar boyu osmanlı egemenliğinde kalmış fakat osmanlı'ya ait hiç bir şey barındırmayan şehir,
    en azından turistler için böyle çünkü az sayıda eser varsa bile bahsedilmiyor, kaydı geçmiyor sadece aynı rodos 'ta olduğu gibi ızdırap dolu karanlık istila yılları gibisinden bir kaç cümle ile geçiştiriliyor.

    hanya'nın eski liman bölgesi zaten her gidenin gördüğü bir yer fakat öylesine bir kere geçmekle yetinmeyin, dinlenin tekrar girin ara sokaklara, her sokakta başka şeyler keşfedersiniz,
    otantik bir yerde bir şeyler yedikten sonra tekrar yürüyün çünkü tadı ancak böyle çıkıyor, limanda denize bakan kişiliksiz turistik yerlerde bir şey yemeyin,
    çıkmaz sanılan labirent gibi sokakların dibinde kurulmuş koyu ağaç gölgelerinin altında, cıcır böceklerinin sesiyle dinleneceğiniz lokantaları kafeleri tercih edin.
    tamam ismindeki lokantaya ikinci yürüyüşümde denk geldim mesela, sarmısaklı otlu tereyağı, zeytin ikramıyla başlayın, musakka, haydari, cacıki gibi türkçe yemekler, bol zeytinyaglı girit otlarından dilediğinizi söyleyin, hesabı ödedikten sonra bir tabak helva ve karafakide buz gibi rakı ikramı da var.
  • osmanlilar tarafindan 1645 senesinini 17 temmuz'unda feth olunmus, elden cikmasi ise ii. mesrutiyetin ilaninin akabinde olmustur.
  • birçokları için kök..
    uzak ada fikrine başkent.
  • girit'deki uluslararası havaalanının olduğu şehir.
    (bkz: chania)
    (bkz: chq)
hesabın var mı? giriş yap