• arabesk ve pop kulturune yaptıgı elestırıler tam kıvamındadır, onno tunc ve uzay hepari'nın olumunden sonra turkıyede ikinci kez dinlemek istedigim bir pop albumu cıkmadı' sozu ise ayakta alkıslanmalıdır. lakın sozu sezen aksu'ya getırıp do minor olan yerde do dıyez mınordan gırıyor, boyle olursa kirli ve detonelıge ben duygusallık demem,patlıcan yemegı yapmıyoruz muzık yapıyoruz demesıyle hakettiği ovguyu sıfırlamıstır bunyemde.

    bazen teknık detaylardansa soyleyenın gırtlagı herseyın onune gecer,unutmayınız sayın fazıl say muharrem ertas hic nota bılmezdı ancak tum dunya onun sesını halen arastırmaktadır,zira oglu neset ertas'ın turkıyede ne derece onemlı olduguda su goturmez bır gercektır.

    kısaca sezan aksu hakkında soyledıklerı ıcın gokmen ozdenak'tan (bkz: e amın ooo) dedıgım ünlü piyano virtuoz'umuz üstün bilgili muzik insanımızdır.
  • bir ben hak veriyor olamam kendisine, bir ben anlıyor olamam. belki ifadesini gözden geçirip çoğunluğun anlayabileceği bir tercüme ile yenilese kendini - anlamaya çalışmayanların içinden tabi - daha çok anlayanı olacak. ama onun da böyle bir kaygısı yok işte...
    düşüncelerinden vazgeçmemesi yine de umut vaat ediyor fikirdaşlarına.
  • illa her aydın toplumu aydınlatmak zorunda mı? fazıl say sadece çalsın, sanat yapsın. laf yapınca patlıcanı çıkıyor...
  • müziğin, ilk kez belki de kemikleri birbirine vurmak sureti ile yapılmış olabileceğini, bugün bile istense, tenekeye vurarak gaayet de güzel müzik yapılabileceğini kavra(ya)mamış (elitist) müzisyen...

    piyano başlıyormuş do minörden; sezen, doğru şekilde girip, si minöre kaydığı için duygusuz; müziği de patlıcan yemeği gibi oluyormuş...

    hey allahım! manu chao kırık dökük, kurt cobain de zamanında akordu bozuk gitarlarla kapuska mı yaptılar o zaman...?

    en nefret ettiğim yemek pırasadır, ama anneannem yapsa, onu bile yerim. bob marley şimdi hayatta olsa, çalacağı teneke sesini bile dinleyebilmek için bile ömrümden feragat edebilecekken, senin müziğin bende neden bu kadar mide bulantısı yapmaya başladı acaba???

    do minörmüş, si minöre doğru detoneymiş. gel kumsala şöyle ılık bir saros akşamında, göstereyim sana afiyetle müzik nasıl dinlenirmiş... (bu arada, 5li ve 9'lu akorları basmak için hiç yormam kendimi, baştan söyleyeyim. ha basana saygım sonsuz, o da ayrı. gelsin, onunla da çalalım, afiyetle...)
  • son olarak sezen aksu'ya da(-ki çok da sevmem) laf atarak, "ben saksı değilim, aydınım. herşeyi ben bilirim. bana soracaksınız." boyutuna ulaşmıştır.

    işte sosyal medya böyle bişey. suskunken, senede bir kere röportaj verirken çok matah sandığımız adamların gerçek yüzlerini böyle şrak diye ortaya çıkarıyor. bu adam da demek ki senin benim gibi (eleştirilen ekşici gibi) her gördüğü şeye bir kulp takan, misantropik bi tipmiş. abartmışız... üstelik adamın başında yetkili bir moderasyon da yok. gg'den de korkmuyor.
  • fazıl say'la alakalı esas problem bence fazıl say'ın bir kanaat önderi muamelesi görmesinde. eleştiren de, öven de sakat bir açıdan yaklaşıyorlar. bir kere sapla saman birbirine karışırıyor, eleştirilen arabesk müzik mi yoksa arabesk kültür mü? nedir yani? görünene göre fazıl say arabesk'i toptan eleştirmeye çalışıyor ancak bu fazıl say'ın işi değil. tabii ki eleştiri hakkı saklıdır fazıl say'ın her vatandaş gibi ancak fazıl say'ın bizde çok görülen "böyük adam" sendromuna tutulduğu da bariz. nedir bu, atıyorum adam mesela jeoloji profesörüdür ama islam kültürü üzerine ahkam keser sonra bir sürü insan da alkışlar "profesörden iyi mi bilecen!!!!" diyerek. herkesin uzmanlığı farklıdır, bir insan herşeyi "en çok" bilemez. fazıl say'ın kimliği nedir, üzerinde ahkam kestiği konular nedir? fazıl say "piyano, do minör'den başlıyor, sezen, do diyez minör'den girip, si minör'de arıyor parçayı." dediğinde "sen yanlış duymuşsundur" diyebiliyor mu insanlar? diyemiyorlar zira fazıl say'ın "uzmanlığı" o. arabesk müzik örnekleri üzerinden dese ki "şu şu şu sebeplerle arabesk müzik yavşaktır" kimse bir şey diyemez ancak fazıl say kendini tutamıyor hiç bir alakasının olmadığı sosyolojik ve kültürel mevzulara da bulaşıyor. burada adamın haklı olduğu nokta facebook'ta kendi kendine yazdığı bir yazının bir anda bu kadar büyümesi. fazıl say durup dururken arabesk üzerine ulusal bir açıklama yapmadı, evet herkesin ulaşabileceği bir yerde yazdığı bir yazı ancak aradaki farkı da iyi anlamak lazım.

    gene de bunlardan bağımsız ben yaklaşımının çok yanlış olduğunu düşünüyorum, bir müzisyenin belli bir tür-akım için toptan "kötü" deme hakkı yok, olmamalı. müziğe genel olarak saygı duymak gerektiğini en iyi müzisyenler bilmeliler yoksa kendilerini de başkalarının karşısında benzer bir durum içinde bulabilirler.
  • (bkz: sanatçı)
  • bu ülkeyi çok seven bir adamdır. bu yüzdendir ara ara çıkışları, kızmaları, küsmesi... gidememesi... haykırması .

    zaten başarılıdır. ne üne ihtiyacı vardır, ne dikkat çekmeye, ne paraya. istediği yaşadığı ülkedeki herkesle birlikte daha mutlu, daha çağdaş yaşamaktır. ve o kadar haklıdır ki...
    konuşmaları serttir. ama bu ortamda başka şekilde dillendirme şansı artık yoktur.

    bu adam dinlenmelidir. her zaman hak vermesem de anladığım adamdır.

    bulabilenlerin biraz vakit ayırıp "uçak notları" adlı kısa kitabını okumalarını isterim. sanat yaşantısının başlangıcını, hocalarını, dönemin türkiyesini ve bakış açısını anlatan bu kitabı okuyanlar gerçekten daha iyi anlayacaklar; onu, sıkıntılarını, isteklerini ve korkularını...
  • yanlış görmüyorsam twitter profilini kapatmıştır ya da değiştirmiştir bilemiyorum.

    http://twitter.com/fazil_say
  • (bkz: sazıl fay)
hesabın var mı? giriş yap