29 entry daha
  • bu jenerasyonun daimi ikinciliğini tescilleyen turnuva olmuştur... geçen sene belgraddaki finali de tv den izlemiş ve o coşkulu seyirci önünde 18 yaşındaki gençlerin korkmasını makul karşılamıştım. ama bu seferkinde önümüze bahane olarak kendi seyircimiz önünde heyecanlanmamız gösterilince iş çığrından çıktı... dışarda seyirciden korkuyorsun, içerde kendi seyircinden heyecanlanıyorsun. nasıl olacak peki bu iş...

    gelelim turnuvaya... milli takımın tüm maçlarını izleyen biri olarak bir kaç izlenim aktarmak isterim. öncelikle bu turnuva sayesinde semih erden den tam anlamıyla soğudum... blok yeteneği müthiş, savunması iyi, hücum idare eder ama karakter sıfır. agresif tavırlar, kolayca oyundan düşmeler... eğer kendi içinde bir iki sene içinde mental bir devrim yapamazsa kaybolup gidecek gibi görünüyor...

    bu takımın tartışmasız yıldızı ersan ilyasova... koca bir sezonu neredeyse boş geçirmesine, geçen sene milli takıma gelmediği için neredeyse vatan haini ilan edilmesine rağmen hem oyun hem de mental olarak takımın en iyisiydi. zaten mvp de o oldu... cenk akyol turnuva boyunca kendini gösterme gayretindeydi. iyi niyetliydi... ama üzerindeki baskıyı kaldıramadığı çok açık. maç sonu tek ağlayan oydu ve tüm maçlarda suratındaki endişeli tavır hiç değişmedi. pozisyon itibarı ile nba'de çok zorlanacağını düşünüyorum ve bence kariyerine avrupada devam etmesi onun için daha hayırlı olacak.

    kaan kural tarafından takımın lideri olarak lanse edilen hakan demirel soğukkanlılıkla umursamazlığı zaman zaman karıştırdı. topun el yaktığı anlarda ya sorumluluk almadı ya da kötü tercihler yaptı.. ama kerem tunçeri, ender arslan ikilisine emanet türk basketbolunda ilerde görev alacağı kesin...

    ve oğuz savaş... final maçındaki şanssızlığını saymazsak - evet düpedüz şanssızlık çünkü iyi toplar kullandı- o da turnuvanın iyilerindendi.. sanırım o da asım pars gibi basketbola yatırım yapan tüm takımların formasını giyecek bi şekilde...

    ve tabi türklerin final oynayamama özelliği... olmuyor işte. eller kilitleniyor, bakışlar değişiyor. maç öncesi soyunma odası görüntülerinde oyuncuların yüzündeki endişeden belliydi her şey aslında. 4 turnuvadır final kaybediyor bu jenerasyon. tıpkı abilerinin 2001 de kaybettiği gibi... bence ''hedefimiz final'' cümlesini türkçeden çıkartmak lazım. belki ''hedefimiz şampiyonluk'' diye başlarsak kazanırız.

    final maçına gelince... aslında istatistikler her şeyi anlatıyor. kaçan onca serbest atış ve neredeyse ikilik denememize yakın sayıda üçlük denemesi... içerden oynamadık biz... üstelik içerden oynadığımız her pozisyonda ya sayı bulup ya da faul yaptırmışken. maçtan kopmamızı engelleyen üçlük bile oğuz savaştan geldi... o derece dışardan oynadık... üstelik berbat bir yüzdeyle oynamamıza rağmen hiç vazgeçmedik bundan...

    ne diyelim. darısı bu çocukların oynayacağı 2010 finallerine... herşeye rağmen bizi 10 gün boyunca heyecanlandırdıkları, bi kaç istisna dışında temiz oynadıları için teşekkür edelim bu çocuklara...

    türkiye size güveniyor...
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap